Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 31 yıl aradan sonra Türkiye'ye dönen yazar ve siyasetçi Kemal Burkay'ın dönüşünden rahatsız olanlara bakıldığında, bunların kan üzerinden siyaset yapanlar olduğunun görüleceğini belirterek, "Ama biz artık bu zihniyetlerin köşeye sıkıştığını umuyoruz" dedi.

Bağış, AB Bakanlığı Ortaköy Ofisi'nde yazar ve siyasetçi Kemal Burkay'ı kabul etti. Basına kapalı olarak 45 dakika süren görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Bağış, Kemal Burkay'ın ülkenin yetiştirdiği önemli bir entelektüel, fikir adamı ve siyasetçi olduğunu söyledi.

Kemal Burkay'ın birçok insan tarafından Sezen Aksu'nun yorumladığı "Gülümse" isimli parçanın sözlerini kaleme alan şair olarak da tanıdığını ifade eden Bağış, "Kendisi aynı zamanda bir şair, bir yazar, eserleri var. Kemal Bey'in o meşhur şarkıda dile getirdiği 'iklim değişir Akdeniz olur' ifadesi bugün Türkiye'nin içinden geçtiği süreci çok güzel anlatıyor. Gerçekten kendisinin ülkemizden ayrılmasından 376 ay sonra iklimin değiştiği ülkesine dönmüş olması ve ana vatanına dönmüş olması, sizlerin de göstermiş bu ilgi ile Türkiye'de bir kez daha gösteriyor ki bir heyecan yarattı" dedi.

"Kemal Burkay'a Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetinin bir bakanı olarak, gülümseyen Türkiye'ye 'hoş geldiniz' diyorum" şeklinde konuşan Bağış, 31 yıl önce Burkay'ın Türkiye'den ayrılırken bir burukluk içerisinde olduğunu, ancak şu an Türkiye'nin farklı bir noktada olduğunu ifade etti.

Son 9 yılda AK Parti hükümetinin attığı adımlarla gülümseyen bir Türkiye perspektifinin takipçisi olduklarını aktaran Bakan Bağış, şöyle devam etti: "Bugün Kemal Bey'in dönmesiyle bazı buruklukları geride bıraktığımıza inanıyoruz. Kendisinin geldiği gün havaalanında yaşanan izdiham, hem medyamızın ona olan muhabbeti, ülkemizin kendisine olan bir muhabbetinin göstergesidir. Tabii kendisinin birikiminden her alanda faydalanmak, ülkemizin, milletimizin bir beklentisidir. Bugüne kadar kendisi özellikle şiddete karşı duruşuyla hepimizin takdirini kazanmıştır. Maalesef Kemal Bey'in Türkiye'ye dönüşünden rahatsız olanlara bakarsanız, kan üzerinden siyaset yapanlar olduğunu görürsünüz. Ama biz artık bu zihniyetlerin köşeye sıkıştığını umuyoruz. Çünkü 'Milli Birlik ve Kardeşlik' projesini önemsiyoruz.

Bu konuda önemli adımlar atıyoruz. Bu ülkede tüm vatandaşlarımızı kucaklayan bir anayasaya kavuşmamızın, her bir bireyin bu ülkenin eşit vatandaşı olarak ileri düzeyde demokrasiyi yaşayabilmesini önemsiyoruz ve Türkiye'nin ikliminin değişmesini, Türkiye'nin kardeşliği için önemli görüyoruz. Bu çerçevede atılan adımları ben kendisine yukarıda değerlendirme imkanı buldum. Bugün Türkiye kendisinin bıraktığı Türkiye değil. O da onun farkında olduğu için burada. Çok şükür bugün demokrasimizi daha ileri bir noktada, sivil siyaset geçmişe nazaran çok daha güçlü bir noktada, hak ve özgürlükler düne göre çok daha gelişmiş durumda. Ama daha yapılacak çok işimiz var, atılacak çok adımımız var. "

Burkay'ın 31 yıl yaşadığı İsveç'in AB standartları açısından incelenmesi gereken önemli bir ülke olduğuna işaret eden Bakan Bağış, "Türkiye'nin de bu yolda attığı adımlar, AB sürecinin ülkemizin demokratikleşmesi ve şeffaflaşması için ne kadar önemli olduğunu yukarıda değerlendirme imkanımız oldu. Kemal Bey de Türkiye'nin AB sürecini hep desteklediğini ve destekleme azminde olduğunu vurguladı" diye konuştu.

-"TARTIŞMANIN MERKEZİ, DEMOKRASİNİN BEŞİĞİ TBMM OLMALIDIR"-

Egemen Bağış, Burkay'ın, Türkiye'nin demokrasisinin, her türlü sorunu tartışabilecek, çözebilecek olgunluğa eriştiğini gözlemlemiş olmasının da kendisini mutlu ettiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Gerçekten bugün artık farklı fikirlerin Mecliste temsil edecek kadar güce kavuşmuş olmalarına rağmen, temsil ettiği devletiyle bir çatışma içerisinde olmaları, demokrasi normlarında izah edilecek bir durum değildir. Onun için Türkiye'de tartışmanın merkezi, demokrasinin beşiği olan TBMM olmalıdır. Kendisinin bu konulardaki akil ve vizyonel kimliğinin Türkiye için bir fırsat olacağına inanıyorum. Bu çerçevede AB sürecinde vereceği destek için de hem teşekkür ediyorum, hem de bundan sonra da bu fikirleri birlikte değerlendirme imkanımız olursa, onun da 31 yıllık Avrupa tecrübesinden yararlanmak istediğimi vurguladım. Sayın Burkay'ın 'PKK Kürtlere karşı savaşmıştır' yönündeki tespitinin, tüm bölge halkı tarafından takdirle takip edildiğini görüyorum. Ve Sayın Başbakanımızın 2005'te söylediği gibi 'Kürt meselesi benim meselemdir. Bunu çözmemiz gerekir' yaklaşımında da hiçbir değişiklik yoktur. "

Egemen Bağış, Türkiye'de sorunları bulunan birçok kesim olduğuna dikkati çekerek, bunları çözmek için de öncelikle barışçıl diyalog kapsamını sağlamaları gerektiğini belirtti.

Bu diyaloğun sağlanabilmesi için PKK'nın silah bırakmasının şart olduğunu söyleyen Bakan Bağış, şöyle dedi: "Ümit ediyoruz ki barışçıl bir ortamda her meselenin konuşulabileceği bir ortamda, Türkiye'de kardeşlik için gerekli adımları atmaya devam ederiz. Ben Sayın Burkay'ın 'Milli Birlik ve Kardeşlik' projemize verdiği destek için de teşekkür ediyorum. Bu kapsamda Sayın Başbakanımızın kendisine yaptığı açık çağrıyı değerlendirip Türkiye'ye dönmüş olmasını da çok önemsiyorum.

Kendisi üzerinden hiçbir kesimin siyasi istismar yapmasını doğru bulmadığımız özellikle vurgulamak isterim. Ümit ederim ki kendisi Türkiye'nin demokrasi, özgürlük ve barış yurdu olmasına çok önemli katkılarda bulunacaktır. Kendisine bu yaptığı ziyaret için bir kardeşi ve bakan olarak da çok çok müteşekkirim. Devletimizin kapısı barışçıl yollarla demokrasimizin güçlenmesini isteyen herkese açıktır. Ama şiddete hiçbir zaman pirim vermedik ve vermeyeceğiz. Bunun da altını çizmek istiyorum."

Bağış, konuşmasının ardından Kemal Burkay'a, AK Partinin açılım sürecindeki "Milli Birlik ve Kardeşlik" projesini anlatan kitapçık ile birlikte, Kültür Bakanlığınca hazırlanan Ahmed-i Hani'nin Mem u Zin eserinin Kürtçe olarak hazırlanan yayınını ve TRT Şeş için hazırlanan Kürtçe bir Kur'anı Kerim'i takdim etti.

Kemal Burkay ise konuşmasına hazırlıklı olmadığı için hediye getiremediğini belirterek başladı. Burkay, yurt içinde bir bakanla yaptığı ilk basın açıklaması olduğuna dikkat çekti ve heyecanlı olduğunu söyledi. Burkay şimdiye kadar pek heyecanlı olduğunun farkında olmadığını ama Türkiye'ye dönüşü, havalimanındaki karşılanması ve yöneticilerin tavırları ve medyanın ilgisinin heyecanını artıran önemli bir etken olduğunu söyledi.

AB Bakanı Egemen Bağış'ın oldukça genç ve yetenekli biri olduğuna dikkat çeken Burkay, bu durumu bir şans saydığını anlattı. Bakan Bağış ile olumlu bir diyalog gerçekleştirdiklerini kaydeden Burkay şöyle devam etti: "Yıllardır savunduğum görüşlerim bellidir. Yurt dışında neyi savunuyorsam yurt içinde de onu savunurum. Bu görüşler öyle sanıyorum ki toplumumuzun geldiği aşamaya denk düşen görüşlerdir. Uzun siyasal yaşamım boyunca hep barışçı yöntemleri savundum. Uzun zamandan beri bir yazar ve aydın olarak hayatımı sürdürüyorum. Hep halka güvendim. Şiddetin çözüm olacağına inanmadım. Silahlı eylemleri doğru bulmadım. Bugün de o kanıdayım ki gerek sol gerekse Kürt hareketi mücadeleyi barışçıl yöntemlerle sürdürseydi belki bugün daha iyi bir noktada olurdu. Karşılıklı olarak yapılan yanlışlar var. Kürt hareketi ve sol bakımımdan da yeterince hoşgörülü ve demokratik davranılmaması bir bakıma ülkeyi bir şiddet sarmalına döktü. 1977 yılında Kürtçe ve Türkçe bir gazete çıkarmak istedik. Sahibi ve sorumlu müdürü valiliğe gittiklerinde bunu çıkaramazsın dediler. Başınızı keseriz dendi. Ama buna rağmen yine de çıkardık. O zamanlar sistem buna tahammül edemiyordu. O zaman bir yazımda şöyle demiştim. Bu gazeteyi susturabilirsiniz, başkalarını da susturabilirsiniz. Ama bununla sorunlar çözülmez. Şiddet şiddeti doğurur. Nitekim şiddet şiddeti doğurdu. Ülkemiz acı veren çatışmalı bir dönemden geçti. Şimdi gerek devlet katında gerekse toplumun her kesiminde Kürtler arasında sorunların şiddetle çözülemeyeceği anlayışı ağır basmaya başlıyor. Silahları susturmak önem taşıyor. İnanıyorum ki silahların susup çatışmanın durması diyalog ortamını ve çözümü güçlendirecektir. Olumlu adımlar atıldığı zaman hemen bir takım provokasyonlar patlak veriyor. Özal dönemi bunun bir kanıtıdır. AK Parti hükümetinin başlattığı reformlar konusunda da statüko cephesinden gelen benzer tepkilerle karşılaştık. Bunları aşabilmek için kararlı olmak gerekiyor. Olumlu her adımı desteklemek gerekiyor. Ben, bu yöndeki iradeyi her zaman desteklerim. Artık akan kanı durdurmalıyız. İster asker, ister dağda silahlı PKK elemanı olsun ister Kürtler olsun yitirilen her can bana acı veriyor. "

Kemal Burkay gazetecilerin "İklim değişmiş mi?" sorusuna "Bir değişim olduğu belli. Benim buraya gelmemden de karşılanmamdan da belli. Kanımca bu önemlidir. Benim durumum sembolik de olsa önemlidir. Ne yazık ki hala yaşadığımız sorunlar ve bu durumu sabote etmek isteyenler var. Silvan bunun bir örneğidir. Bizim işimiz kararlı olmak bu engelleri ve tuzakları da aşmasını bilmektir. Belki 6 ay belki 1 sene sonra Akdeniz iklimi bütünüyle gelir. Şu anda Şubat - Mart havalarını yaşıyoruz. Sancılı olacak, sürecek biraz ama sonunda da Akdeniz olacak diye düşünüyorum. Bunu kısaltmaya çalışmalıyız" diye yanıt verdi.

AJANSLAR