İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan için "Gittiğin yol yol değil" diyen Akşener, esnafın yaşadığı ekonomik krize dikkat çekerek, “Eylül sonu itibarıyla, istihdamımız 896 bin kişi azaldı. Geniş tanımlı işsizlik ise 10 milyon 600 bin kişiye ulaştı. Sayın Erdoğan; madem bu kadar iş imkânı var, Madem yeni yeni şirketler kuruluyor, madem ekonomi şaha kalktı gidiyor, e o zaman, neden istihdam sürekli azalıyor? Sen git danışmanlarına asıl bunu sor. Sayın Erdoğan; bu ucube sistem sana yaramadı. Bunu kabul et artık. Servet kovalayan saray danışmalarının elinde oyuncak oldun. Kürsüden söylediklerinle, yaptıkların, birbirini tutmaz hale geldi” dedi.

Meral Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Erdoğan, Halk Bankası tarafından kullandırılan kredilerde, yılın ilk 6 ayında yapılması gereken ödemelerin öteleneceğini duyurdu. Aylardır ısrarla takip ettiğimiz, esnafımızın şikâyetçi olduğu bu konuda atılan adımı doğru buluyoruz. Bu adım doğru olmasına doğru, ama maalesef yetersiz. Geçtiğimiz 14 Aralık’ta bir basın açıklaması yapmış ve iktidardan, esnaf ve sanatkârlarımızın desteklenmesi için, bir dizi talepte bulunmuştuk.

Demiştik ki; “Mart 2020’den sonra alınan kredilerin, geri ödeme süreleri bir yıl uzatılsın, bu nedenle doğacak faizi de Hazine karşılasın.” Bu talebimizde ısrarlıyız.

‘ÖTELENECEK KREDİLER HALK BANKASI İLE SINIRLANDIRILMASIN’

Biz diyoruz ki; ertelenecek krediler Halk Bankası ile sınırlandırılmasın. Erteleme süresi 6 ay yerine, 1 yıl olsun. Ayrıca ötelemeden kaynaklanacak faiz yükü, bankalarla yapılacak bir anlaşma çerçevesinde, Hazine tarafından karşılansın. Yalnız burada, dikkatinizi çekmek istediğim ilginç bir durum var. Esnafımızın kredi borçlarını erteleme kararı aldığına göre, Sayın Erdoğan, piyasa şartlarını biliyor olmalı, değil mi? Ancak nedense, bu karara rağmen, çıktı dedi ki; “Bazı dostlar diyorlar ki, dükkânlar kapanıyor, şirketler kapanıyor. Kapanan falan yok, her şey ortada." Aynen böyle dedi…"

‘İŞLER YOLUNDAYSA KREDİ TAKSİTLERİNİ NEDEN ERTELİYORSUN?’

E, ben de şimdi doğal olarak, kendisine sormak istiyorum: Eğer işler yolundaysa ve her şey de ortadaysa, kredi taksitlerini neden öteliyorsun? Yok eğer esnaf zordaysa ve ödemelerini öteliyorsan, o halde nasıl oluyor da işler tıkırında diyorsun? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu Sayın Erdoğan?

‘40 BİNİN ÜZERİNDE ŞİRKET VE İŞLETME KAPANDI’

2020 yılında, 40 binin üzerinde gerçek kişi işletmesi ve şirket kapandı. Kaldı ki, resmi kapanma işlemi zaman aldığı için, fiilen kapanan işletme sayısı, maalesef bunun çok üzerinde. Ayrıca, kriz dönemlerinde kurulan şirket sayısının artması, kimseyi yanıltmasın. Böyle dönemlerde, borçlarını ödeyemediği için, birçok firmanın kredibilitesi bozulur. O nedenle firmalar, iş yapabilmek ve bazı yükümlülüklerden kaçınmak için, çareyi yeni şirket kurmakta bulurlar.

‘İŞLER TIKIRINDA DEMEK DÜPEDÜZ CEHALETTİR’

Sayın Erdoğan’a şiddetle tavsiye ediyorum; tespitlerini sağlam analizlere dayandır. Danışmanlarının kulağına üfledikleriyle, milletimizin huzuruna çıkıp, yalan yanlış konuşma. Veriler ortadayken, “Kapanan işletme yok.” demek en hafif tabiriyle ciddiyetsizliktir. Çaresizlikten kurulan şirketlere bakıp, “İşler tıkırında.” demekse, düpedüz cehalettir.

‘BU UCUBE SİSTEM SANA YARAMADI’

Eylül sonu itibarıyla, istihdamımız 896 bin kişi azaldı. Geniş tanımlı işsizlik ise 10 milyon 600 bin kişiye ulaştı. Sayın Erdoğan; madem bu kadar iş imkânı var, Madem yeni yeni şirketler kuruluyor, madem ekonomi şaha kalktı gidiyor, e o zaman, neden istihdam sürekli azalıyor? Sen git danışmanlarına asıl bunu sor. Sayın Erdoğan; bu ucube sistem sana yaramadı. Bunu kabul et artık. Servet kovalayan saray danışmalarının elinde oyuncak oldun. Kürsüden söylediklerinle, yaptıkların, birbirini tutmaz hale geldi.

'GİTTİĞİN YOL YOL DEĞİL'

Senin keyfin yerinde olabilir, ama bu sırada olan milletimize oluyor. Gittiğin yol, yol değil. Gel, şu saray hayatından bir sıyrıl, milletin arasına karış. Bir bak bakalım, memlekette neler oluyor. Bir gör bakalım, vatandaş ne çekiyor. Kepenk kapatan dükkânlar, iflas eden firmalar, artık Türkiye’nin acı bir gerçeği. Sen, “Bugün 1 lira 35 kuruşluk satış yaptım.” diyen, esnaf kardeşimin dükkânı açık mı sanıyorsun? Saray duvarlarından milletimizin sesini duymuyorsun, onu anladık. Ama hiç olmazsa bize kulak ver.

'VATANDAŞA KEYİF ÇAYI FIRLATAN ADAM OLDUN'

İstanbul Kartal’da bir kuyumcu kardeşim diyor ki; “80 yaşında bir teyzemiz geldi, eşinden kalan yüzüğü bozdurdu.” Eskiden vatandaş kuyumcuya yatırım için giderdi. Şimdilerde, fatura ödeyebilmek için, alyans bozdurmaya gidiyor. Bakın bilezik demiyorum, yuvasının nişanesi alyansını bozduruyor, alyansını. Bak, İstanbul’daki bir tuhafiyeci kardeşim ne diyor; “Benim işim iyi ya da kötü ne fark eder? Yan dükkânın sahibi arkadaşım dayanamadı, kapattı. "Sayın Erdoğan; ben sana daha en başından sarayın sakıncalarını söyledim. “Saray insanı milletinden koparır, gerçeklerden koparır, başka bir sanal evrene hapseder.” dedim. Sense gittin, sarayın üstüne bir de ucube sistem kondurdun. Haksız mıymışım? Dün “milletin adamıyım” diyerek gezerken, bugün o saray yüzünden, firmalar ardı ardına kapanırken, “işler tıkırında” deyip, “vatandaşa keyif çayı fırlatan adam” oldun Sayın Erdoğan.

'MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR'

Sen hayal aleminde yaşarken, ben, çarşıda, pazarda, esnafımızı dinliyorum. Sen sarayında sefa sürerken, ben işsiz gençlerimizi dinliyorum. Seni uyaran dostların az bile söylemiş. Sadece esnaf kepengini değil, vatandaş evde kombisini kapatıyor Sayın Erdoğan. Sen ne kadar uğraşırsan uğraş, artık mızrak çuvala sığmıyor. Sizin masallarınız hafif, milletin gerçeği ise artık çok ağır Sayın Erdoğan.

HDP AÇIKLAMASI

Bu Cumhur ittifakı gerçekten bir acayip… HDP binasında, Apo posteri bulunca şaşırıyorlar ama, Seçim zamanı mektubunu okutmaya gelince, dert etmiyorlar. Yana yakıla, “HDP kapatılsın.” diyorlar ama, Bunun için en ufak bir adım bile atmıyorlar. Nitekim bunlara sorarsan, en büyük Türk, en has Müslüman kendileridir ama “Müslüman Türküm” dediği için, zulüm gören kardeşlerimizi duymuyor, iki laf edemiyorlar. Böyle cıvıklık, böyle ciddiyetsizlik olmaz. Böyle devlet yönetilmez. Yazıklar olsun.