Eski Milletvekili Akın Birdal, 28 Şubat post modern darbesinin aktörleriyle ilgili başlatılan adli süreci olumlu bulduğunu ancak bunun sadece kışla boyutuyla kalmaması gerektiğini söyledi. Bu işin medya ve sermaye ayağının da olduğunu belirten Birdal, "Bu işin içindeki medya patronları, darbeye çanak tutan silahşor kalemler ile TÜSİAD ve diğer işveren örgütleri de var. Bunların da dosyaları mutlaka açılmalı" dedi.

 

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP)'nce Eskişehir'de düzenlenen 'Adalete Herkesin İhtiyacı Var' konulu konferansta konuşan Akın Birdal, Türk siyasi hayatına 28 Şubat post modern darbesi olarak geçen sürecin aktörleriyle ilgili başlatılan yargı sürecini olumlu bulduğunu kaydetti.

 

Birdal, 28 Şubat'ın aktörlerinin gözaltına alınmasıyla ilgili "Adalet intikam duygularıyla aranmaz" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da sert tepki gösterdi. Birdal, "Peki adaleti nasıl arayacağız? O Kamer Genç'in paradoksuyla elinde el feneriyle TBMM'ye gelmesi gibi mi adalet arayacağız?" diye sordu.

 

"ESKİ DARBELERDEN HESAP SORULSAYDI, 27 NİSAN, 28 ŞUBAT OLMAZDI"

Konuşmasına "1960 darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesiyle yüzleşilmiş olsaydı, ne 28 Şubat, 27 Nisan e-muhtırası yaşanmazdı" diyerek başlayan Birdal, "Niçin 28 Şubat yargılanmadı? İşte bu sorunun cevabı 4-5 gün önce karşılığını buldu. Ve bunun aktörlerini aldılar, götürdüler. Ama alınıp götürülürken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) kurallarına uyularak hareket edildi. Öncesi gibi saat 5'te kapıları çalınmadı. Ve saat 8'de götürüldü. 'Bu darbelerin yargılanmasından gerçekten de sonuç alınacak mı alınmayacak mı?' tartışması bir yana doğrusu bunun gündeme getirilmiş olması, tartışılacak olması çok önemli" şeklinde konuştu.

 

"DARBELERİN MEDYA VE SERMAYE AYAĞI DA SORGULANMALI"

Darbelerin sadece kışla boyutuyla ele alınmaması gerektiğini ifade eden Birdal, şöyle devam etti: "Hep bu darbelerin kışla ayağı sorgulanıyor. Peki, başka boyutları yok mu? Gerek 1980 darbesinin gerekse 28 Şubat'ın medya boyutu var. Örneğin basın etiği, ilkelerini korumakla görevli örgütün en başındaki kişi (Oktay Ekşi) 28 Şubat darbesini cesaretlendirmiş, övmüş. Ve adalete gereksinmesi olanları hep hedef göstermiştir. Bugün ana muhalefet partisi tarafından ödüllendirilmiştir. Bu işin sermaye boyutu da var. TÜSİAD ve diğer işveren örgütlerinin 28 Şubat'taki dosyası yine açılmalı, okunmalıdır. Ve gazete patronlarının ve tabi ki basın patronlarının ve onların kalemşorları, o köşelerde yazdıklarının dosyasını açmak gerekir. Ve bir de bu darbeler kendi iç dinamiğiyle olmamıştır. Başta ABD ve onun müttefikleriyle olmuştur.'' (zaman)