MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yaşanan gelişmeler ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP'ye uzaktan kumandayla genel başkan yerleştirdiğini söyleyerek "Olağanüstü kongrenin iradesini beklemeden ve çirkince dayatmalarla AKP'ye bostan korkuluğu dikmiştir" dedi.

Bahçeli, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun AKP Genel Bakan adaylığı ile ilgili değerlendirmede bulunarak; "Dışişleri Bakanı'nın, başbakan olması ülkemiz adına travmadır. 1 Mayıs 2009 tarihinden itibaren Dışişleri Bakanlığı görevini ifa eden Davutoğlu'nun siyasi mazisi felaket, fantezi ve hüsranla anılmaktadır" dedi.

Her şart altında hükümetin hukukun çizdiği sınırlar dahilinde ve hukuka uygun hareket etmek mecburiyetinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, "AKP hükümeti Anayasa ve yasaları rafa kaldırmıştır. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan pervasızca Anayasa'yı ihlal etmekte, suç işlemektedir. Yüksek Seçim Kurulu'nun Cumhurbaşkanı Seçimi'nin kesin sonuçlarını açıkladığı tarih olan 15 Ağustos'tan beri resmen Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, Anayasa'nın 101'inci maddesine aykırı hareket etmektedir. Söz konusu madde açık ve anlaşılabilir bir içeriğe sahiptir" dedi.

Yaşanan gelişmelerin hukuk devleti anlayışına zarar verdiğini ifade eden Devlet Bahçeli, "Nitekim Anayasa'nın 101'inci maddesinin son fıkrasına göre; Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erecektir. Artık Recep Tayyip Erdoğan 12. Cumhurbaşkanı'dır. 15 Ağustos'tan sonra siyasi faaliyetlere katılması, Başbakanlık, parti genel başkanlığı ve milletvekilliği görevlerini uhdesinde taşıması Anayasa'ya göre imkansız olacaktır. Ancak Erdoğan hala görevlerinden ayrılmayarak, adeta meydan okur gibi parti ve hükümet işleriyle ilgilenmekte, AKP'ye Genel Başkan atamaktadır." diye konuştu.

Açıklamasında Anayasa Mahkemesi Başkanını da eleştiren Bahçeli, "Türkiye'de hukuk, bizatihi seçilmiş Cumhurbaşkanı ve yandaşları tarafından boğazlanmaktadır. Durum çok vahim, çok kritiktir. Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, adalet kurumları yaşanan Anayasa felaketine sessiz ve tepkisiz kalmamalıdır. Her fırsatta konuşan ve değişik meseleler hakkında fikirlerini paylaşan Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın suskun ve durgun vaziyette gelişmeleri seyretmesi da anlaşılır gibi değildir.

Şayet hukuksal boşluk büyür, Anayasa tamamen geri plana düşerse; Türkiye'nin toplumsal dirliği, milli birlik ve beraberliği çok ciddi düzeyde sarsıntı geçirecektir. Sorumluluk mevkiinde olan herkes bu yakın tehlikenin önüne bugünden geçmekle görevlidir. Öte yandan Erdoğan, başarısız, yetersiz, aciz ve maceracı Dışişleri Bakanı'nı AKP'nin başına konuşlandırarak BOP'un Türkiye cuntasını tam olarak kurmuştur. Anlaşılmaktadır ki, BOP'un Türkiye şubesi halen açık ve faaldir" dedi.

Yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini ifade eden Bahçeli, "Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin vermediği bir yetkiyi hukuk anarşisiyle Ahmet Davutoğlu'na lütfetmiş, olağanüstü kongrenin iradesini beklemeden ve çirkince dayatmalarla AKP'ye bostan korkuluğu dikmiştir. Egemenlik Anayasa'ya tamamen zıt olacak şekilde bir şahsın ve etrafında öbekleşen zümrenin eline geçmiştir. AKP'deki oligarşik yapılanmanın Türk milletinin, Türk demokrasisinin ve Türk hukuk sisteminin hayrına olmayacağı kesindir. Milliyetçi Hareket Partisi , yaşanan Anayasa cinayetlerine en üst düzeyden tepki vermeyi sürdürecektir. Hiç kimse, milli iradeden ve hukuktan daha büyük değildir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı, inat ve ısrarla devam ettirdiği Anayasa'yı tanımayan tutumuna son vermezse, sonuçlarına elbette katlanacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi gelişmeleri çok yakından takip ederek mücadelesini şevk ve heyecanla yürütecektir. Bilinsin ki, Türkiye; Recep Tayyip Erdoğan'ın mülkü ve keyfi olarak kullanacağı miras malı değildir. Bu ülkede eksik de olsa hukuk vardır, kurallar vardır, teamül ve devlet gelenekleri hala ayaktadır" dedi.