Aslı Erdoğan'ın tutuklanmasını protesto etmek amacıyla Bakırköy Kadın Cezaevi önünde başlatılan Özgürlük Nöbeti bugün de devam etti.

Nöbet eylemine, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Barış İçin Akademisyenler, Barış Anneleri, Aslı Erdoğan'ın arkadaşları, siyasi parti temsilcileri, HDP ve CHP milletvekilleri ile çok sayıda yurttaş ve gazeteci, akademisyen, yazar ve aydın katıldı.

"Bizler hala varız, buradayız, yazıyoruz" pankartı açılan eylemde Barış İçin Akademisyenler de "Kalemimiz sesimizdir, özgür basın susmayacak" pankartı ile eyleme katıldı.

"Özgür Gündem susturulamaz", "Kalemlere özgürlük" ve "Özgür düşünce susturulamaz" dövizlerinin açıldığı eylemde, bazı yurttaşlar Aslı Erdoğan'ın kitaplarını taşıdı.

Eylemde "Zana, Aslı, İnan yalnız değildir" pankartı açıldı.

ESRA MUNGAN: KÜRTLERİ YALNIZLAŞTIRMAK İSTİYORLAR

Barış Akademisyenleri adına konuşan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan:

"Aslı Erdoğan'ın gözaltına alınarak tutuklandığında çok sarsıldım. Bunu kabul etmek çok zor. 2011'de devletin söylemi ile Fethullahçı’ların yargıda güçlü olduğu zaman öğrencilerimiz için eylemdeydik. Şimdi ise ‘yazarıma dokunma’ diyoruz.

“Bugün yaşananlar utanç verici. Biz ıslarla neyi düşünüyorsak onu söylemeye devam edeceğiz. Kimsenin papağanı olmayacağız. Biz olup bitenler hakkında kendi vicdanımızlar değerlendirmek istiyoruz. Baskı ve sindirmelerle bunu değiştiremezler. Aslı Erdoğan'da bunu düşünüyorlar.

"Aslı Erdoğan'ı Kürt olmadığı ve Kürt halkının yanında olduğu için içeriye attılar. Kürtleri yalnızlaştırmak istiyorlar bir kez daha. Biz bütün özgürlük mücadelelerinin yanında olacağız."

HDK EŞSÖZCÜSÜ: BARIŞ UMUDUNU TUTUKLADILAR

HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit:

"Aslı yoldaşımızın tutuklanması sadece bizim tutuklanmamız değil. Barış umudunu tutukladılar.

"Bugün Özgür basın nezdinde Özgür Gündem hedef haline getirilmiş durumda.

“Cizre bodrumları, Sur'un duvarları, Şırnak, Nusaybin Özgür Gündem'in sayfalarında yazılıp, çiziliyor. Onun için Özgür Gündem'i susturmak istiyorlar."

SEBAHAT TUNCEL: GÜNDEM TÜRKİYE'NİN ASIL RESMİDİR

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel:

"Burada kaçıncı nöbettir tutuyoruz. Önce barışı isteyen akademisyenler, şimdi de barışı kalemlerine taşıyanlar için buradayız. Bir ülkenin demokratik olup olmadığını gösteren en önemli şey medyadır. Basın olanları üzerinde herhangi bir baskı olmadan yazıyorsa o zaman demokrasi vardır.

“Bizim ülkeye baktığınızda ise iktidarı övenler basın oluyor, halkın istediklerini söyleyenler ise tutuklanıyor. Özgür Gündem herhangi bir basın değildir. 90'lı yıllardan bu yana hakikatte ısrar etmiş ve bedelini ödemiştir.

“Bir gelenekten bahsediyoruz. Özgür Gündem Türkiye'nin asıl resmidir. Özgürlükler askıya alınmış. Özgür Gündem gazetine yönelik gerçekleştirilen bu saldırı sadece Özgür Gündem gazetesine yönelik bir saldırı değil, tüm muhalif kesimlerine yapılmıştır. Ama bu Özgür Gündem geleneği hiçbir zaman boyun eğmedi.

‘BU MÜCADELE MUTLAKA SONUCA ULAŞACAK’

"Üç arkadaşımız tutuklandı. Neden? Bu ülkede gerçekleri yazdıkları için cezaevindeler. Barışın sesi oldukları için zindanda, dört duvar arkasındalar. Ama unutmasınlar ki bu ses asla susmayacaktır. Gazetecileri tutuklayarak, gazete binalarını kilitleyerek sorunu çözemezsiniz. Demokrasi ortadan kaldırıldıkça, Kürt halkının temsilcileri yok sayıldıkça bu ülkede şiddet ortaya çıkıyor.

"Bu mücadele mutlaka sonuca ulaşacak ve barış mutlaka gelecek.”

FİGEN YÜKSEKDAĞ: DAYANIŞMA RUHUNU BÜYÜTÜYORUZ

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ:

"Özgürlük için bir kez daha burada buluştunuz. Aslı Erdoğan arkadaşımızı bu duvarlar arkasında çıkaracağımıza inanıyorum. Tüm tutsakları selamlıyorum.

“Ama bu koşulları bize dayatanlar asla unutmasın ki yerlerimizi boş bırakmadık. Kırmaya, dağıtmaya çalıştıkları dayanışma ruhu her zaman büyüyor. Bu dayanışma ruhunu kırmak istiyorlar.

“Katletmek, yok etmek için saldırıyorlar bir yıldır. Dayanışma kelimesi sihirli bir cümle, sözcük değildir. Bir topluluğu insanlık haline getiren bir gerçek, olgudur. Bunun için her şeyi göze alarak, bu dayanışma ruhunu büyütüyoruz.

“ASLI ERDOĞAN BİR YAŞAM, BİR DİRENİŞ USTASI”

"Aslı Erdoğan bir yaşam, bir direniş ustasıydı ve bir gazeteciydi. Kimliği ile duruşu ile bu kavramların hakkını veren bir arkadaşımızdı. Devlet de bu duruşa tahammül edemez. Bugün hazmedemedikleri iki noktaya birden saldırdılar. Bir Özgür Gündem gibi gerçekleri yazan, diğeri ise mücadele ruhunu savunan Aslı Erdoğan'a saldırdılar.

“Özgürlük, dayanışma mevzileri bu siyasi iktidarın sonu olacak.

“Bir avuç insanın sonunu getirmeye çalışanlara bugün kendi sonlarını görüyorlar. Barış, demokrasi isteyenlerin sonunu getirmek isteyenler, bugün kendi sonlarını getiriyorlar. Yarınlarının kabusu ile boğuşuyorlar. Biz yarınlarımızı biliyoruz. Yarın da bizler varız, barış diyenler, özgürlük diyenler var ve kazanmayı başarır.”

“TAŞ DUVARLAR BİZİ AYIRAMAYACAK”

"Bugün var olma zemini, inancı ortadan kaldırılmış durumda. Türkiye halklarını yeni bir bataklığa götürüyorlar. Yeni savaş mevzileri ile ortaya çıkıyor. Cerablus, Kürde tahammül edemeyenlerin girdikleri bir bataklıktır. Aslı Erdoğan, Zana, İnan bunu yazdıkları için içerdeler. Devletin o yalan çarkının içerisine çomak sokacak çok kişi var.

“Bütün Türkiye ve Ortadoğu halklarının o bataklığa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Onların yalan, savaş çarkı ile asla yan yana yaşamayacağız. Yalan karşısında gerçeği, savaş karşısında barışın yılmayan temsilcileri olacağız. bütün halklarımıza çağrı yapıyorum. Bugün Zana, Aslı, inan olma günüdür. Bugün gerçeği söyleme günüdür. İçerdeki arkadaşlarımızla omuz omuza daha da mücadele etme günümüzdür.

"Taş duvarlar bizi ayıramayacak. Özgür bir yaşama kavuşma umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyor ve dayanışma mücadelesinin büyütülmesi çağrısı yapıyorum."

Kaynak: JINHA