DEMOKRATİK Toplum Kongresi(DTK) önceki hafta Diyarbakır’da yaptığı 2 günlük ara dönem toplantısının sonunda hazırlanan sonuç bildirgesinde Abdullah Öcalan’a, aydınlarla daha rahat görüşebilmesi için ev hapsi istemişti.

Bu bildirinin ardından siyasetçiler de ard arda bu konuyla ilgili açıklamalar yaptılar. Dün CHP milletvekili Çetin Soysal Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Abdullah Öcalan için, ’Ev hapsi’ talebini değerlendirirken, "Barışı sağlamanın bütün koşulları konuşulmalıdır, tartışılmalıdır" dedi.

BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da VATAN’a, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile yaptığı görüşmede Kürt sorununun çözümü için Abdullah Öcalan’ın şartlarının düzenlenmesi gerektiğini” söylediğini belirtti. Uras, “Bakan Ergin’e, Kürt sorununun çözümü için Öcalan’ın ev hapsine çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz’ dedim” dedi.

Basında Ufuk Uras’ın, Bakan Ergin’e, böyle bir uygulamaya geçilmesi halinde, kendi arazisini tahsis edebileceğini söylediği yazıldı. Akşam saatlerinde Tarafsız Bölge’de bu yöndeki soruları yanıtlayan Uras, bu öneriyi çok daha önce dile getirdiğini, ancak nedense şimdi gündem olduğunu belirterek, kendi arazisini verme önerisinin bir ironi olduğunu, meselenin arsa, arazi meselesi olmadığını belirtti. Uras, "arazi meselesi kulaktan kulağa oyunu gibi oldu. Burada bir ironiyi işaret etmiştim ama döne dolaşa 'arazimi vereyim' haline geldi her nasılsa" dedi.

Ufuk Uras, “hukuki yönü yok, kişiye özel hukuk olmaz” gibi eleştirilere de, Erbakan için de bazı özel düzenlemeler yapıldığını, toplumsal barışın sağlanması için gerekirse bu konularda da adım atılabileceğini belirterek yanıt verdi. Uras, hukuktan yana mı diye bakıldığı kadar, barıştan yana mı diye de bakılması gerektiğini ve hukukun barış için işletilmesi gerektiğini vurguladı.

HÜKÜMET NE DEDİ?

Bugün de Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Abdullah Öcalan’a ev hapsi ile ilgili kanuni şartların olmadığı kanaatinde olduğunu söyledi.

Gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine Çiçek, "Kanuni şartların olmadığı kanaatindeyim. Ev hapsi hangi şartlarda olur, kanunlarımızda yazılı. O şartlar yerine gelmediyse zaten yasal şartlar söz konusu değildir demektir. Kanuna siz de bir bakın lütfen" diye konuştu.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, "Gerek mevzuat açısından gerek şu andaki yasal konum itibariyle böyle bir şeyin mümkün olamayacağını ifade ettim. Şu anda Türkiye’deki mevcut kanunlarımıza göre böyle bir şeyin olabilmesi mümkün değil" diye konuştu.

SUAT KILIÇ EZBERDEN OKUDU

AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, bir gazetecinin, “Abdullah Öcalan'ın ev hapsi” tartışmasıyla ilgili sorusu üzerine, “Böyle bir konu Türkiye'nin de bizim de gündemimiz değil. Türkiye'nin ceza yasaları bellidir, cezaların infazı hakkında kanun ve düzenlemeler de bellidir. Türkiye'nin bağımsız yargısının verdiği hükümler yine bağımsız yargının tabi olduğu infaz yasaları çerçevesinde icra edilmektedir. Bu konuda bizim ne düşüncemiz ne de hazırlığımız var” diye konuştu.

“Bu, seçimlerden önce eylemsizliğin devamı için bir şantaj olarak mı kullanılıyor?” sorusu üzerine Kılıç, seçim öncesinde terör olaylarını tırmandırmanın, hesap kitap içerisinde olanların hesaplarına katkı sağlamadığını söyledi.

Kılıç, “Türkiye'ye, Türk insanına düşman olan çevrelerin ekmeğine yağ sürecek girişimler karşısında hiç kimse el ovuşturmamalıdır. Türkiye'de seçimler silahların gölgesinde yapılmamalıdır. Bütün seçmenler de sandığa özgür iradeleriyle gidebilmelidir” dedi.

MHP CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Abdullah Öcalan’a ev hapsi konusunda bir "pazarlık" yaşandığını ileri sürerek, "Sorun hazmettirme sorunu. Millete hazmettirmeye çalışıyorlar. Analar şimdi ağlıyor" dedi.

KILIÇDAROĞLU: "UYGULAMA SÜRMELİ"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, Öcalan'ın ev hapsine alınması teklifi ile ilgili olarak, "Eğer bir yargılama süreci gerçekleşmiş ve kesinleşmişse uygulama sürmeli. Sayın Soysal bunu hangi gerekçeyle söyledi bilmiyorum" dedi.

PKK'nin ateşkes sürecini "aktif savunma" çerçevesinde sona erdirmesi ile ilgili olarak da konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer, PKK "ben elime yeniden silah alıyorum" diyorsa, herhalde Başbakan'ın görüşmelerin hangi noktada tıkandığına ilişkin bir açıklama yapması lazım" dedi.

CHP’Lİ SOYSAL DAĞITTI

Dün DİYARBAKIR’da bulunan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Abdullah Öcalan için, ’Ev hapsi’ talebini değerlendirirken, "Barışı sağlamanın bütün koşulları konuşmalmalıdır, tartışılmalıdır" demişti.

Bütün basın gibi Demokrat Haber de CHP’nin bu tavrını barış ortamının yaratılması için önemli bir söylem olarak görüp haberleştirdi. Ancak, CHP’nin geleneksel tavrıyla bugün Çetin Soysal hem ben öyle söylemedim dedi, hem de suya sabuna dokunmayan söylemlerini sıraladı.

CHP'Lİ SOYSAL: ÖCALAN'LA İLGİLİ BİR ŞEY SÖYLEMEDİM

CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Güneydoğu gezisinin ikinci durağı Siirt’te yaptığı açıklamada, Diyarbakır’da Abdullah Öcalan’ın ev hapsiyle ilgili bir açıklama yapmadığını söyledi. Soysal, "Barış, kimsenin burnunun kanamamasını istiyorum, herkes insanca yaşasın istiyorum" dedi.

Siirt’te parti binasında gazetecilere çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Öcalan’ın ev hapsiyle ilgili bir şey söylemediğini anlattı. Konuşmasının içeriğinde "Öcalan" kelimesi bulunmadığını kaydeden Çetin Soysal, şöyle dedi:

"Bir kere o konuşmamın içeriğine iyi bakılmamış. Konuşmamın içeriğinde Öcalan diye bir şey söylemedim. Konuşmamın içeriğinde terör örgütü ile ilgili hiçbir açıklama yapmadım. Ben barış, kimsenin burnu kanamamasını, herkesin insanca yaşamasını, insanların birbirini öldürmemesini istiyorum. Benim ev hapsiyle ilgili her hangi bir açıklamam yok. Ama burada konuşmamın içeriğine bakıldığı zaman bunların olmadığını göreceksiniz. Ama burada barışı sağlamıyorlar. Burada insanın insanca yaşayabileceği, toplumsal düzenleme yapmıyalım mı? Burada dramlar, trajiler yaşanmadı mı?

Terörle bu işin çözülmeyeceğini, terörün ortadan kalkması gerektiğini ve elbette ki, demokrasiyi geliştirmek, buradaki bireyi birey yapmak anlayışını egemen kılacak ne varsa konuşmalıyız, tartışmalıyız. Bunları konuşmak her şeyi kabullenmek anlamına da gelmiyor. Diyalog, barış olsun bu değerlendirmeleri yapalım ama şiddeti ortadan kaldıralım. Terörü ortadan kaldıralım. Demokrasinin hukukunun üstünlüğü çerçevesinde, hukuk içerisinde değerlendirmelerimizi yapmalıyız. Barışı sağlamalıyız. İnsanlar ölmesin, insanların burnu bile kanamasın. Benim burada dediğim, ifade ettiğim yazıyı okuduğunuz zaman konuşarak, tartışarak, şiddeti ortadan kaldırarak, terörü ortadan kaldırarak, bölgede barışı sağlamalıyız. O çerçevede bütün şeyler konuşulabilir."

Soysal, demokratik, insani taleplerin, hepsini konuşup değerlendirmek gerektiğini mutlaka terörün ortadan kaldırılması gerektiğini bildirirken, "Hukuk içerisinde yapılacak değerlendirmeler varsa onları yapalım. Ben ev hapsiyle ilgili değerlendirmede bulunmadım. Ben sadece bölgeyi takip ettim" dedi.

İMRALI İLE GÖRÜŞME NE DÜZEYDE CEVABI BAŞBAKAN’DA

Devletin Abdullah Öcalan’la görüştüğüyle ilgili haberleri de değerlendiren Çetin Soysal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen aylarda İmralıyla hiçbir şekilde hiçbir AK Partili’nin görüşmediğini hatırlattı. Soysal, şöyle devam etti:

"Hatta daha ileri gitmiş, ’Görüşen şerefsizdir. Görüştüren de şerefsizdir’ demişti. Elbette ki İmralı’yla da AKP’nin Çankırı belediye başkanı görüşecek değil. Devlet görüşecek. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere itiraf ettiler evet devlet görüşüyor. Devleti iktidar yönetiyor. İktidar kim AKP. Peki AKP iktidar ise devleti yöneten ise ona rağmen görüşülüyor mu; hayır. Ona rağmen görüşülüyor ise bu büyük bir fiyaskodur. Büyük bir rezalettir. Bilgisi dahilinde görüşülüyor ise elbetti ki orada o görüşmelerin sunucunda neler olmuştur. Örneğin gizli oturum istendi. Bunların hiçbiri görüşülmedi TBMM’de. Burada görüşmeler sayın Başbakan, sayın Cumhurbaşkanı da açıkladı. Bu görüşmeler hangi boyutta, hangi doğrultuda, ne gibi temaslar kurulmuş bu eylemsizlik kararı niye alınmıştır. Niye son buldu. Bunların cevabını vermesini gereken sayın Başbakandır. Burada sorun yok diyemeyiz sorun var. Sorun var ki birçok şeyler burada tartışılıyor. İşte o sorun var ise o sorunla ilgili bugüne kadar ne gibi hamleler yapıldı ve İmralı ile yapılan temaslar hangi düzeyde ve bununla ilgili bugüne kadar neler ifade edildi. Biz de basına sızan bilgiler çerçevesinde değerlendirmeler yapıyoruz. Ama aslında belki de bunun çok daha ötesi de var. Onun da Başbakanın yapacağı açıklamalarla ortaya çıkacağını düşünüyorum."