MHP lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Bahçeli, Başbakanın seçimin ardından yaptığı balkon konuşmasını çiğnediğini söyledi.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

Türkiye yaklaşık 1 haftadır Taksim Gezi Parkı merkezli olaylarla kaynamaktadır. Şiddet baskı zulüm ve anlaşmazlıklar her tarafa yayılmıştır. Herkes endişelidir, kutuplaşma artmıştır. Başbakan yanan ateşe benzinle gitmiştir hiçbir uyarıyı kale almamıştır.

Hakikaten yaşananlar alarm vericidir. Gündeme gelen hadiseler ilişkiler ittifaklar restleşmeler gidişatı çığırından çıkarmaktadır. Taksim Gezi Parklı çakışma ve çekişmeler fecaate kapı aralaması an meselesidir. AKP hükümeti kriz yürütmektedir. Biz-siz ayrımı gütmektedirler. İşin tehlikesi de buradadır. Başbakan Erdoğan her alanda birliği sabote etmektedir.

HER SÖZÜ OLAY YARATMAKTA

Başbakan'ın her sözü olay olmaktadır, toplum beyanını dinlememektedir "ben yaptım oldu" demektedir. Başbakan başına buyruk ve ölçüsüzdür. Başbakan kibirli ve kinlidir. "Milletin hizmetkarıyım" derken otoriteyi sürdürmektedir. Erdoğan sert ve cebri yöntemlere iyice abanmıştır. Başbakan ve hükümeti artık husumetin hıncın adresi haline gelmiştir.

BALKON KONUŞMASI

MHP'nin çeşitli vesilelerde uzun zamandır tam bir isabetle öngördüğü tehlikeler başlamıştır. Bugünkü tablo AKP'nin siyasetinin kaçınılmaz ürünüdür. Başbakan'ın balkon konuşmaları ertesi gün kendisi tarafından çiğnenmiştir. AKP'nin ucuz yaklaşımları yıkım ve çözülmenin şifrelerini inşa etmiştir. Bizzat partimiz tarafından dile getirilen iyi niyetli ihtarlar muhatap alınmamıştır.

GEZİ PARKI FARKLI BİR OLAY

Küçümsemeyi aşağılamayı marifet sayan başbakandır. Teröristlere sevimlilik yapan başbakandır. Türk milletinin bin yıllık kazanımını heba etmiştir. İktidar bunalımlardan istifade etmiş, krizleri kullanmıştır. Düne kadar bilinçli bir şekilde huzursuzluk üretmiştir. Ancak Taksim'de yaşanan ve ülkemizin geneline yayılan olayların diğerlerinden farklı olduğu gerçektir. Olan biten bütün vakaları yalnızca ağaca bağlamak bir tarafı eksik bırakacaktır. Şüphesiz Taksim'de ağaçları kesmek olayları tetiklemiştir. Ancak meselenin gerisinde birikmiş öfke ve kızgınlıklar görülmektedir.

KENDİSİNE TENOR SIFATI EKLEYECEKTİR

Bize göre bu olayların ikiye ayırmak gerekir. Birincisi ağaçların kesilmesi ve rant elde etme çabasıdır. Durup dururken Topçu Kışlası'nı yapmak siyasetçinin sapmasıdır. Buna karşılık dernekler söz konusu park yerine Topçu Kışlası'nın AVM yapılmasını yargıya götürmüştür. 31 Mayıs'ta yapımı durdurulmuştur. Bu durum olayları dindirmemiştir. Başbakan Erdoğan AKM'yi de yıkarak opera binası yapacağını söylemiştir. Herhalde kendisinin eşbaşkanlık sıfatının yanına tenör sıfatı da ekleyecektir. Aklımızın almadığı husus Taksim'in tek eksiği opera binası mıdır?

ANITKABİR'DE HEDEFTE Mİ?

Başbakan AKM'den ne istemekte? İsminin başında Atatürk olmasından mı gocunmaktadır. Anıtkabir de hedefte midir? Gezi Parkı'nın suyu mu çıkmış? İstanbul'un nefes aldığı mekan Başbakan'ın uykularını mı kaçırmıştır? Taksim'in yağması konusunda fikir birliği içinde kimseler bulunmaktadır. Gezi Parkı'na dozerlerle girilmesi toplumsal infialin ilk belirtisini verdi. Şiddet tablosunu onaylamadığımız gibi telin ediyoruz. Polise emir verenler hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını bekliyoruz. Dikkatimizi çeken bir konu da Başbakan'ın ihanet sürecini birlikte götürdüğü kimselerin Taksim'de bulunması ve İmralı canisinin posterlerinin olması, PKK paçavralarının da olmasıdır.

AYNI KEFEYE KOYAMAYIZ

Samimi ve duyarlı bir şekilde Gezi Parkı'na sahip çıkan vatandaşlarımızla bölücü millitanları aynı kefeye koymamız söz konusu değildir. Demokratik haklarını seslendiren masum vatandaşlarımızın içine sızarak ülkemizi belirsizliğe götürmek istemektedirler. Maskeli yüzlerin polise saldırmalarının, parti binalarına saldırmalarının başka bir izahı bulunmamaktadır.

Taksim alaborasını kimler ihale yapmıştır? Türkiye nereye götürülmek istenmektedir? Bölücü mihraklarla nereye varılmak istemektedir. MHP'nin onlarla bırakın yanyana gelmesi isminin bile anılması alçaklıktır. Erdoğan'ın TİM'de yaptığı konuşmasında partimizi değişik unsurlarla aynı kategoriye alması saptırmaktadır. Biz parti olarak değil olayların içinde olmak yanından bile geçmeyiz. Biz dibi görünmeyen kuyulardan su içmeyiz.

AĞAÇ GÖLGESİNDE YATANLAR

Biz o çapsızlıkta olmadık, olamayız. Netiz, tutarlıyız, öngüven içindeyiz. Biz vatan savunması yaparken ağaç gölgesinde yatanlar neredeydi?

Ağacın derdine düşenler konu vatan toprakları olunca hangi caddelerde boy gösteriyorlardı? Bugünlerde ortalığı karıştırmak için diş bileyen ana muhalefet partisi, sözde çözüm süreci varken aklı neredeydi ne hakla kredi açıyordu? MHP'nin hiçbir mensubu olayların içinde yer alamayacaktır.

AKP'NİN DEVRİLECEĞİ YER SANDIKTIR

Bunun aksini söyleyen kim olursa olsun aramızda yer alamayacaktır. AKP'nin devrileceği yer sandıktır. Bunu yapacak olan Türk milleti iradesidir. Sokaktan sonuç çıkmaz çıksa da kimsenin yarararına olmaz. Başbakan Türk milletinin bölmeye odaklanarak taşeronluk yapmaktır. Ne olursa olsun tek seçenek demokrasidir, sandıktır. Gaz altında kalınsa da gaza gelmemektir. Başbakan 3-5 çapulcu diyerek küçümsemekten vazgeçmelidir.

KİMİ TEHDİT EDİYORSUN

Erdoğan bir basın mensubuyla polemiğe girerek evde zorla tuttuğumuz yüzde 50 var demesi sorumsuzluktur. Sen kimsin ve kimi tehdit ediyorsun? Sen de Taksim'deki itirazları bir kaşık suda boğmak istiyorsun. Bindirilmiş kıtalarını nerede konuşlandırdın. Son çare olarak Tunus'un devrik lideri Binali gibi ülkeden kaçtığın gün Türkiye'nin de iç savaşa sürüklenmesini mi sağlayacaksın?

AKP'YE OY VERENLERDE RAHATSIZ

AKP'ye oy vermiş vatandaşlarım Başbakan'ın konuşmalarından rahatsızdır. Sayın Cumhurbaşkanı Gül de demokrasinin sadece sandık olmadığını söyleyerek ders vermiştir. İstanbullu kardeşlerimin onayı olmadan Gezi Parkı'nda AVM bulunamaz, AKM yıkılamaz.

TAKSİM'DEN TAHRİR ÇIKARMAK

Taksim'den Tahrir çıkarmaya yönelerek, Türk baharı çıkarmak isteyen istihbarat elemanlarının ekmeğine yağ sürerek hiçbir sonuç elde edemeyiz. Taksim gezi parkındaki gelişmelerin ikinci boyutu ise yılların birikmiş tepkisidir. Bu zihniyetin iki ayyaş sözü kurşun gibi herkesi vurmuştur. İçki içen herkes alkoliktir sözü bomba etkisi yapmıştır. Kindar nesil temennisi herkesi endişelenmiştir.

TENCERE TAVA CEVABI

Tencere tavalar ellere alınmış, ışıklar yanıp söndürülmüş, caddeler doldurmuş olaylar mesafe almıştır Başbakan’ın tencere tava hep aynı hava sözleri ile 10,5 yıldır baskı atında kalan kardeşlerimizle dalga geçmiştir. Biz de Başbakan’a diyoruz ki, tencere dibin kara seninki herkesten kara. Başbakan Erdoğan'ın bu böyle bir ortamda kaçıp gitmesi nasıl bir durumdur. Yarın öbür gün daha zor bir durumda ülkeyi terk edip kaçar.

BASİRETSİZLİK

Başbakan Erdoğan'ın yurt dışına gitmesi ise basiretsizliktir. Türkiye kritik bir eşiktedir. Türkiye tarihi bir virajdadır. Ya yangını hep birlikte söndüreceğiz ya da birlikte yanacağız. Sağduyunun kaybolması daha vahim sonuçlar doğuracaktır. Burada en önemli görev Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümetine düşmektedir.

"Başbakan'ı yedirmeyiz" kampanyası başlatan sanal delikanlılar, Başbakan'ın kendisini yiyip bitirdiğini görmelidir. Başbakan Erdoğan kuru sıkı atmaktan vazgeçmelidir. Medya artık haberleri tarafsız vermelidir. Türk milleti seri kanlı hareket etmelidir. Türkiye 'yi Tunus'a Mısır'a Libya'ya ve Suriye'ye çevirmek isteyenlere fırsat verilmemelidir.

Başbakan ve hükümeti bundan sonra çözüm sürecinden bahsedemeyecektir.63'lüklerin büyük kısmı Başbakan'ı eleştirmiş, PKK da fırsattan yararlanıp yine saldırıp bir askeri yaralamıştır. Devlet ve milleti karşı karşıya getirme hevesinde olan hiçbir siyasetçinin ömrü uzun olmamıştır.

Sayın Başbakan Türkiye 'ye hemen dönmelisin, görevinin başına dönmelisin ve Taksim olaylarını sakinleştirmelisin. Öcalan'a gösterdiğin sevgi ve ilginin bir kısmını sana karşı çıkanlara göstermekten çekinmemelisin.

Temeli atılan 3. köprü ile İstanbul'un trafik yükü azaltılacaktır. Buraya kadar herhangi bir sıkıntı yok. Ama 3. köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verildiğini açıklaması özellikle Alevi kardeşlerimiz tarafından tepkiyle karşılanmıştır. 3. köprünün daha başında tepkilerle karşılanması önemli bir sorundur. AKP hükümetinin Yavuz'un ismini tercih ederek köprüye vermesi maksatlı bir adımdır. 1. köprüye Cumhuriyet'i, 2. köprüye Osmanlı'yı sembolize eden isimler verilmişken, 3. köprüye de Selçuklu'nun hatırasını yaşatarak Alparslan isminin verilmesi uygun olacaktır.

AKP'nin amacı mezhep eksenli mesaj vermektir. Alevi inancına mensup kardeşlerimizi dışlama ve incitme pahasına yapılan tercihler kardeşliğimizi sakatlayacaktır.