Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Genç Girişimciler Platformu’nca düzenlenen “IPFYE Enerji Kongresi”nde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

HDP heyetinde yer alan HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in sekreterya ile ilgili açıklamalarına değinen Arınç, “Sayın Önder’in de Sayın Buldan’ın da başka arkadaşlarımızın da sekreterya konusunda adeta kendilerini görevlendirilmiş kabul ettiklerini anlıyoruz. Böyle bir şey yok. Onlar giden heyetlerin içinde yer alıyorlar. Bundan sonra yer almayabilirler, devam edebilirler, farklı insanlar adada görüşmelere katılabilir” dedi.

Arınç’ın açıklamasından satırbaşları şöyle:

“Son zamanlarda HDP milletvekillerinin söylediği anlamda değil belki, dün görüşmemde çok geniş ve açık biçimde söylemiştim, ancak Öcalan, kendisiyle görüşmeler yapılması halinde bütün bu görüşmeleri takip edecek, planlayacak, notunu alacak, tutacak birkaç kişiye ihtiyacı olduğunu söylemiştir. Bu ihtiyacın dışarıdan karşılanması yasalarımıza göre mümkün değildir.

Dolayısıyla dün de söyledim cezaevi şartlarında ve Adalet Bakanlığımızın öngöreceği biçimde kendisine bu görüşmelerle ilgili yardımcı olabilecek birkaç kişinin görevlendirilmesi mümkün olabilir. Bunları Adalet Bakanlığımız değerlendirecektir. Ama şunu söylemek istiyorum. Oraya daha önceden aynı suçtan gönderilmiş hükümlüler var. Bu hükümlüler değişebilir, yenileri ilave edilebilir. Bunlar ceza ve infaz kurumlarımızda olağan şeylerdir.

İkincisi, cezaevinde görevli olan kişiler vardır. Bunlar devlet memurudur, bazı çalışmaların yapılması konusunda Adalet Bakanlığımız onları görevlendirmiş de olabilir. Burada şu çelişkiyi ortadan kaldırmak istiyorum. Oraya giden heyetlerin veya gitmesine izin verilen kişilerin Adalet Bakanlığımız tarafından yetkilendirildiğini biliyoruz. Kendi yakınları için böyle bir görevlendirmeye ihtiyaç yok, avukatları için de böyle bir görevlendirmeye ihtiyaç yok. Ama milletvekili olsun veya üçüncü kişiler olsun, görüşme taleplerini Adalet Bakanlığı’na yaparlar. Adalet Bakanlığımız da uygun görüyorsa kendilerine izin verir. Bu uygun gördüklerine verilen izinlerle bu görüşmeler devam ediyor.



Zaman zaman isimler değişiyor, sayı da değişiyor. Dolayısıyla bundan sonraki görüşmelerde sayının değişebilmesi yani artması yönünde, giden kişilerin profilinin değişmesi de mümkün olabilir. Çünkü buna ihtiyaç olduğu konuşuluyor. Bu ihtiyacın karşılanması açısından Öcalan’la görüşebilecek heyette başka kişilerin yer almasına Adalet Bakanlığımız sıcak bakabilir. Bu gidecek kişilerle sekreterya birbirinden ayrı konulardır.

Ada şartları, cezaevi şartları içerisinde bugün bizim bakanlıklardaki çalışma şeklimizden çok farklı bir konudur. Orada müebbet, ağırlaştırılmış müebbet, ağır hapse mahkum bir kişi var. Onunla görüşme yönetmeliklerle belirlenmiştir. Yine bu ihtiyacının karşılanmasının da bu yönetmelikler çerçevesinde temin edilmesi mümkündür. Sanıyorum Sayın Önder’in de Sayın Buldan’ın da başka arkadaşlarımızın da sekretarya konusunda adeta kendilerini görevlendirilmiş kabul ettiklerini anlıyoruz. Böyle bir şey yok. Onlar giden heyetlerin içerisinde yer alıyorlar. Bundan sonra yer almayabilirler, devam edebilirler, farklı insanlar adadaki görüşmelere katılabilir, o ayrı bir konudur.”