T24'teki yazısında AKP karşıtlarının oy oranının ilk kez AKP yandaşlarının oy oranını geçtiğini dile getiren kamuoyu araştırma şirketi KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "başkanlık" için meydanlarda dile getirdiği "400 vekil" talebine ilişkin "AKP’nin hiçbir matematik şart altında 400 milletvekiline ulaşamayacağını" söyledi.

AKP’nin Anayasa’yı da tek başına değiştirebilecek 400 milletvekiline ulaşamayacağını söyleyen KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, "Böyle bir ihtimal yok. Bu iddia olsa olsa, hem HDP’nin, hem MHP’nin barajın altında kalması ve AKP’nin geri kalan milletvekillerini toplayıp gelmesi hayalinden besleniyor olabilir” dedi.

Bekir Ağırdır'ın BirGün’den Ömer Şahin Keyif’e verdiği söyleşinin bir bölümü şöyle: 

Önümüzde alelade bir seçim olmadığını, seçimin ülkenin geleceğini belirleyeceğini söylüyorsunuz. Neden?
Ben hep üç seçimlik seçim rallisi diye baktım. İkisini yaptık üçüncüsü de önümüzde. Türkiye’nin, uzun bir sürecin ürettiği siyasi ve toplumsal sorunları var. Türkiye bu sorunları görmezden gelerek veya devletin yönetim nizamını bu sorunlara göre yeniden reforme etmeden eskisi gibi yürüyemeyeceği bir yere doğru yaklaşıyor. Bu 7 Haziran mı olur 2016 mı bilemem...

İlk defa AKP karşıtlarının, yandaş sayısını aştığını açıkladınız... Karşıtların oranı yüzde 35, yandaşlar yüzde 25... Bu ne demek?
Siyasi kutuplaşma dediğimiz şey herhangi bir problemi, problemin kendi dinamik ve unsurlarıyla boyutlarıyla tartışarak muhakeme ederek karara varmak değil, siyasi pozisyonuna göre kategorik olarak pozisyon almaktır. Biz bunu altı yıldır ölçüyoruz. Siyasi kutuplaşma eksenini de Ak Parti yandaşlığı ve karşıtlığı olarak tarif ediyoruz. Öncelikle, toplumda, her şeye kutuplaşma penceresinden bakanların oranı artıyor, yüzde 65’e geldi. İkinci önemli değişiklik, şimdiye kadar Ak Parti yandaşları daha fazlayken, şimdi karşıtları çoğaldı... Üçüncü bir değişiklik de Ak Parti karşıtlığı-yandaşlığı diyebileceğimiz bu eksen, giderek Tayyip Erdoğan karşıtlığı-yandaşlığına dönüşüyor. Ama bu, bütün toplumu açıklamaz. Toplumun hâlâ üçte biri, serin kanlı duruyor, herhangi bir problemi problemin kendi dinamikleri üzerinden değerlendiriyor...

HDP’nin barajı aşması üzerinden Meclis’e ilişkin sandalye hesapları yapılıyor. Bu hesaplarda en önemli unsur ne?
Matematiğin ürettiği bir gerçek var. Muhalefetin üç partisinin belli coğrafyalara sıkışmış olması onlar için bir handikap. HDP’nin oy artışı sadece bölgesinden geldiyse belki de beklenenden fazla sayıda milletvekili de kazanabilir, ama oyunu bütün illerde kategorik olarak üç puan birden artırdıysa daha makul bir sayıya ulaşır. Ya da CHP 30’u aşmayı İzmir’deki oyunu 55’ten 75’e çıkararak sağlayabilir, fark edecek milletvekili en fazla 4-5 olur. Artışı bütün ülkeden sağlarsa, 30-40 olur. Ak Parti her ilden milletvekili çıkarabildiği için 44-45 civarında oy yakaladığında iktidar olmak için yeterli milletvekili sayısına yani 276’ya ulaşıyor. Halbuki muhalefetin 276’ya ulaşması için, örneğin CHP artı MHP’ye bakalım, ikisinin oyunun toplamının 50’ye gelmesi lazım. Bu sadece matematik.

HDP’nin barajı aşması için ne yapması lazım?
HDP etrafında yapılan tartışmada şunu görmemiz lazım, HDP’nin yüzde 7’den 10’a çıkması için 1,5 milyon civarı oya ihtiyacı var. Güneydoğu’da bazı illerde Ak Parti’den 6 bin oyu kendine doğru kaydırabilse, belki orada sadece bir milletvekili Ak Parti’den HDP’ye geçecek. Ama o 6 bin, 6 bin artırdığı oylar toplamda 1,5 milyon farkı sağlamıyor. Dolayısıyla paradoksal gibi görünen şöyle bir durum var ortada, HDP’nin Güneydoğu’da her ilde, 3-5 bin oyun peşine düşmesi lazım milletvekili sayısını artırmak için; ama asıl barajı geçmesine yetecek oyu alması için metropoller dediğimiz seçmenin yüzde 50’sinin olduğu coğrafyadan İstanbul’dan Ankara’dan 100 bin, 100 bin artırması lazım. Siyasi rekabet eksikliğinin ürettiği matematik sonuç bu. CHP yüzde 30’u aştım derken, bunu Beşiktaş’taki yüzde 70 oyunu 95’e çıkararak yaptıysa, belki de milletvekili sayısı çok etkilenmeyecek. CHP’nin yüzde 30’u aşarken, Anadolu’da şimdiye kadar oy almadığı illerde de yüzde 20’lere gelmesi lazım.

Demirtaş, 600 bin artışın baraj için yeterli olacağını söylüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Bey, 3 milyon 600 bin oy aldı, bu elbette başarı. Ama bu seçime girerken bunu baz almamak lazım; çünkü orada Selahattin Bey’in söylemi kadar ortak adayın daha dindar imajı gibi başka meseleler vardı... HDP’nin kendini daha güvende hissetmesi için genel seçimdeki 2,5 milyon dolayındaki oyunu baz alması lazım. Önemli olan 4,5 milyon civarında oya ulaşması.

Ulaşabilir mi?
İhtimali yüksek; var olan kimlik siyasetine, kutuplaşmaya ve coğrafyaya sıkışmayan bir söylem tutturursa başarır... Bir sosyolojik gerçeklik de var ortada. Kürtlerin içinde tıpkı Türkler’deki gibi, dindarlar-sekülerler diye kabaca tanımlanabilecek, iki ay ayrı sosyolojik küme var. Üstelik de Türklerden farklı olarak, bu iki küme arasındaki gerilim daha sert ve geçişlilik çok düşük. İkinci bir tarihsel durum; Osmanlıdan beri egemenler, Kürtlerin bir kesimi üzerinden onları kontrol etmiş, dolayısıyla egemenlere daha yakın Kürtler ve muhalif Kürtler diye tarihsel bir ayrım var. Bu iki küme büyük oranda çakışıyorlar ve egemenlere yakın, daha dindarlık temelli yaşayan Kürtlerin partileri oldum bittim, Adalet Partisi gibi partiler... Şimdi de Ak Parti’ye oy veriyor, muhalif Kürtler de HDP ve öncüllerine... Araştırmalarda gördüğümüz, bu iki grup arasındaki geçişlilik çok düşük. Tabii ki geçiş olacaktır ama barajı geçirecek oy potansiyeli orada yok. Dolayısıyla hesaplarımıza göre, 7 milyon Kürt seçmenin kabaca 3,5 milyonu Ak Parti’ye 2,5 milyonu da HDP’ye oy veriyor. Buraya, Türklerden de yüzde 1; 200-300 bin oy ekleniyor. HDP’nin bunu aşması lazım. Yapması gereken bütün ülkeye seslenen radikal demokrasi dedikleri programa sahip çıkmaktır. Siyasi rekabetsizlik meselesini dikkate alınınca, CHP’nin MHP’nin açılım yapıp yapamadıkları gibi değerlendirmeleri de bir araya koydukça, HDP ciddi bir fırsat yakalayabilir, sadece barajı aşmak değil, daha ciddi bir rakama da ulaşabilir...

Kaç milletvekili çıkarabilir?
Eğer bütün illerde aynı biçimde yüzde 7 olan oy oranını yüzde 10’a çıkarsa, 52-55 milletvekiline ulaşıyor... Ama bu oy belli bir yerde yoğunlaşırsa sayı değişir...

AKP 400 vekile ulaşabilir mi?
Hiçbir matematik şart altında böyle bir ihtimal yok. Bu iddia olsa olsa, hem HDP’nin hem MHP’nin barajın altında kalması, ve Ak Parti’nin geri kalan milletvekillerini toplayıp gelmesi hayalinden besleniyor olabilir.

HDP’nin barajı aşması AKP’nin 276’yı bulamaması anlamına mı gelir?
Tek başına bu yetmez. Ak Parti yüzde 42,5’a düşerse, 275 veya 277’yle iktidar pamuk ipliğine bağlı hale gelebilir. İkincisi, AK Parti’den seçmen çözülmesi olursa bunun daha çok MHP’ye doğru olacağı kanaatim var. CHP’den çözülmenin de HDP’ye doğru olacağı... Yani bu seçimin sürprizi, bugünün üçüncü ve dördüncü sırasındaki partilerin alacağı oy da olabilir. Hem MHP hem HDP, kendilerinden bugün beklenmeyen oy oranına, yani biri 17-18’e diğeri 13-14’e ulaşabilir.