AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Habertürk TV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Çözüm süreci yasasına değinen Ünal, “Bu süreci bu yasa üzerinden okuyamayız. Türkiye yeni bir güvenlik konseptine geçti. Türkiye'nin bölgesinde yaşanan sorunlar, bazılarına bakıyorum hayaller İsviçre, pratikler Türkiye… Her durum kendi gerçekliğini oluşturur. Kendi güvenliğinizi sağlamazsanız kendi demokrasinizi nasıl koruyacaksınız? Türkiye yeni bir terörle mücadele konseptine geçti. FETÖ yeni nesil bir terör örgütü. Artık siber saldırıların yapıldığı, algı operasyonlarının yapıldığı bir süreç. Diğer yandan PKK, DEAŞ ile mücadele ediyoruz” diye konuştu.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaset komplosuyla başkan yapıldığını öne süren Ünal, "Kılıçdaroğlu bir siyasetçi değildir. Bir aktördür" dedi. Ünal, "Biz Kılıçdaroğlu'na cevap verme, onu gündemimize almaktan sıkılmaya başladık" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun siyaseti tehdit ettiğini ve gündemi rehin aldığını savunan Ünal, "Bu herkes için rahatsızlık vermeye başladı" dedi.

'KILIÇDAROĞLU SABİT AMA ETRAFINDAKİLER DEĞİŞKEN, DEĞİŞİM BU DEĞİL'

Ünal'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

- Kemal Kılıçdaroğlu'nun tekrar ettiği ve sistematik olarak sürdürdüğü meşruiyet tartışması, itibarsızlaştırma, kendi yönetemediği her kurumu gayrimeşru görme, 9 kere yenilmesine rağmen özeleştiri yapmama gibi özelliği var. Özellikle dünkü konuşmasında Atatürk'ü anlamaktan bahsediyor. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla uygulamaları arasında fark var. Siz vitrinde Atatürk diyeceksiniz, cumhuriyet diyeceksiniz ama uygulamalarınız cumhuriyetin, demokrasinin adeta yok sayılması anlamına gelecek. Yüksek bir temsil ve katılımla seçilen hükümeti diktatörlük olarak niteleyeceksiniz.

KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİLER

— Kemal Kılıçdaroğlu sabit ama etrafındakiler değişken. Değişim bu değildir. Siz yenildiğinizde bu sorumluluğu üstlenirsiz ve yerinizi başkasına bırakırsınız. Kılıçdaroğlu'nun sürekli aynı şeyleri tekrar etmesinden yorulduk. Dili artık siyaseti rehin almaya başladı. Biz Kemal Kılıçdaroğlu'na cevap verme, onu gündemimize almaktan sıkılmaya başladık. Türkiye'nin önünde çok büyük fırsatlar var. Fırsatların olduğu yerde tehditler de var. Türkiye'nin çok ciddi bir gündemi varken, biz Kılıçdaroğlu'nun kronikleşmiş, CHP açısından bir kimlik krizine dönüşmüş bir yapı artık hem siyaseti tehdit ediyor, hem siyaseti zehirliyor, hem gündemi rehin alıyor. Bu herkes için rahatsızlık vermeye başladı.

Yargı tutsaklık altında' sözlerini yeni söylemiyor. Kılıçdaroğlu bir siyasetçi değildir. Bir aktördür. Bir kaset komplosuyla başkan yapılmış, vesayetçilerin aktörüdür. Kılıçdaroğlu siyasetçi olsa, devletle ilgili kararları seçilmişlerin vereceği ile bir şüphesi olmaz. Kemal Kılıçdaroğlu hiçbir zaman siyasetin yanında durmadı. Biz yargının durumunu ayrı tutuyoruz. Çünkü yargı bağımsız. Bu son sistemle yargı ile yürütme ayrıldı. Yargı ile yürütmenin etkisindedir demek, yargıda görev yapanların haysiyetine, onuruna hakarettir. Anayasanın amir hükmüne ve yasalara göre davranır. Sen nasıl böyle bir iftirada bulunacaksın? Vesayetçi siyasetçi dediğim tip budur. Yüksek yargı Genelkurmay'a çağrıldığında sesini çıkarmaz. Seçilmiş siyasetçinin yaptığı düzenlemelerde şikayetçi olur.

CUMHUR İTTİFAKI

Cumhur İttifakı, masa başı ittifakı değil. Cumhur İttifakı 15 Temmuz sonrası bir toplumsal ve siyasal mutabakatla ortaya çıktı. Bu ülkenin bağımsızlığı ve bekasına olan hassasiyet bir şuura dönüştü ve bu da doğal bir mutabakat olarak ortaya çıktı. Bu milli bir mutabakat olarak ortaya çıktı. Bu millete yaslanan, siyasetin önüne gelen bir mutabakat. Burada Sayın Devlet Bahçeli de kendisine geçmişte atfedilen şeyler yok. Sayın Bahçeli, devlet adamlığına yakışır bir tutum sergiledi.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Bu süreci bu yasa üzerinden okuyamayız. Türkiye yeni bir güvenlik konseptine geçti. Türkiye'nin bölgesinde yaşanan sorunlar, bazılarına bakıyorum hayaller İsviçre, pratikler Türkiye… Her durum kendi gerçekliğini oluşturur. Kendi güvenliğinizi sağlamazsanız kendi demokrasinizi nasıl koruyacaksınız? Türkiye yeni bir terörle mücadele konseptine geçti. FETÖ yeni nesil bir terör örgütü. Artık siber saldırıların yapıldığı, algı operasyonlarının yapıldığı bir süreç. Diğer yandan PKK, DEAŞ ile mücadele ediyoruz.

— Kemal Kılıçdaroğlu OHAL'in ilan edilmesini darbe olarak niteliyor. Sanki biz terörle mücadele etmiyoruz, sanki PKK diye bir örgüt yok, sanki CHP tarafından Meclis'e taşınmış Kandil'in uzantısı yok… Kandil'in talimatıyla terörist cenazesine katılacaksınız, Kandil'in talimatıyla önünüze konulan metin okunacak, buradan nasıl bir irade bekleyeceksiniz? Biz gizli, saklı bir şeyi konuşmuyoruz. 24 Haziran'da bir seçime gitmişiz ve seçmen bir tercihte bulunmuş. Ama Kemal Kılıçdaroğlu 16 Nisan'ı da 24 Haziran'ı da meşru görmüyorum diyor, peki ne istiyorsun? Benim yönetmediğim, benim karar vermediğim her şey gayrimeşru.

'HDP RAHATSIZ, PEKİ CHP NEDEN RAHATSIZ?'

OHAL'in sebebi 15 Temmuz'dur. Bizim FETÖ ile mücadelemiz devam etmeyecek mi? Devlet PKK ile mücadele etmeyecek mi? Devletin eline siyasetin bu mücadeleyi vermesi için belli mekanizmaları vermesi gerekmiyor mu? Burada yapılan şey şu: Özellikle devletin terörle mücadelede ihtiyaç duyduğu temel enstürmanların düzenlenmesi demektir. Bundan zarar görecek olanlar terör örgütleridir. HDP rahatsız, peki CHP niye rahatsız? Bu iki siyasi partinin neden bu kadar sesinin çıktığına baktığınızda, meşru hükümetin ne yapmak istediğini görürsünüz.

İYİ PARTİ’NİN KONGRE KARARI

İYİ Parti, Meral Akşener'in çağrısıyla kongreye gidiyor. AK Parti'nin kongresi var. CHP de kurultaya gidiyor. Fotoğraf aslında net. Bir tarafta yoluna 16 yıldır devam eden bir AK Parti var. Diğer tarafta seçimden sonra dağılan ittifakta, ilk kamplarında kongre kararı almış bir parti var. Bir tarafta da değişim şart diyen bir genel başkan ama çevresinin değişmesini söyleyen. Adeta koltuğuna yapışmış. Kendi siyasi meseleleri örten bir genel başkan var. Bu partilerden hangisine çocuklarınızın geleceğini emanet edersiniz? Millet tercihini yapmış. AK Parti'nin atlattığı, çözdüğü krizler, her seferinde seçilmiş irade bu saldırıları püskürtmüş. Ülkeyi almış bir yere taşıyor. Bir tarafta da fotoğraf çok net.

PROFESYONEL ASKERLİK

- Bedelliyle ilgili siyaset toplumsal ihtiyaçlara bigane kalmaz dedik ve gündemimize aldık. Şu ana kadar 25 yaş üzeri kim varsa, bundan istifade edebileceklere bir düzenleme getirdik. Yaş sınırına bakmadan herkes istifade edebilecek. Son kere bu bedelli işini çözüp, bundan sonra bedellinin konuşulmadığı; askerlik süresinin düzenlendiği, temel eğitim nasıl olur bunlar belirlenecek hususlar. Siyaset son kez görevini yerine getiriyor.