Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEVA Partisi Genel Başkanı ve Ekonomi eski Bakanı Ali Babacan'ın, ekonomi ile ilgili öneride bulunmasına tepki gösterdi. Erdoğan, "Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor" dedi. 

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.

Ekonomik krize ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, iktidarın ekonomi politikasını eleştiren Ali Babacan'a yüklenerek, "IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi, o zamanın ekonomiye bakan azt geldi bana, Sayın Başbakan'ım verelim mi bu borcu dedi, bugün dedim borç alan yarın talimat alır. Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor. Önce bir defa bunu herkesin görmesi lazım" dedi.

Erdoğan, Doğu Akdeniz'de devam eden gerginliğe ilişkin ise, "Anlaşmazlıkların diyalog youyla ve hakkaniyetle çözümü için bir her zaman varız ev hazırız. Bu konuda sağduyu hakim olana kadar Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Koronavirüs salgınına ilişkin bazı verileri de paylaşan Erdoğan, "Ülkemiz, milyon kişi başına düşen vaka sayısında 73'üncü, milyon kişi başına düşen ölüm oranında 57'nci sıradadır" diye konuştu.

BABACAN'IN PARTİSİNİN 10 MADDELİK ÖNERİSİ ŞÖYLEYDİ: 

DEVA Partisi olarak 17 Mart ve 18 Nisan’da açıkladığımız önerileri içeren, içsel tutarlılığa sahip, teknik kalitesi yüksek ve güven veren orta vadeli bir program katılımcı bir anlayışla hazırlanmalı ve kararlılıkla uygulanmalıdır. Bu planda iç ve dış finansman dengelerine ilişkin gerçekçi ve tutarlı bir çerçeve ortaya konulmalıdır. Planda alınan olağanüstü mali ve parasal önlemlerin orta vadede nasıl normalleştirileceğine ilişkin yol haritasına da yer verilmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, elindeki tüm araçları enflasyon hedeflemesi, dalgalı kur ve serbest sermaye hareketleri anlayışına uygun, bağımsız ve etkin bir biçimde kullanmalıdır.

Merkez Bankası rezervlerini güçlendirecek her türlü dış finansman imkanını değerlendirme konusunda azami çaba gösterilmelidir.

Kamu bankaları vasıtasıyla şeffaflıktan uzak ve hedeflenen etkileri sağlamakta başarısız olan döviz müdahaleleri ivedilikle sonlandırılmalıdır.

Başta kamu bankaları olmak üzere tüm bankaları, fayda ve risk analizlerine dayanmadan ucuz ve kolay kredi vermeye zorlamaktan vazgeçilmelidir. Bu doğrultuda aktif rasyosu uygulamasına son verilmelidir.

Bütçe disiplinini sağlayacak mali kural hayata geçirilmelidir. Bütçe birliği, bütünlüğü ve disiplini yeniden tesis edilmelidir. Varlık Fonu gibi şeffaflıktan uzak uygulamalara son verilmelidir. Bunun yanında, bütçe açığının kontrolünde verimsiz kamu harcamalarının ve israfın kontrol altına alınması öncelikli olmalıdır.

TCMB bilançosunda yıllardır biriktirilen ihtiyati yedek akçe kalemi bütçe açığının finansmanında şeffaflıktan uzak bir biçimde kullanılmıştır. Covid-19 gibi ortaya çıkabilecek ani risklere kalkan olabilecek bu tarz tasarruflara yönelik keyfi uygulamalara bir daha başvurulmamalıdır.

Kamu yatırımları ve Kamu Özel Sektör İşbirliği uygulamaları şeffaflığı, katılımcılığı, yerindeliği ve etkinliği esas alan bir anlayışla yürütülmelidir.

TÜİK’e güçlü bir bağımsızlık kazandırılmalı ve yayınladığı istatistiklerin kalite ve güvenilirliği en üst düzeye çıkartılmalıdır.

Şahıs ve parti bazlı dar politik çıkarlar uğruna izlenen popülist politikalar bir kenara bırakılarak, kural ve kurum bazlı ekonomi yönetimine geçişi sağlayacak ve ekonomi yönetiminin kurumsal kapasitesini güçlendirecek düzenlemeler süratle hayata geçirilmelidir.