HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, partisi içinde tartışmalara neden olan Karaman'daki çocuklara cinsel istismar olaylarına ilişkin, "3 tane çakma Nişantaşlı, Bebekli ve sosyalist için 'Bütün İslami tarikat ve cemaatler, Kuran kursları, yurtlar, tecavüzcüdür, sapıktır' demeyeceğim, demeyeceğim, demeyeceğim" ifadelerini kullandı.

Ensar Vakfı ve KAİMDER evlerinde yaşanan cinsel istismar skandalı hakkındaki sözleriyle partisi içerisinde de tepkilere neden olan Altan Tan, konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Tan'ın açıklaması şöyle:

"Hepsini toplarsak, çok büyük bir olay var ortada. Asla göz ardı edilemeyecek bir skandal ve tecavüz, çocukların taciz olayı var. Çocuk tacizi bu işlerin en felaketi en korkuncudur. Başta sayın Aile Bakanı olmak üzere devletin bütün kurum ve kuruluşları, yetkilileri, bu olayın her yönü ile üzerine gitmeleri gerekmektedir ve işin ucu nereye uzanırsa uzasın, ne kadar genişlerle genişlesin en derin soruşturmayı ve cezalandırmaları yapmaları gerekir.

Ve bu doğrultuda yasa dışı, kanun dışı çalışan, tabir caizse merdiven altı çalışan ne kadar tarikat, cemaat, kuran kursu, laik veya İslami dindar ne kadar kurum ve kuruluş, yapı varsa bunlarında tamamının üzerine gidilmesi lazım. Üzerine gitmekten kastım eğer bunlar yasa içine alınabiliniyorsa, yasa içine alınmaları lazım, yeni kanunlar çıkarılması lazım, düzenlemeler yapılması lazım.

Eğer yasalara alınması mümkün değilse, kanun dışı bir yapılanma var ise bunların tamamını kapatması lazım. Ve ayrıca yasalara uygun çalışan Kuran kursu, vakıf, yurt, dernek yine aynı şekilde laik veya dindar bunların tamamının da denetlenmesi lazım dedim.

Bunu da geçmişte MHP, CHP, HDP ve AKP'de yaşanan bazı olayları örnek verdim. Bunlardan hareketle bütün partiler sapıktır, tacizcidir denilemez dedim. Burada verdiğim bale kursundaki seks skandalı örneğine takıldılar, bale kursundaki seks skandalı ayrıdır, çocuk tacizi ayrıdır, onu da söyledim.

Çocuk tacizi korkunç bir şeydir dedim. Bunu da söyledim. Peki bunu söyledikten sonra neye itiraz ediyor bu arkadaşlar. Şunu bekliyorlar. 'Sen birinci söylediklerini söyle, bakan araştırsın, soruştursun, cezalandırsın, kurum ve kuruluşlarının kanunsuz olanlarını kapatsın, kanuni olanları denetlesin ama bundan hareketle bütün İslami kurum ve kuruluşlar tarikatlar, cemaatler, kuran kursları ve yurtlar suçlanamaz' deme. Bunu dediğin vakit sen başka bir şey söylemiş oluyorsun.

DİNLEMEDEN, ANLAMADAN ELEŞTİRİYORLAR

Bir kısmı dinlemeden, anlamadan yapıyor. Ama esas bu işi başlatanlar bilerek, tasarlayarak ve düşünerek bu işleri yapıyorlar. Yanlış düşünüyorlar, baltayı taşa vurdular bu sefer. 3 tane çakma Nişantaşlı, Bebekli, çakma sosyalist, 'çakma' tabirini kullanıyorum; gerçek Nişantaşlı, Bebek ve sosyalistlerde saygı duyuyorum. Benim çocukluğum da Bebek'te geçti. Çakmalara söylüyorum, bu çakmalar için 'bütün İslami tarikat ve cemaatler, Kuran kursları, yurtlar, tecavüzcüdür, sapıktır' demeyeceğim, demeyeceğim, demeyeceğim. Bunu diyenlerle de sonuna kadar mücadele edeceğim. Onlarda ellerinden geleni arkalarına koymasın. Bunu söyleyeceklerde varsa çıkıp açıkça bunun böyle olduğunu söylesinler."

DOKUNULMAZLIK

HDP'li Tan, CHP'nin dokunulmazlıkların kaldırılması için AKP'nin teklifine destek vereceğini açıklamasının sonunu hayırlı görmediğini, bunun büyük bir sürpriz de olmadığını anlatırken, "Çünkü CHP sıklıkla; bu devleti kuran, rejimin esas kurucusu biziz diye yıllarca defalarca söylemiş bir parti. Şu anda CHP tekrar devletin, MGK'nın dediğini yapıyor. Niye yapıyor buna şaşıranlardan biri değilim. Bir arkadaşımız güzel bir örnek verdi. 'CHP'nin şaşılmayan tavrına şaşanlara şaşıyorum' dedi.

'ERDOĞAN'A KARŞI HDP-CHP BLOK OLSUN DİYENLER VARDI'

Tan'ın sözleri şöyle devam etti:

"Bizim de bazı arkadaşlarımızda Kürt siyasetinde şöyle bir kanaat vardı. İşte CHP ile HDP bir demokrasi bloğu kursun, birlikte hareket etsin, işte Tayyip Erdoğan'a, Ak Parti'ye karşı bir siyasi cephe oluştursun, bu birçok kişi tarafından dile getirildi. Yani Kandil'den HDP yönetimine kadar. Bu CHP'nin varlığını görmemektir bir yerde. Esas özünü görmemektir. Sonuçta CHP bugün derin devletin, yapının arzusu doğrultusunda hareket etmiştir, bundan şaşılacak bir şey yok.

Bu ülkeyi doğru bir yere götürmeyecek. Siyaset daha da gerilecek, dokunulmazlıklar kalktıktan sonra yargılamalar başlayacak, hiçbir arkadaşımızın şöyle bir korkusu yok, şu kadar ceza alırım, hapis yatarım, şu olur bu olur. Mesela benim 13 tane davam var. Birçok arkadaşın aşnı şekilde daha fazla olan var.

Ama neticede Türkiye'de siyasetin gerilmesinin, HDP'nin devre dışı kalmasının, parlamentonun bu tür uygulamalara teslim olmasının Türkiye'ye bir faydası yok. Kürt sorununun çözümüne bir faydası yok. CHP'nin tavrı benim için şaşırtıcı değildir. Bizim de daha önceden bunları ön görebilmemiz lazımdı. Bundan sonrası içinde daha soğuk kanlı değerlendirmemiz yapmamız lazımdır.''