AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, gündeme ilişkin ilginç değerlendirmelerde bulundu.

 

-"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİN SADECE ADI DEĞİŞECEK" İTİRAFI-

TV 8 canlı yayınına katılan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, son dönem yargı alanında yaşanan gelişmelerle ilgili olarak AKP’nin yargının elini zayıflatacak uygulamalardan kaçındığını belirtti. “AK Parti terör ile mücadele konusunda, darbeciler ile mücadele konusunda organize suç örgütleri ile mücadele konusunda yargının elini zayıflatacak bir uygulamaya imza atmadı, atmayacak” diye Çelik, Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili yapılacak düzenlemelerin şu anda görülmekte olan davalar nedeniyle kritik öneme sahip olduğunu söyledi. Özel Yetkili Mahkemeler'e olan ihtiyacın bugünün şartlarında oluşturulacak farklı mekanizmalar sayesinde ortadan kalkabileceğini söyleyen Çelik, “Türkiye’de eğer darbecilik virüsü, organize suç örgütleri ile etkin mücadele etme endişesi olmasaydı bu düzenleme çok kolay yapılabilir. İki cümle bir şey yazarsın, Özel Yetkili Mahkeme kalkar. Eskiden DGM’ler vardı. Onlar siyasi mahkemeydi, bu adli mahkemedir. Bu bir ihtiyaçtı ama bugün bu ihtiyaç başka türlü görülerek ve bu mücadeleyi devam ettirecek mekanizmalar oluşturularak bu mahkemeler kaldırılabilir. ÖYM’ler kalkınca meydan bize kaldı diyenler boşa sevinmesin” diye konuştu.

 

 -“İLKELERİMİZİ BENİMSERLERSE KAPIMIZ AÇIK”-

Çelik, bugün bir gazetede yer alan Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu’nun AKP’ye geçeceği iddialarının hatırlatılması üzerine, iki ismin AKP’nin ilkelerini benimsemesi şartıyla kapılarının kendilerine sonuna kadar açık olduğunu bildirdi. Soylu’nun DYP döneminde kendisinin yakın arkadaşı olduğunu, Kurtulmuş ve Soylu’nun genel başkanlık dönemlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hoş olmayan sözler söylediğini belirten Çelik, “Eğer Sayın Kurtulmuş ve Soylu, ‘Arkadaşlar bizim o gün söylediklerimiz yanlıştı. Doğru siyasi yol burasıdır’ deyip bizim kapımızı çalarlarsa, kapımız her zaman açıktır. Bu şekilde gelirlerse hoş geldiniz deriz” dedi.

 

-“KİMSENİN ŞAMAROĞLANI DEĞİLİZ”-

Suriye’nin Türk savaş uçağını düşürmesiyle başlayan süreci de değerlendiren Çelik, Türkiye’nin misilleme hakkını saklı tuttuğunu ama bunun Suriye’ye savaş ilan etmek anlamına gelmediğini söyledi.

 

Türkiye’nin “Kimsenin gazına gelmeyeceğini” iddia eden Çelik, “Uçağımızı düşüren Suriye’ye misilleme yapmak, tazminat talebinde bulunmak, özür dilemeye mecbur kılmak demek hemen uçaklarımızın gidip Şam’ı Halep’i bombalaması anlamına gelmiyor. Biz kimsenin şamar oğlanına falan dönmüş değiliz” ifadelerini kullandı.

 

Bazı çevrelerin ağır şekilde eleştirdiği ve vatan haini ilan ettiği Enver Paşa’nın büyük bir vatanperver olduğuna inandığını kaydeden Çelik, Enver Paşa ve ittihatçıların temel probleminin duygularını akıllarının önüne geçirmek olduğunu, bu düşünce tarzının ülkeleri felakete sürükleyeceğini savundu. Çelik, “Akıllı-cesur zarar görmez fakat akılsız cesaretin diğer adı Don Kişot’luktur. Türk dış politikasının Suriye ile ilgili durumu akıllı ve cesurdur. Akılsız cesur olursanız akıbetiniz yel değirmenlerine yem olmak olur” diye konuştu. Türkiye’nin itidalle konuya yaklaştığını söyleyen Çelik, “Kimse bu olayda Türkiye’nin bunu sineye çekeceğini, üzerine bir bardak su içeceğini düşünmesin. Bu olayı sineye çekmeyiz, bir bardak soğuk su da içmeyiz” ifadelerini kullandı.

 

-"GÜRÜZ TUTUKLANDI, HAK YERİNİ BULDU"-

28 Şubat soruşturmasının geçmişle hesaplaşma olmadığını, o dönem özellikle üniversitelerde okuyan gençlere büyük kötülükler yapıldığını söyleyen Çelik, YÖK eski Başkanı Gürüz’ün tutuklanmasını ise “Şu anda Kemal Gürüz’ün mahkeme önüne çıkarılması ve tutuklanması aslında hakkın yerini bulmasıdır. Gürüz’ün icraatları sayesinde birçok evladımızın özellikle kız çocuklarımızın gözyaşları sel oldu, psikiyatri kliniklerine yattılar. Ülkenin çocuklarına yapılan kötülüklerin haddi hesabı yoktur. Düşmüş adama bir tekmede ben vurmak istemem; ama bu memlekette yapılanlar ortadır” dedi.

 

NUMAN KURTULMUŞ İDDİALARA NE DEDİ? >>>