Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, Musul operasyonu ve Türkiye'nin politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türk, "Ortadoğu’daki bu bütün gelişmeler, Rojava'daki ve Irak'taki gelişmeler, Kürtlerin önemli bir aktör olarak ortaya çıkması, geçmişteki statükocuları rahatsız ediyor. Türkiye'nin aslında Musul'daki koalisyon gücüne katılmak isteyişinin tek nedeni Kürtlere karşı bir tampon bölge oluşturmaktır" dedi.

Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, Musul operasyonunu, Türkiye’nin hesaplarını ve Kürt politikasını DİHA’ya değerlendirdi.

'AMAÇ IŞİD’LE MÜCADELE DEĞİL'

AKP’nin IŞİD’e karşı bir mücadele için hazırlık yapmadığını savunan Türk, "Geçmişte zaten bu konuda hepimiz biliyoruz ki, Türkiye hükümeti Cumhuriyeti başlangıçta DAİŞ'e adeta kapıları açtı. Amaçları DAİŞ'le mücadele değil tamamen o coğrafyada Kürt mücadelesinin elini kesmeye çalışmak. Hatta Kürtlere müdahaleyi bile kafaya koyan bir anlayışla bugün Musul'da, Irak'ta bulunmak istiyor. Koalisyon gücünün aktif bir tarafı olmak istiyor" diye konuştu.

'TÜRKİYE’NİN KOALİSYONA DAHİL OLMA ŞANSI YOK'

Türkiye'nin Musul'da askeri güç bulundurmasının Irak hükümetini de rahatsız ettiğini söyleyen Türk, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin kendi iç işlerine karışmasından Irak hükümeti haklı olarak rahatsız. Birileri Türkiye'ye askerlerini yerleştirse, bu hükümet de böyle bir şeyi kabul etmez ve belki de Türkiye bunu işgalci bir güç olarak kabul eder. Irak da aynı tepkiyi gösteriyor. Dünyanın çağrısı olmadan bu koalisyon gücüne katılma şansları da yok. İç kamuoyunda kendini ayakta tutmak için her gün bağırarak müdahale edeceklerini söylüyor. Ama dünyaya rağmen böyle bir şey yapma imkanları yok.

'KÜRT KARŞITI POLİTİKA PAHALIYA MAL OLACAKTIR'

"Sanki hendekler olduğu için bu sürece girilmiş. Hayır, Kürtlerin bu süreçte sindirilmesi ve susturulması için böyle bir politika izleniyor. Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmaya yönelik bir refleks gösterecekler. Bu konuda başarılı olma şansları yok. Her yere istediği gibi elini kolunu sallayarak gidemez. Kürtleri sindirme, susturmaya yönelik bir politikaları kendilerine pahalıya mal olacaktır.

Bugün yürütülen siyasetin aslında sadece Kürtlere değil, Türk halkına da büyük zararları oluyor. Bugün kurumlar, yargı, parlamento tüketilmiş, askeri darbeye karşı çıkışı kendine bir kazanıma dönüştürmeye yönelik, herkesi susturmaya, sindirmeye yönelik bir anlayışla siyaset yapılıyor. Sadece Kürtler açısından değil Türkiye halkı için de zor bir süreç. Bir felaketin ortaya çıkabileceği bir dönemdir."

'KÜRT VARLIĞININ İNKARI ÜZERİNE SİYASET YAPILIYOR'

"Kürtlere hitap eden bir Zarok TV'ye bile tahammül edilemiyor. Siyasi bir karar olmayan sadece, Kürt çocuklarının anadilini öğrenmesi için açılmış bir kanaldır. 'Kürt kardeşim' diyor, halkın iradesinden söz ederken, bir taraftan da halkın iradesini seçilmiş belediyelere kayyum atayarak yok sayıyor. Siyasi partilere baskınlar yapıyor" dedi.

'TÜRKİYE ÖNCE KENDİNE BAKSIN’

Türkiye hükümeti Irak'taki Kürtlerin asimile edildiğini söylerken, İbadi'nin buradaki Kürtleri için Erdoğan'ın ne yaptığını sormasında haklılık payı vardır. Biz de aynısını söylüyoruz. Türkiye önce çıkıp kendine baksın. Çıkıp 'Ben orada mezhep çatışmalarının önüne geçeceğim' diyor.

Kardeşim, bu senin meselen değil ki! Bu Irak'ta iç işlerinin meselesidir, orada kendi aralarında çözülür. Biz biliyoruz, Uluslararası ilişkilerin menfaate dayalı olduğunu, emperyalist anlayışların kontrol etmek istediği bir yapı var. Ama kendisine komşu bir ülkenin geleceği ile ilgili karar sahibi olması bir müdahale olarak değerlendirilir."

'MUSUL COĞRAFYA OLARAK KÜRT BÖLGESİNDEDİR'

"Musul halkının elbette bütün halkları temsil edecek bir yönetime kavuşması lazım. Ama Musul'un coğrafya olarak Kürt bölgesinde olduğunu bilmemiz lazım. Yani Musul'u ikiye ayırmak lazım. Musul'un aşağı Arap bölgesi karşısı Kürt bölgesi batısı Sincar Ezidi'lerin özellikle yaşadığı bölgedir. Bu nedenle bütün bunlar aslında, bazı senaryoları geliştirip, bir müdahaleci güç, Kürtleri sindirme aracı olarak kullanılmaktadır"

'ORTAK TEHLİKEYE KARŞI ORTA GÜÇ OLMALIYIZ'

"Biz biliyoruz ki Şengal bölgesinde DAİŞ sıkıştığı zaman, Şengal bölgesinden Suriye topraklarına geçip Rakka tarafında bir güç olmaya çalışacak. Şimdi orada, Şengal bölgesinde PYD'nin, PKK'nin bu güçlerin en azından burada bir set oluşturması kadar doğal bir şey olamaz. Her şeyden önce Kürtler de artık ortak akılla hareket etmelidir. Yarınlar için, daha demokratik bir yapının oluşması için birbirine destek vermelidir. Kürtler arasındaki bu birlik siyasetinin, ideolojik olarak farklı olabilir ama bazı meselelerde gerçekten hepimiz için ortak bir tehlikeye karşı ortak bir güç olmak esas alınmalıdır."