Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu. 

İktidara yüklenen Babacan, “Beka dedikleri bir kişinin şahsi bekasına dönmüş” dedi. 

"Türkiye’nin DEVA’sı hazır” sloganıyla yapılan kongre, Covid-19 salgını nedeniyle önlemler eşliğinde Ankara Atatürk Spor Salonu’nda toplandı.  

81 ilde teşkilat çalışmalarını tamamlayan, 43 ilde kongrelerini yapan DEVA Partisi’nin büyük kongresine sadece parti yöneticileri ve delegeler davet edildi. 

Covid-19 salgını nedeniyle CHP ve İYİ Parti'deki gibi seyircisiz yapılan kongre, hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı kapsamında hafta içi toplandı. 

Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’ın haberine göre, Demokrasi ve Atılım Partisi'nin Genel Başkanı Babacan parti yöneticileri ve delegelere seslendi. Babacan, "Esnaf kepenklerini kapatıyor, emekli maaşı her geçen gün eriyor, açıkladıkları asgari ücret ile gerçekten uzak olduklarını bir kez daha gösterdiler" diyerek açıklanan asgari ücrete tepki gösterdi. 

Ezilenlerin iktidar gücünü eline alınca değiştiğini söyleyen Babacan, "Biz ezilmenin ne olduğunu iyi biliyoruz. Ezilmenin ne olduğunu iyi bilenler başkasını ezmez" diyerek 2001 yılında AKP Kurucu Üyesi ve MKYK'sı olduğu iktidarı eleştirdi. 

‘BEKA DEDİKLERİ BİR KİŞİNİN ŞAHSİ BEKASI' 

Taraflı Cumhurbaşkanı, akraba eş dost 2 yılda hazinenin borcunu ikiye katladıklarını belirten Babacan, "Nedir bu memleketten alıp veremediğiniz?" diye sordu. Memleketin bekasını düşünen birinin olmadığını söyleyen Babacan, "Beka dedikleri bir kişinin şahsi bekasına dönmüş durumda" dedi.  

'BU ÜLKENİN UMUDUYUZ' 

DEVA Partisinin Genel Başkanı Ali Babacan delegeleri ve kongre katılımcıları selamlayarak çıktığı kürsüde, "Biz hep beraber bu ülkenin umuduyuz. 2020 yılında sıkıntılarla dolu bir yılda bunca zorluğun arasında deva olmak için yola çıktık. Bu karamsarlığı yok edecek güçlü bir kadro ile birlikteyiz. Her dönemde farklı kimliklerin ezildiğine tanık olduk. Aranızda 80 darbesini yaşamış yakınları olanlar var. Hiç bir karanlık sonsuza kadar sürmedi. Benim siyasete girdiğim zamanlarda böyle acıların yaşandığı günlerdi. Korku hüküm sürüyordu. Adalet, hukuk ayaklar altındaydı. Mafyaların sokakta gezdiği baskı dolu günlerdi. Ben kendi ailemde o günlerin ızdırabını yaşadım" ifadelerini kullandı.  

Babacan ülkede umut olduklarını yinelerken sözlerini şöyle sürdürdü; 

'ÜLKECE FAKİRLEŞTİK' 

Gelelim bu güne bambaşka bir baskı dönemindeyiz. Ezilenler iktidar gücünü alınca başkalarını ezmeye başladılar. Biz ezilmenin ne olduğunu bilenler, başkasını ezmez. Bu süreçte ülkece fakirleştik. Ülkemizin hak ettiği demokrasi için çalışmaya başladık. 19 sene sonra içinde bulunduğum insanlar yine aç. Gelir adaletsizliği toplumda derin hissediliyor. Çiftçiler, üreticiler elindekini kaybediyor, esnaf günlerce siftah yapamıyor. Memura, işçiye onurunu gururunu aşağılayan rakamlar reva görülüyor. Şu asgari ücreti görüyor musunuz? Bunların gerçek hayattan haberleri yok.  

'FAİZ LOBİSİNE BOYUN MU EĞDİNİZ?' 

Gençlerimiz umutlarını yitiriyor. Ekonominin her alanında kara delikler kendini gösterdi. Cumhurbaşkanı ve akraba bakan yıllarca biriktirilen kasaları indirdiler. 2 yılda ikiye katladı hazinenin borcunu. Şu an beka beka dedikleri bir kişinin şahsi bekasına dönmüş. Memleketin bekasını düşünen 2 yılda bu kadar borç yapmaz. 22 milyar çiftçiye 179 milyar faize. Yüksek faiz vatını satmak diye kendileri diyorlardı. Acaba faiz lobisine boyun mu eğdiniz, ne oldu? Bu ülkenin tertemiz bürokratlarına hain deyip meydanlarda yuhalattınız. Onlardan özür dilemeyecek misiniz? Türkiye açıklar ülkesi oldu en büyük açık ise güven açığı oldu. Bunlar bu ülkenin kurumlarına olan güvenini yok ettiler. 

'GAZETECİLER YARGILANIYOR' 

Sağlık hakkına erişim engelleniyor. Bunlar eğitim deyince inşaat anlıyorlar. Hastane diyoruz hasta inşaatı yapıyorlar. Bunların kafası rantta. Anne babalarımız çocukların iyi eğitim almamasından ve eğitimlerinden korkuyorlar. Medya her gün daha fazla susturuluyor. Gazeteciler yargılanıyor, tutuklanıyor. Ekranlar karartılıyor. Beni bir yayına çağırdılar. Ancak 3 haftada kanal kapattılar. Tarafsız haber yapma çabası yapanların arkasında durulmadı. 

'BİR İNSANIN KARARLARINA BİAT EDİLİYOR' 

Şu anda hukuk üstünlüğü yerine bir insanın kararlarına biat ediliyor. Belediyelere teker teker kayyım atıyorlar. Bu yasa ile derneklere de kayyım atayacaklar. Utanmasalar yarın siyasi partilere de kayyım atayacaklar. Bu ülkeyi kayyumlarla yönetemezsiniz. Halkın iradesini yok sayıyorlar, STK’lara baskı yapıyorlar. Tek bir karar mercii ile ülkeyi yönetemezsiniz. Böyle bir dönemde eli kolu bağlı kalmak istemeyenler ile karar aldık DEVA Partisi'ni kurduk. Her şehirde itibarlı kadrolar oluşturduk. 

'NE YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK DİYEN VATANDAŞIMIZIN YANINDAYIZ' 

"Bütün bu dertlerin, bu ülkenin devası olmak bizim boynumuzun borcudur artık” diyen Ali Babacan, DEVA’nın siyaset sahnesindeki pozisyonunu şöyle tanımladı: 

“Biz; ‘borcumu ödeyemiyorum’ diyen, ‘ne yapacağımızı şaşırdık’ diyen çaresiz vatandaşımızın yanındayız. Yoksulluğa terk edilen, artan maliyetlerle boğuşan fedakâr çiftçimizin yanındayız. Bunca yıl çalışmasına rağmen, yoksulluğa ve haksızlığa mahkûm edilen emeklimizin yanındayız. Çocuklarının yarınlarından kaygı duyan annelerin, babaların yanındayız. Her gün ölüm korkusuyla yaşayan, çığlığını tüm dünyaya duyurmaya çalışan kadınların yanındayız. Etnik veya dini kimliğinden ötürü ayrımcılığa uğrayan, kendisini ikinci sınıf hisseden, hor görülen tüm vatandaşlarımızın yanındayız. Senelerce okuyup yazılı sınavlarda yüksek not almasına rağmen, mülakatlarda haksızlığa uğrayan gençlerin yanındayız. Yargının beraat kararına rağmen hakkı iade edilmeyen, zulme uğrayan binlerce KHK’lının yanındayız. ‘Ölüyoruz’ diye feryat eden, zor şartlar altında çalıştırılan sağlık çalışanlarımızın yanındayız.  Üretim yapan, yatırım yapan, ekonomimize can katan ama yaşadığı sorunları kısık sesle konuşmak zorunda kalan, mülküne el konulma tehdidiyle yaşayan sanayicimizin, girişimcimizin yanındayız. Hep birlikte kazanan bir Türkiye görüyorum! Gün, Türkiye’ye umut olmanın günüdür!” 

Babacan’ın konuşmasının ardından Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) seçimlerine geçildi. 

Kongrede, 50 asıl, 25 yedek olmak üzere 75 kişilik Genel Merkez Yönetim Kurulu ile 7 asıl, 3 yedek olmak üzere Merkez Disiplin Kurulu üyeleri belirlenecek. 

ALİ BABACAN'IN SİYASİ KARİYERİ 

2001 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyesi ve MKYK üyesi oldu. 58. ve 59. hükümetlerde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulundu. 60. Hükümet'te ise Dışişleri Bakanı ve Avrupa Birliği ile müzakerelerde Başmüzakereci olarak görev yapmaktaydı. Egemen Bağış'ın Devlet Bakanı ve Başmüzakereci konumuna getirilmesinin akabinde sadece Dışişleri Bakanı olarak bir süre görevine devam etti. 1 Mayıs 2009'da gerçekleşen kabine değişikliğinden sonra Dışişleri Bakanlığı'nı Ahmet Davutoğlu'na devretti. 

1 Mayıs 2009 tarihinden sonra Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak hükümetlerde görev yaptı. 28 Ağustos 2015 tarihinde başbakan yardımcılığı görevini Cevdet Yılmaz'a devretti. 2. Davutoğlu hükümeti döneminde başbakan danışmanlığı yapmıştır. 

2018 yılının Haziran ayında yapılan genel seçimleri için milletvekili adaylığı için başvuru yapmadı. 8 Temmuz 2019'da kurucusu olduğu AKP'den istifa etti.