İçişleri Bakanı Efkan Ala darbe girişimine ilişkin, “Darbeyi saat 16.00’da haber almış olsaydık durdurabilirdik.  Sistem düzelmezse 5-10 yıl sonra yeni bir kalkışma ile karşı karşıya kalabiliriz “ ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Efkan Ala ile konuşan Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan'ın haberi şöyle:

21.20 uçağı ile Erzurum’dan hareket ettim. 23.00’te Ankara’ya ulaştım. Telefon açıldı korumam, “Efendim sosyal medyadan darbe oluyor diye haberler geçiyor” dedi.

O sırada Hakan Fidan aradı. “Sayın bakanım darbe oluyor, bizi bombalıyorlar” dedi. Sonradan öğreniyoruz ki bizim uçağımızı da Malatya’ya indirmek için talimat geçiyorlar. Ama Van’dan geldiğimizi düşünüyorlar. Erzurum’dan karayolu ile gelebiliriz diye Erzincan’da da tedbir almışlar bizi almak için.
 
Esenboğa’ya indik. O sırada arkadaşlar haber alıyor ki tanklar havaalanına geliyor. “Kesinlikle silahlı direniş gösterilecek, teslim olunmayacak, darbeciler gözaltına alınacak” diye talimat verdim. Bu arada Cumhurbaşkanımızı aradık. O daha önce beni aramış. Ben inince o havalanmış, ulaşamadım. Başbakanımızla konuşmalarımızda Genelkurmay Başkanı ve diğer kuvvet komutanlarının rehin tutulduğunu söylediler. Bunun üzerine teşhisi koyarak bunun emir komuta zinciri içinde olmadığına karar verdik.
 
GÜNEYDOĞU’DAN 3 BİN ÖZEL HAREKATÇI GETİRDİK
 
Bu arada emir subayım Albay, “Ben Havaalanı jandarma bölüğüne gidip buraya el koyacağım” dedi. “Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mehmet Artar’ı kurtarmak için gidiyorum” ifadesini kullandı.
 
Bölge komutanını aldılar, Alay komutanını kurtardılar. Ben Jandarma Harekat Başkanı Tümgeneral Arif Çetin’e, “Hemen televizyona çıkın, açıklama yapın” dedim. Darbeciler, “Jandarma Genel Komutanlığı ele geçirilmiştir” diye mesaj geçiyorlar.
 
Bunun üzerine Arif Paşa hemen mesaj çekiyor, “Bunlar darbecilerdir, bunları dinlemeyin” diye. Darbeciler çeşitli daireleri ele geçirmeye başlayınca biz Özel Harekat’ı devreye soktuk. Güneydoğu’dan ve Karadeniz’den özel harekatı uçaklarla getirdik. Ancak Esenboğa’ya inemediler. Nevşehir’e 1500 özel harekatçıyı getirdik. 1500 özel harekatçıyı da İstanbul’a indirdik. Şırnak’ta Çakırsögüt Birliği ve Bursa’daki Alay Komutanı yola çıkınca valilerimiz tarafından engellenip, gözaltına alındılar.
 
TRT’Yİ ALDILAR
 
O arada TRT’yi aldılar. TRT Genel Müdürü’ne, “TRT alınacak, alınamazsa TRT yıkılıp enkazı üzerinden yayın yapacağız. O kadar kararlıyız” dedik. Aynı şey TÜRKSAT için de geçerliydi. Bu arada Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı beni aradı.
 
“Ben planı yaptım, Genelkurmay başkanımızı kurtaracağım, sizden talimat ve yetki istiyorum” dedi. “Size sadece kendi adıma değil, Cumhurbaşkanı ve hükümet adına tam yetki veriyorum” dedim. Jandarma Harekat Başkanı Arif Paşa, “Jandarma Harekat Merkezi’ni ele geçireceğim” dedi. “Yetkilisin” dedim.
 
‘VATANDAŞ DARBECİ SANINCA İKRAM YAPMAMIŞ’
 
Arif Paşa, önce bir camiden, sonra bir inşaattan, sonra bir vatandaşın evinden harekatı yönetiyor. “Bacım kusura bakmayın” diyor, eve giriyor. “Harekat Merkezi’ni ele geçirin” diye talimat veriyor. Vatandaşlar önce Arif Paşa’yı darbeci zannediyor, ikramda bulunmuyor. Ama telefonla televizyonlara bağlanıp açıklama yapınca vatandaş o zaman darbe karşıtı olduğunu anlayıp börek ve çay getiriyor. Vatandaş bu kadar hassas.
 
BİRER TONLUK İKİ BOMBA
 
(Özel Harekat’ın bombalanmasından nasıl haberiniz oldu?) Emniyet Genel Müdürümüz aradı. Birer ton ağırlığında lazer güdümlü iki bomba atıyorlar. Helikoptere biniyor polislerimiz. Bu kez helikopteri vuruyorlar. 50 kardeşimiz orada şehit oldu. Terörle mücadele ederek kaç aylarını evlerinden uzak geçiren insanlar, bu alçaklara memleketi bırakmamak için şehit oldular. Özel Harekatçıları alnından öpüyorum. Kendi arkadaşlarını orada bırakıp, kurtarmaya gittiler.
 
İZZETBEGOVİÇ’İ HATIRLADIM
Sayın Cumhurbaşkanımızın o dirayetli duruşunu gördük. Allah rahmet etsin Aliya İzzetbegoviç’in o kadar insanın şehit olduğu anda dirayetle meselelere vaziyet etmesi aklıma geldi. Ben o zaman şehit olan insanlarımızın hatırasına yakışır bir şekilde hareket etmemiz gerektiğini düşünüp daha dirayetli bir şekilde talimatları vermeye çalıştım.
 
POLİS İSRİHBARATI TESLİM ALMAYA GELMİŞLER
 
TÜRKSAT ele geçirilince satın aldığımız ama henüz resmi teslimi yapılmayan silahlarla özel harekatı gönderdik. Bu arada Külliye ve Meclis bombalanmaya başlandı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la birkaç kere konuştum. “Senin elinde silah varsa gönder” dedik. O da “Zaten gönderdik” dedi.
 
Bu arada “Akıncı Üssü’nün pistini kullanılamaz hale getirin” talimatını verdik. Eski müdürler Emniyet İstihbarat’ı teslim almaya gelmişler. Polislerimiz onları orada teslim aldılar. Cep telefonlarından haberleşmeleri tespit edildi. TÜRKSAT’a ateş eden helikopter yara alınca inmek zorunda kaldı. İçinde kan izleri de çıktı. Tarih bu kadar alçaklığa şahit olmamıştır. Terörist bile bunu yapmaz. Bunlar teröristten de aşağılık.
 
HABERİMİZ OLSA ÇOK ŞEY DEĞİŞİRDİ
 
(MİT eleştiriliyor ama polis istihbarat nitelikli istihbarat alabildi mi? Emniyet Genel Müdürü saat 16.00’da öğrense darbe girişimi engellenebilir miydi?) Eğer önceden, o saatte bizim haberimiz olsaydı çok şey değişirdi. Bütün her tarafı haberdar edip, her tarafta biz harekete geçerdik.
 
Çünkü bunların önemli bir kısmının hepsini görevden alırdım. KPSS sorularını çalanların çoğu, sıkıyönetim komutanı atananların eşleri. Onlarla ilgili zaten soruşturmalar var. İzmir’deki Casusluk kumpasında ayrı soruşturma yürütülüyordu. Can alıcı sorulara can alıcı cevaplarımız var.
 
MAYIS’TA AYRILMALARI GEREKİYORDU
 
27 Nisan 2007 e-muhtırası verildi, o zaman hemen anayasa değişikliği yaptık. O sistemi değiştirdik. 17-25 Aralık’ta iç güvenlik yasasını değiştirdik. Emniyet’teki görevlilerini değiştirdik. 17-25 Aralık’tan sonra emniyette 35 bin kişinin yerini değiştirmiştik. Ne kadar isabetli bir iş yapmışız. Jandarma’da değişiklik yaptık. Aldığımız yetki ile jandarma komutanlarımızın üçte ikisini değiştirdik. Sonra kalanını aldık. Mayıs’ta ayrılmaları gerekiyordu. Şu ana kadar hala yerlerinde duruyorlar. Jandarma’da çok yaygın bir katılım olmadı. Neden olmadı, çünkü değiştirdik.
 
BİZİM SİSTEM KRİZ ÇIKMADAN DÜZELTİLEMİYOR
 
Terfi etmemesi gereken adamları hem karargahta görevlendirmişler hem de sıkıyönetim komutanı olmuşlar. Sistem tam demokratik bir sisteme dönüşmediği için bizim sistem bir otobüse benziyor, içinde halk var. Yolda durmayacaksınız, durdurmadan tamir edip yola devam edeceksiniz. Hem vatandaşı gideceği yere götüreceksiniz, hem yolda kalmayacak. Bizim sistem her tarafından ses gelen bir araca benziyor. Bizim sistemimiz kriz çıkmadan düzeltilemiyor. ‘FETÖ’ darbesine gösterilen bu direniş devlette yeni yapılanmaya neden olur. Güç temerküzü değil, güçlerin ayrı ayrı yönetildiği ve siyasetin yönettiği bir sistem olur.
 
EMNİYET İSTİHBARATTAN DA HABER ALAMADIK
 
(Emniyet istihbarattan haber geldi mi?) Bir haber gelmedi. Beyin takımı oluşmuş içlerinde. Askerden bilgi alınmalıydı. Emniyet de bilgi almalıydı. Terörist ‘FETÖ’ yapılanmasının içinden niye bilgi alınamadı? MİT’in 4-5 saat önce haber alması bunların tezgahını bozdu.
 
Emniyet istihbarattan alınamadı. Jandarma istihbaratın ise başını değiştirmiştik ama içini değiştirememiştik. Oradan hiçbir istihbarat alınamadı. Terörle mücadele ettiğimiz için sürekli böyle şeyler geliyor. MİT müsteşarımızla da görüşüyoruz. Bu tür duyumlar teyit edilmeden haber verilmiyor. Düşündükleri an böyle bir şey duyulmalı. Teyit edildikten sonra istihbarata dönüştürülüyor.
 
SONRASININ İZAHI YOK
 
(Saat 18.00’de karargahınıza talimat geliyor. Türk hava sahası kapatılıyor. Terör bölgesindeki helikopterlerin bile uçması yasaklanıyor. Daha hangi teyit bekleniyor?) O saatten sonrasının izahı yok. Daha önce de bu terörist yapının içinden istihbarat alınmalıydı. O saatten sonra komutanlar düğüne gidiyor. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız aranmalıydı. Ben aranmalıydım. Genelkurmay Başkanımız o sabah (darbe girişimi sabahını kastediyor) 11.00’de beni aradı. “Neredesiniz, bir araya gelip değerlendirme yapsak” dedi. “Ankara’da değilim” dedim. Zaman zaman arar beni. “Pazartesi ya da salı günü görüşürüz” dedik.
 
SİSTEM ZAİFİYETİ VAR
 
(17-25 Aralık’tan sonra TSK’da hiçbir tedbir alınmaması, kimsenin emekli edilmemesi, tutuklanmaması nasıl izah ediliyor?)”İstihbarat zafiyeti var ama daha fazla sistem zafiyeti var” dediğim budur. Sistem daha önceden bunları algılayıp ona göre atama yapılmamış.
 
Memurların ihtiyacı milletin ihtiyacından önce gelmiş. Zamanında tedbirler alınıp, görevden alınanlar gönderilip, yenileri yerlerine gelse... Sistem çok ağır bir şekilde çökmüş. Statüko hakim olmuş. Bir yerde görevden alıyorsunuz. Ama kurumların içinde ruh gibi dolaşıyorlar. Bu sistemi değiştiremezsek, bu düzen devam ederse 5 ya da 10 yıl sonra yeni bir kalkışma ile başka bir girişimle karşı karşıya kalabiliriz. (Bu darbenin siyasi ayağı belli mi?) Siyasi ayağı konusunda elimizde somut bir şey yok. Ortaya çıktıktan sonra değerlendiririz.
 
‘İHTİAYÇLAR DİKKATE ALINARAK YENİDEN KURGULANACAK’
 
(İstihbarat ya da Jandarma açısından neler yapacaksınız?) Jandarma’yı Emniyet Genel Müdürlüğü gibi her şeyiyle İçişleri Bakanlığı’na bağlayacağız. İstihbaratıyla, kadrolarıyla. Bu işlerin kenarında köşesinde olmayacaklar. Daha önce yarısını yapmıştık şimdi tamamını yapacağız. (İstihbaratta düzenleme yapacak mısınız?) Türkiye’nin  ihtiyaçları dikkate alınarak yeniden kurgulanacak.
 
‘REFORM İHTİYACI ORTADA’
 
(TSK’da ve Jandarma’daki paralel yapıyla ilgili haberler sürekli yalanlanıyordu?) Jandarma Özel Harekat Komando Tugayı Güvercinlik’te konuşlu. Jandarma Yarbay Fazıl Ertürk ifadesinde diyor ki, “15 gün önce Tandoğan’da toplandık”. Soyismini bile bilmediği Osman isimli birinden söz ediyor, “Ondan darbe talimatını aldık” diyor.
 
Fetullah Gülen’in darbe yapılması talimatı emrini verdiği söylüyor. Aralarında orgeneraller, korgeneraller ve diğer generallerin olduğu, Şırnak Çakırsöğüt’ten Jandarma Taburu’nun Ankara’ya geleceği, öncelikle Kuvvet komutanlıkları karargahlarının ele geçirileceğini söylüyor. Her sorduğunuz sorunun doğru, makul, mantıklı cevabı yok. Olsa zaten bu durumda olmazdık. Manzara ortada. Adamları emekli ediyoruz bu işlerin içinde diye, teker teker geri geldiler. Danıştay’da itirazlar yapıldı. Şimdi o kararı veren hainlerin 2 bin 500-3 bini tutuklandı. Manzara ortada, reform ihtiyacı ortada.
 
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı, rehin alındıktan sonra götürüldüğü Akıncı Üssü’nde, “Siz kimden emir alıyorsunuz” diyerek tepki gösterdiği sırada, “Sizi kanaat önderimiz Fethullah Gülen hocaefendi ile görüştürmek istiyoruz, isterseniz hemen telefonla irtibat kuralım” teklifinde bulunan darbecinin Akıncı Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim olduğu belirtildi.
 
Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanımız Turgut Arslan’ı elleri bağlı olduğu halde başına yakın mesafeden iki kurşun sıkarak yaralıyorlar. Şimdi uyutuluyor. Bunlar asker elbisesi içine girmiş teröristler. Tayini çıkmış adam Jandarma’yı organize eti. Bunların hepsinin karargahta olduğunu düşünün.
 
Ala’nın TEM Daire Başkanı’nı yaraladığını belirttiği subayın Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi’nin Özel Kalem Müdürü Jandarma Kurmay Albay Erkan Öktem olduğu ve bu ismin yakalandığı öğrenildi. Albay Öktem’in bir süre önce görevden alınmak istendiği, Mendi’nin “Ben yıllardır tanıyorum, iyidir” sözleri üzerine tayini çıkmasına karşın Mendi’nin yanında görevini sürdürdüğü belirtildi.