İyi Parti Grup Başkan Vekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un hukuki statüsü, görev ve yetki sınırlarını Meclis gündemine taşıdı.

TBMM'de 21 Nisan'da yapılan görüşmede, "Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben konuşmaya başlamadan önce bir şey sormak istiyorum: Fahrettin Altun memur mu, siyasi mi; ne?" diye sordu. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Memurumsu" yorumunu yaptı.

Özel'in yorumu üzerine Türkkan, "Memurumsu siyasi mi, siyasimsi memur mu; hangisi, biz bunu hâlâ anlayamadık" düşüncesini dile getirirken AKP Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, "Siyasi memur" yanıtını verdi.

Türkkan konuşmasında, "Genel Görüşme talebimiz de bundan. Bir durumunu netleştirelim bu arkadaşın. Sağa sola ayar veriyor, ona buna gider yapıyor ama durumu ne? Bir bilelim, bilmek istiyoruz. Bildiğiniz üzere Türkiye Cumhuriyeti 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa değişikliği neticesinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denilen ne idüğü belirsiz o ucube bir yönetim sistemi olarak tanımladığımız bir hükûmet sistemine geçiş yaptı. Bu sistem içerisinde geçen yaklaşık dört yıllık süreçte yürütmenin yargı ve yasama üzerinde mutlak bir tahakküm kurduğu popülist ve otoriter bir rejim inşa edildi. Bu rejim bürokraside liyakatsiz ve partizan kadroların da istihdam edilmesinin vesilesi oldu. Bu durumun en güncel örneklerinden biri de İletişim Bakanı olarak görev yapan…" sözlerine AKP'li Güler itiraz ederek,  "İletişim Başkanı, 'bakan' dedin" ifadesini kullandı.

"ALTUN BAKAN GİBİ DAVRANIYOR"

Türkkan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Özür diliyorum, bakan gibi davranıyor o yüzden kusura bakmayın. İletişim Başkanı olarak görev ifa eden Fahrettin Altun’un iç siyaseti ilgilendiren politik meseleleri suni bir AK Parti’nin siyasi çıkarlarını önceleyecek şekilde istismar etmesidir.

Hukuken kamu görevlisi olarak nitelendirilen ve kamu görevlilerinin tabi olması gereken hükümlere, yetkilere ve kısıtlamalara tabi olması gereken Fahrettin Altun’un mevcut konumu, Sovyetler Birliği zamanında var olan Komünist Partisi üyelerinden müteşekkil bir elitler topluluğu vardı onu andırıyor. Tek adam rejiminin yaratmış olduğu olumsuz sonuçları da ortaya seriyor. İyi Parti olarak hukuka aykırı, vatandaşın tabi olduğu kuralları yok sayan, imtiyazlı bir elit sınıfın karşısında duracağımızı kararlılıkla bir kez daha belirtmek istiyorum.

"TEK ADAM REJİMİ FAHRETTİN ALTUN’A TÜRK HUKUKUNU TEREDDÜT DAHİ ETMEDEN DELİP GEÇME İMTİYAZINI VE KEYFİYETİNİ TANIMAKTA"

İletişim Başkanı üst düzey kamu yöneticisi olarak tanımlanan Devlet Arşivleri Başkanı ve Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı gibi diğer kamu görevlileriyle eş değer statüde değerlendirilen bir zatı muhteremdir. Ne var ki fiiliyatta Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yaratmış olduğu o saray bürokrasisi odaklı tek adam rejimi Fahrettin Altun’a Türk hukukunu tereddüt dahi etmeden delip geçme imtiyazını ve keyfiyetini tanımaktadır.

Bahse konu olan şahıs yalnızca bir kamu görevlisi olarak kanunun kendisine tanımış olduğu yetki kapsamını aşmakla kalmamakta aynı zamanda bir bakanmış gibi yahut AK PARTİ Merkez Karar Yönetim Kurulunda görevliymiş gibi doğrudan siyasi içerikli açıklamalar yapıyor, muhalefet partisi liderlerini ve milletvekillerini hedef alan hadsiz açıklamalarda bulunuyor, akşam da trollerine kendince linç ettiriyor, trollerin Başkanı. Küçük bir inceleme yaptığımızda Fahrettin Altun’un bundan önceki seçimlerde muhtar adaylığından tutun, milletvekilliği adaylığına kadar uzanan, o skala içerisinde herhangi bir, hiçbir siyasi girişimi de olmamış. Yani sizler sahalarda çarpışa çarpışa, elene elene, seçile seçile gelirken onun hiç öyle bir girişimi olmamış.

"FAHRETTİN ALTUN SİYASET YAPMAK İSTİYORSA GÖREVİNDEN İSTİFA ETSİN"

Fahrettin Altun siyaset yapmak istiyorsa görevinden istifa etsin, gelsin, kendisine yakıştırdığı bir siyasi mevkide adaylığını ilan etsin, seçildiği takdirde iddialarını dile getirsin. Böyle de biz kale alıp cevap verme hakkını elde edelim. Ne var ki Fahrettin Altun İletişim Başkanlığı kaynaklarını ve imkânlarını doğrudan kendisine ve iktidar partisinin siyasi hedefleri uğruna kullanıyor, bu süreçte de kamu görevliliği kalkanının ardına saklanıyor.  Devlet memurları tarafsızlık ve devlete bağlılık yükümlülüğü kapsamında siyasi partilere üye olamazlar. Herhangi bir siyasi parti yararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar. Fahrettin Altun ise AK Parti Genel Sekreteri gibi hareket etme cüretini nasıl gösteriyor? Herhangi bir hukuki yahut siyasi hesap verilebilirlik yaptırımı altında olmadan kamu kaynaklarını ne hakla iç siyasete yönelik olarak kullanabiliyor? Bunu da anlayabilmiş değiliz.

İletişim Başkanı olarak görev yapan bu zatın yürürlükteki hukuku ve bürokrasinin kapsayıcı bir şekilde kamu çıkarlarını gözetmesini buyuran Türk devlet teamüllerini hiçe sayarak yapmış olduğu açıklamalar ve faaliyetler tek adam rejiminin Türk devlet yönetim mirasına vermiş olduğu zararı açıkça ortaya koyuyor. Şayet Fahrettin Altun’un imtiyazlı konumu sürdürülecekse Anayasa’da, İç Tüzük’te ve sair mevzuatta düzenleme yapılarak bu durumun düzeltilmesi, en azından hukuki ve siyasi hesap verilebilirliğin yolunun açılması büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda İyi Parti olarak İletişim Başkanının hukuki konumunun görev ve yetkisine ilişkin sınırlandırmaların görüşülmesi amacıyla bir genel görüşme açılmasını talep ediyoruz."