İSTANBUL- Vicdani Ret Derneği, askerlik süresinin 15 aydan 12 aya indirilmesinin ardından asker kaçaklarının Genel Bilgi Tarama (GBT) sistemine işleneceği haberlerine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında ayrıca Alpaslan Kaya vicdani reddini açıkladı.

HİÇ KİMSE ZORLA ASKER YAPILAMAZ


Basın toplantısına Vicdani Ret Derneği Eş Başkanları Merve Arkun, Oğuz Sönmez ve vicdani reddini açıklayan Alpaslan Kaya katıldı. Basın toplantısında konuşan Vicdani Ret Derneği Eş Başkanı Merve Arkun, "Hiç kimse zorla asker yapılamaz" dedi. Zorunlu askerlik sisteminin her yönüyle kanayan bir yara olduğunu ifade eden Arkun, zorunlu askerliğin tamamen kaldırılması yönünde köklü bir değişiklik yapılmadığı sürece bu yarayı kaşımaktan ve kanatmaktan başka bir şeye yaramayacağını belirtti.

Vicdani ret hakkının 47 ülkeli Avrupa Konseyi içinde anayasasında bu hakkı tanımayan tek ülkenin Türkiye olduğunu kaydeden Arkun, hala bu yasal değişikliğin yapılmadığını ve Türkiye'nin bu tavrıyla T.C. Anayasası'nın 90. maddesini de çiğnediğini belirtti. Zorunlu askerlikten dolayı "Şüpheli asker ölümleri"nin yaşandığının altını çizen Arkun, "'İntihar', 'kaza' ya da 'eğitim zaiyatı' adı altında her yıl yüzlerce asker ölürken ve birçoğu da bedensel ya da zihinsel engelli olarak hayata tutunmaya çalışırken, ne yazık ki bir kısmı da tutunamamaktadır" diye konuştu.

DEVLET KORKUTARAK ASKERE ALMAYA ÇALIŞIYOR

Devletin askerliği 12 aya indirerek, yüzbinlerce "asker kaçağı"nı korkutarak zorla askere almaya çalıştığını ifade eden Arkun, "'bedelli' adı altında parayla askerlikten muaf tutarken, 'sözleşmeli askerlik' adıyla yoksul gençleri ölüme yollamak kanayan yarayı kaşımaktan başka nedir?" diye sordu.

Arkun, dernek olarak, zorunlu askerlik sistemine derhal son veriulmesini, vicdani retddin yasal bir hak olarak tanınmasını, hiç kimsenin zorla asker yapılamayacağını, böyle bir uygulamaya geçilmesi halinde "asker kaçakları"nın yanında olacaklarını ve her türlü desteği vereceklerini belirtirken bu durumu protesto etmek için tüm "asker kaçakları"nı vicdani retlerini açıklamaya çağırdı.

ALPASLAN KAYA VİCDANİ REDDİNİ AÇIKLADI

Arkun'un bu çağrısına destek veren Alpaslan Kaya, basın toplantısında vicdani reddini açıkladı. Kaya, vicdani reddini açıklarken şöyle konuştu: "2 yaşında, İstanbul doğumlu bir Türk genciyim. Büyüklerimin tahakkümünden kurtulup 'ben' olduğum günden beri de Türk oluşum ile asla gurur duymadım. Kürt, Ermeni, Yahudi, Alman veya Fransız'da olsaml bu değişmezdi. Türk oluşum ile övünmem kendimi kandırmaktan başka bir şey olamazdı. Bu benim bir başarım, bir yeteneğim değildi. Bir enternasyonalist olarak milliyetçiliğin toplumların en büyük hastalığı olduğunu düşünüyorum. Reddimin birçok nedeni var. Bunlardan bazılarını şimdi okuyacağım.

Asıl katillerin, hırsların, bölücülerin devletler olduğuna inanıyorum ve hiçbir devletin pis işlerinin temizlikçisi olmayacağımı bilmelerini istiyorum.

Bu yaşamı bana onlar vermedi. Yaşamım sonuna kadar benimdir. Kimsenin onun üzerinde planlar yapmasına izin vermem. Vatan borcu safsatasını duymaktan bıktım artık. Kimseye bir borcum yok. Kuralları bana uymayan bir oyunu oynamayı reddetek hakkımdır. Askerlik oyunu bana göre değil ve oynamak istemiyorum.

'TOPRAĞIN KUTSALLIĞNA İNANMIYORUM'

Toprağın kutsallığına inanmıyorum. Toprak için öldürme fikrini kabul etmiyorum. Öldürmek kolaydır, yaşatmak zor. Kutsal olan bir şey var ise o da yaşama hakkıdır. Tüm canlıların yaşama hakkına saygı duyma zorunluluğumuz vardır.

Üslubu ile söylenmeyen her şeyi yapmayı reddettim bu zamana dek. Bu bundan sonra da böyle olmaya devam edecek. Yaratıcıya inanan biri olarak onun emirlerine uymaya bile zorlanmaz iken insanlar kim oluyorlar da bana emirler yağdırmaya kalkıyorlar.

'ÜNİFORMA GİYMEYECEĞİM'

Okul üniforması giymedim. Kravat takmadım. Üniforma giymeyi gerektiren işlerde bile çalışmadım. Üniformanın her türlüsüne karşıyım. Bütün bunları yapamamış birine askeri üniforma giydirmeye kalkmanın adına söylenecek çok şey var.

Vicdanımın sesine kulak tıkamayan biri olarak sesleniyorum sizlere. Lütfen duyun beni. Üniformanızı giymeyeceğim! Hizaya gelmeyeceğim! Emirlerinize uymayacağım!"

(ETHA)