AKP Sözcüsü Mahir Ünal, Türkiye ile ABD arasındaki ABD’li din adamı Andrew Brunson krizine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin NATO'da ve uluslararası ölçekte tüm sözlerini tuttuğunu ancak gelinen noktada rahip Brunson davası üzerinden ABD'nin Twitter'dan tehditler savurmasının kabul edilemeyeceğini söyleyen Ünal, "ABD bilmeli ki ilişkiler ciddi zarar görecek" ifadesini kullandı

CNN TÜRK'te gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ünal, ABD'nin bir süredir bazı ülkeleri Twitter'dan tehdit etmeyi bir yöntem olarak geliştirdiğini savundu.

"Biz buna boyun eğmeyiz" diyen Ünal, "Bizim çizgimiz net. Öncelikli olarak uluslararası anlaşmalar ve müttefiklerimize karşı sorumluluğumuzdan taviz vermiyoruz. Ancak ABD bilmeli ki ilişkiler böyle devam ederse ciddi zarar görecek" diye konuştu.

ABD'yi ‘diplomatik nezaket diline davet ettiklerini' ifade eden Ünal, şunları söyledi:

"Türkiye bütün ittifaklarına bir NATO müttefiki olarak bütün sorumluluklarını yerine getirmekte midir, evet. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmekte midir, evet. 15 Temmuz'dan sonra Amerika'dan suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde talep ettiğimiz, anlaşmanın 9. ve 10. maddesinin gereklerini Amerika yerine getirmiş midir, hayır. Biz daha o dönemde FETÖ elebaşısıyla ilgili dedik ki, bakın talep bu, gereğini yapın, yapıldı mı, hayır. İstediği belgeleri klasör klasör verdiğimiz halde bunların mahkemeye intikal etmediği ortaya çıktı. Biz bütün sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen, hem Suriye'de terör örgütüne silah yardımına tutun da, hemen bizim sınırımızda PKK'dan milis gücü oluşturma cüretine maalesef Amerika kalkıştı. Rahip Brunson üzerinden Türkiye'ye Twitter'dan tehditler savrulması kabul edilemez."

'BRUNSON'I SERBEST BIRAKIN DEMEK, TÜRKİYE YARGISINA SAYGISIZLIK'

ABD'nin, İzmir'de casusluk suçlamasıyla 35 yılla yargılanan ve tutukluluğu ev hapsine çevrilen papaz Andrew Brunson'ın tamamen serbest bırakılmasını istemesinin Türkiye yargısına saygısızlık olduğunu belirten Ünal, sözlerine şöyle devam etti:

"Görünen o ki, bu kişi onlar için çok önemli. Onlar için bu kadar önemliyse şunu sormak gerekiyor: Savcının hazırladığı iddianameye bir bakma gereği duydular mı? Biz sanki bu kişiyi tutmuşuz içeri atmışız. Hayır, Türkiye'de yargı süreçlerinde, gözaltı süreci daha sonra tutuklamaya karar verirken savcının ortaya koyduğu iddianame, iddanamede ortaya koyduğu belgeler, bunlarla ilgili tek bir kelime kimse konuşmuyor. Kalkıp bunu serbest bırakın demek her şeyden önce Türkiye'nin yargısına bir saygısızlıktır. Türkiye'nin egemenlik haklarına yönelik bir saygısızlıktır. Amerika, Twitter üzerinden bir ülkeyi tehdit edip o ülkeden istediklerini almak gibi tuhaf bir yöntem geliştirdi. Türkiye öyle sosyal medya üzerinden tehdit edilecek bir ülke değil. Bu tehdit dili Türkiye'yi korkutmayacağı gibi çok uzun bir döneme yayılan stratejik ortaklığımıza, model ortaklığımıza zarar vermektedir."

'CHP'NİN YAPTIKLARI KİTAP OLDU: YOLUNU ŞAŞIRAN OK'

CHP'yi Türk yargısına iftira atmakla suçlayan Ünal, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'de yargının olmadığını, hakim ve savcıların iktidardan talimat aldığını, yurt dışına, yatırımcılara dönük bir söyleme dönüştürdü CHP bunu. Bunu yoğun olarak FETÖ yargılamalarının olduğu dönemde yaptılar. Çünkü FETÖ yargılamaları sonuçlandığında muhtemelen bazı FETÖ'cü avukatlar bunu alacaklar, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'ne taşıyacaklar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürdüklerinde bu kararlarla ilgili altlığı CHP hazırlamış durumda. Adalet Yürüyüşü, sonra Adalet Çalıştayı ve ondan sonra hazırlanan bir rapor vardı. Sadece o raporu alıp götürseler AİHM için bir altlık niteleğinde. Peki FETÖ yargılamaları CHP'nin dediği gibi mi oldu? Hayır, son derece şeffaf, uluslararası hukuk normları birebir uygulandı. Ama CHP sistematik olarak bu işi AİHM'de bozduracak altlığı hazırladı. Bu ülkenin hakimi savcısı onurlu insanlardır. Kimseden talimat almazlar. CHP'nin kalkıp da bu ülkenin hakimlerine, savcılarına iftira etme hakkı yoktur. Bu fotoğrafı görmek gerekir. CHP'nin yaptığı muhalefet terör örgütleriyle söylem birliği ve Türkiye düşmanlarının dilini içerde siyasal bir söylem haline getirmektir. CHP'nin aldığı pozisyona baktığınız zaman her konuda Türkiye'nin yanında bir pozisyon olmadığını görürsünüz. CHP, özellikle Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bunu sistematik olarak sürdürüyor. 50 bine yakın belge koyabilirim açık kaynaklardan bu konuda. Bu konuda kitap da önerebilirim, 'Yolunu Şaşıran Ok'. CHP'nin bu konuda yaptıkları kitap oldu."

Ünal, AKP yönetiminde kaçınılmaz olarak değişikliklerin olabileceğini de belirtti.