Önceki gün Mürşitpınar Sınır Kapısı’na giden Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, sınıra sıfır noktada değerlendirmelerde bulundu. Halkın Kobani için insanlık nöbetinde olduğunu, ancak aralıklar halinde atılan havan toplarının her iki taraf için de tehlike yarattığını söyleyerek, çözüm sürecinin riske girdiğini belirtti.

IŞİD VE TÜRKİYE’NİN ORTAKLIĞI SÖZ KONUSU”

Yaşananları yerinde değerlendiren Tuğluk, Türkiye ve IŞİD’in iş birliği içerisinde olduğuna dair kesin bilgileri olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Şuan bulunduğumuz bölgede, halkın nöbet eylemi yapılırken dört kez, beş kez havan topuyla bir saldırı söz konusu oldu. Araçlara isabet etti, bir kadın yaralandı yağından. Görgü tanıklarının ifadesine göre Türkiye sınırları içerisinden atılıyor ve biz olayı öğrenir öğrenmez buraya geldiğimizde, havan topu atımı dışında bir hareketlilikte oldu burada. Havan topunu kim attı bu gerçekten çok ciddi bir durum. Bir katliama da dönüşebilirdi, toplu olarak insanların bir arada bulunduğu bir alana atılıyor. Yetkililerle görüşmeye çalışıyoruz. Tanıklar var, görenler  iki tane çocuğun ifadesi olduğu söyleniyor, çocukları bulmaya çalışıyoruz şimdi. Yani şu çok net Kürtler açısından, bizler açısında Türkiye ve IŞİD’in iş birliği içerisinde olduğuna dair bizim kesin bilgilerimiz var. IŞİD oradan atıyor, Türkiye’de buradan atıyor, bu da bir ortaklığın göstergesi zaten.”

 “40 YILLIK KAZANIMLAR YOK EDİLMEK İSTENİYOR”

Bölgede yaşananları uluslararası kamuoyuna sunma çalışmaları yürüttüklerini bildiren Tuğluk, “Avrupa’da zaten bu konularla ilgili görüşmeler yaparak, eylem yaparak dile getirmeye çalışıyorlar. Zaten bir haftalık bir eylem programı çıkardılar Avrupa’daki örgütler. Sesimiz duyurulmaya çalışılıyor. Bu bilinmeyen bir durumda değil.  Şimdi de burada bulunduğumuz iki saat içerisinde Kobanê’ye dönük saldırıların tanığı olduk. Şunu bilmeliyiz Rojava’da bir katliam yapılmaya çalışılıyor, bir soykırım uygulaması söz konusu. Bölgesel güçlerin ürettiği, yarattığı; paravan olarak kullandığı IŞİD denen bir çete Kürtlerin özgürlük alanını, 40 yıllık mücadeleleriyle yarattıkları kazanımları yok etmek için harekete geçmiş durumdalar. Bunun için sadece Kürtler’de değil aslında, insanlıktan yana olan herkesin, yani bu aynı zaman da insanlığa dönük bir saldırıdır. Tüm Kürtlerin dayanışmasını, dayanışma da demeyeceğim, aslında bu savaşın kendisine yapıldığını görerek; kazanımlarına, değerlerine yapıldığını görerek, topraklarını ele geçirmek için hareket eden bir güce ve bunun arkasındaki destekçi güçlere karşı tutum alması gerekiyor. Bu özgürlük alanlarının korunması gerekiyor, kazanımlarını koruması gerekiyor.” diye konuştu.

“BÖLGESEL VE ULUSLARARASI GÜÇLER DEVRİMİ BOĞMAK İSTİYOR”

IŞİD’in önünün Musul’da açıldığını ve güçlenerek yayıldığını belirten Aysel Tuğluk, IŞİD’in asıl hedefinin Kürt siyasal hareketi olduğunu söyledi. Tuğluk şöyle devam etti:

“IŞİD rahat bir şekilde Musul’a girdi ve oradan her yönüyle güçlenerek çıktı ve ondan sonraki asıl hedefini takip edersek; Güney Kürdistan üzeri Rojava hedeflendi. IŞİD’in asıl amacının; bölgesel güçler tarafından, Kürt özgürlük mücadelesi olduğu çok açık. Güçlenerek, Rojava üzerine sürdüler bu gücü. Bu katliama, bu soykırıma dünya sessiz aslında. Suriye söz konusu olduğunda bir sessizlik var ve şöyle bir Amerika bombalıyormuş gibi yapıyor aslında. Asıl hedef Rojava’da ki kazanımlardı. Çünkü Rojava’da yaratılan alternatif yaşam sistemini hem bölgesel güçler hem de uluslararası güçler haz etmiyorlar, kabul etmiyorlar ve bir tehlike olarak görüyorlar. Tabi ki, bu devrimi boğmak istiyorlar. Hedefin böyle olduğunu biliyoruz.”

“DEVLETİN FAŞİZMİNE KARŞI KENDİMİ KORUDUM”

Sınırda yaşananları aktarmakta medyanın yetersizliğinden bahseden Tuğluk, aynı medyanın taş attığı görüntüleri üzerinden gündem yaratmasını da eleştirdi.

Bir halkın katliamla karşı karşıyayken, kendisine dönelik saldırıları konuşmak istemediğini, ancak sorunun devlet faşizmi olduğunu belirten Tuğluk, “Ama bunu gündemleştirmek istemiyorum. Ben şunu söylüyorum; vicdanlı herkes eğer o ortamda, biraz vidanı varsa askerin ve polisin halka dönük saldırısına karşı sessiz kalamazdı. Ben sessiz kalamadım, ben devletin bu faşizmine karşı kendimi böyle ifade ettim ve savundum. Devletin yaklaşımı tabi ki şu; ‘biz devletiz’ diyor, ‘siz bize tabiisiniz’ diyor, ‘biz her şeyi yapabiliriz ama sizin hiçbir şey yapma hakkınız yoktur size düşen bize itaat etmektir’ diyor. Ama bende bu devlete şunu söylüyorum; karşınızda artık o Kürtler yok; direnen, mücadele eden, iradesi olan Kürtler var. Aslında bunu haz etmiyorlar yani ‘bizim üstün devletimizi nasıl kabul etmezsiniz’ psikolojisinin yansıması olarak görüyorum ben.”

Cemil Bayık’ın ateşkesin bozulabileceğine dair açıklamaları için ise Tuğluk, “Çözüm süreci mevcut gelişmelerle riske girmiş durumda. Yani Rojava’daki Türk politikası devam ettiği müddetçe, bir çözümden bahsetmek mümkün değildir zaten” dedi.

dokuz8haber / Sibel Yükler