HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Saruhan Oluç, Antalya'da HDP il ve ilçe binalarına, Kürt esnafa ve mahallelerine yönelik saldırılara ilişkin Meclis'te basın açıklaması düzenledi. düzenlendi.

Oluç, yaptığı açıklamada 7-9 Eylül 2015 tarihleri arasında Türkiye’nin birçok yerinde, 128 noktada HDP il ve ilçe binalarına, Kürt esnafa ve mahallelerine yönelik saldırılar düzenlendiğini hatırlatarak, partinin Ankara'daki Genel Merkez binası ile birçok il ve ilçe binasının, yakıldığını, yıkıldığını, talan edildiğini belirterek, 7 Haziran öncesini de hatırlatarak, "Seçim döneminde de 180’e yakın saldırı yapılmıştı," dedi.

Antalya'daki saldırılara dikkati çeken Oluç, HDP'ye yönelik ülke çapındaki saldırıların en yıkıcı ve tahrip edici olanların Alanya ve Manavgat ilçelerinde gerçekleştirildiğini belirterek, "Yaklaşık 50 civarında butik, restoran, emlakçı, otel, bar, market, hediyelik eşyacı, konfeksiyoncu, kafeterya vb. yerler saldırıya uğradı, ağır bir tahribat yaşandı. Bu saldırılar doğrudan mala ve mülke zarar verme mahiyeti kazanarak, Alanya ve Manavgat’ta Kürt yurttaşların işyerlerinin yakılmasına ve yıkılmasına yol açtı. Bu saldırılarda herhangi bir can kaybının yaşanmaması tamamen tesadüfî olmuştur," dedi.

Alanya ve Manavgat’ta saldırıya uğrayan esnafı ziyaret ettiklerini, onları dinlediklerini belirten Oluç şu bilgileri aktardı:

ANLAŞILIYOR Kİ SALDIRILAR PLANLI VE HEDEFLİ

"Hepsi 30 yıla yakın Antalya’da çalışmış, ailelerini geçindirmiş, ekmeklerini kazanmış, ekonomiye ve turizme ciddi katkılarda bulunmuşlar. Anlatılanlardan da görülüyor ki, saldırılar planlı ve hedefli. Saldırıya uğrayan dükkanlar ve işyerleri özel olarak seçilmiş. Bazı bitişik işyerlerinde ortadaki yakılmış, yanlardaki işyerleri sağlam duruyor. Yakılan ve talan edilen işyerlerinin hepsi Kürt yurttaşlarımızın. Yakılan ve talan edilen işyerleri hep başarılı iş yapan mekanlar, uzun yıllardır varolan, yerel esnaf ve yurttaşlar tarafından bilinen, tanınan yerler. Yakma ve yıkma eylemlerinde işyeri sahiplerinin toplam hasarları 20 milyar TL’yi aşmış. Birçoğunun sigortası yok. Bu işyerlerinin ticaret hacmi dikkate alındığında, söz konusu hasarlardan doğan zararların bu işletmelerin kapanmasına neden olacak büyüklükte meblağlara ulaştığı görülüyor.

EMNİYET VE JANDARMA GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMADI, SEYİRCİ KALDI

"Saldırı yapılacağına dair öncesinde somut bilgiler olmasına ve hatta bazı işletmelerin 50 metre ilerisinde karakollar bulunmasına rağmen Emniyet, Jandarma ve mülki amirler tarafından gerekli ve yeterli önlem alınmıyor, müdahale yapılmıyor, gelişmelere seyirci kalınıyor. Türkiye’nin önde gelen turizm kenti olan Antalya ve ilçelerinde güvenlik önlemlerinin ve istihbaratın sıkı tutulduğu göz önüne alındığında, bu saldırı, yakma, yıkma ve linçlere istihbarat birimleri tarafından da göz yumulduğu kuvvetli bir ihtimaldir.

"Saldırıya uğrayan esnafın üyesi olduğu ticaret ve sanayi odaları da bu saldırıların yapılacağını önceden biliyor, ama uyarıcı, sağduyuya davet eden, engelleyici hiçbir tedbir almıyor. Hatta bazılarının yöneticileri, ‘400 vekil verseydiniz bunlar yaşanmazdı’ diyecek kadar aklını yitirmiş durumda.

CHP VE AKP SUSTU; HERKES BİLİYORDU, AMA KİMSE ENGELLEMEDİ

"Ayrıca o yerellerdeki siyasi partilerin hepsi bu saldırıların yapılacağını biliyor. Ama onlar da gerekli engelleyici adımları atmıyor. Başta CHP ve AKP olmak üzere, farklı partilerin milletvekilleri susmuş, olan biteni izlemekle yetiniyor. Yerel medyada da kışkırtıcılık yapılıyor. Tam bir ‘Kırmızı Pazartesi’ hikayesi. Herkes yapılacak olanları biliyor, ama kimse engellemiyor.

"Özellikle Alanya ve Manavgat’ta asker ve polis cenazeleri saldırılar için bahane olarak kullanılıyor. Olaylar öfkeli yurttaş tepkisi değil. Örgütlü, planlı, hedefini bilerek hareket eden ve arkasında yerel mafyayı, irili ufaklı sermaye çevrelerini de barındırıyor. Saldırılarda amaç çok açık. Onlarca yıldır başarılı bir ticari hayatı sürdüren Kürt yurttaşlarımızı tedirgin etmek, ticari ve ekonomik güçlerini kırmak, onları bulundukları yerlerden kaçırarak işyerlerine, mallarına, mülklerine ucuz bir şekilde el koymak. ‘Turizmi baltalıyorsunuz’ diyenlere, ‘turizmden Kürtler kazanıyor, onlar kaybetsin’ diyecek kadar gözü dönmüş bir ırkçılıkla karşı karşıya bulunuyoruz."

Yapılan saldırıların öncelikle bir arada yaşamı hedef aldığını söyleyen Oluç, on yıllardır bir arada yaşayan ve ticaret yapan yurttaşların ırkçı eylemlerle karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını belirtirken; yapılan saldırılar sadece saldırıya uğrayan yurttaşlara zarar vermediğini, bütün Türkiye'deki turizm sektörüne de darbe vurduğunu belirtti.

ANTALYA'DA HDP'NİN ALDIĞI YÜKSEK OY HAZMEDİLEMİYOR

Meclis'teki açıklamasında, "Peki bu saldırıların siyasi anlamı ne?" diye sonra Oluç, şöyle devam etti:

"Antalya’da HDP’nin yüksek oy alması, bir vekil çıkarması devletin çeşitli katlarında, siyaset alanında kabul edilemiyor, hazmedilemiyor. Bu anlayışta olanlar Antalya’ya göçmüş, onlarca yıldır orada yaşayan ve çalışan Kürt yurttaşları eşit insanlar olarak göremiyor. Irkçılık içlerine işlemiş. ‘Beyim, bu kente o kadar çok Kürt gelmiş ki, inanır mısınız bir de vekil çıkardılar’ diyecek kadar bölücü ve ayrımcı bir yaklaşıma sahipler. İnsanların siyasi irade göstermeleri, kendi geleceklerine dair söz ve karar sahibi olmaları, yaşadıkları, vergi ödedikleri, çalıştıkları ve ülke ekonomisine ciddi katma değer sağladıkları yerlerde eşit bir insan olarak yaşamaları hazmedilemiyor. Irkçılık budur işte."

SALDIRILARDAN SİYASAL İKTİDAR SORUMLU

Yaşananlardan siyasal iktidarın, vali, kaymakamlar, emniyet, istihbarat ve jandarmanın sorumlu olduğunu savunan Oluç, saldırılarla ilgili olarak savcıları göreve çağırırken, "Planlı ve organize saldırı yapan bu suç örgütleri ve üyeleri tespit edilmeli, mağdur olan yurttaşların zararları bir an önce giderilmelidir. Irkçı saldırıların siyasi ve idari sorumluları da bir an önce açığa çıkarılmalıdır," dedi.

GEREKİRSE ULUSLARARASI HUKUKA TAŞINACAK

Oluç, saldırılarla ilgili olarak hukuk mücadelesi vereceklerini de belirterek, "Bu saldırılar karşısında Türkiye’deki adalet yapısının zaaflarına ve taraflı olmasına rağmen, hukuki bütün adımlar atılacaktır. İç hukuk yolları denenecek, sonuç alınamazsa uluslararası hukuka başvurulacak," dedi.

SALDIRILAR BOŞA ÇIKARILACAK, İNSANLIK DERSİ VERİLECEK

Oluç son olarak da ırkçı saldırganların niyetlerini boşa çıkaracak şekilde, yaşanılan ve çalışılan coğrafyadan ayrılmadan, ortak geleceğe sahip çıkılarak insanlık dersi verileceğini söyleyerek, "Irkçı saldırganlar, ardındaki karanlık güçler bilmeli ki, kimse yaşadığı yerleri, ekmek kazandığı mekanları terk etmeyecek, tam tersine daha kararlı ve sağlam bir duruş sergileyecek. Ticari mekanlara, evlere yapılan bu saldırıların, talan, yağma ve haneye tecavüzün suç olduğu anlatılacak ve bu ırkçılığa karşı olan bütün vicdan sahibi yurttaşlarımızla, STKlarla birlikte ortak davranma zemini genişletilecek. Mesele artık HDP binalarına yapılan saldırıları aşmıştır. Alanya ve Manavgat bunu gösteriyor. Geleceğimize sahip çıkmaktan ve savunmaktan asla uzak durulmayacak," dedi.

(Demokrat Haber)