İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla görevden alınarak yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, “19 Ağustos darbesini meşrulaştırmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız” dedi. 
 
İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla görevden alınarak yerlerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı ve Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe Ertan, Taksim'de bulunan Elit World Otel'de basın toplantısı düzenledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ve HDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Salim Kaplan'ın da katıldığı toplantıda ilk olarak Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk konuştu. 
 
19 Ağustos gecesi siyasi bir darbenin yaşandığını belirten Türk’ün konuşmasının satır başları şu şekilde: 

"Devlet aklını oluşturamazsak kutuplaşmanın başka bir yola girmesinden endişeliyiz. Bunu engelleyecek olanlar demokrasiye inanlar… Kamuoyunu bilgilendirmek zorundayız. Bizim yaptığımız hukuksuz darbenin açık bir şekilde bilinmesi.

46 yıldır aktif siyasetin içindeyim. Her zaman barış konusunda, demokratik gelecek konusunda hiçbir zaman olumsuz olmadım. Bugün de çok sancılı bir sürecin içindeyiz. Demokrasiye inanlar ciddi ve ortak bir tavır ortaya koymalı. Silahla şiddetle hiçbir şeyin çözülmeyeceğini biliyorum. Bu bir olgunlaşma sürecidir. Geçmişte söylediklerimizin Türk halkı için pek bir değeri yoktu, bugün barışı sağlamaya çalışıyoruz. Umudumuz olmasaydı siyasetin içinde olmazdık. Bu iftiralara rağmen bunları paylaşıyorsak gelecekle ilgili umudumuzu kaybetmediğimizdendir"

300 bin liralık harcama yapıldığı iddialarına Türk, "Kendilerini aklamak için yapıyorlar. Belediyenin yaptığı masraf 220 bin liradır. Sadece bakana verilen yemek 200 bin lira. Faturalar elimde. 332 bin liralık araba tutulmuş Cumhurbaşkanı geldiği zaman. Buradaki faturaların tamamı 'Silver Altın'dan. Dükkân sahibinin babası belediyede daire başkanı. İçişleri Bakanı da 'Böyle bir şey yok' dedi, yemek yemediklerini söylüyorlar ama bugün konuşamıyorlar. Günde 300-500 kişi beni ziyarete geldiğinde çay da ikram ederim çikolata da  ikram ederim. Sayın Cumhurbaşkanı'ndan bu faturaları sormak için randevu talep ettim. Birileri, birilerini düşman ilan ederek kendi iktidarlarını sürdürmeye çalışıyor. Türkler ve Kürtlerin bin yıllık kadim dostluğu var. Hediye faturalarının naylon fatura olduğu belli  yanıtını verdi. 

Türk konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"İnsanlar tepkilerini gösteriyor. Türkiye'de medya bağımsız değil. Polisler tek bir adım atmamıza izin vermedi, etrafımızı kuşatarak. Tepkisini gösteren bir halk var. Gerçekten demokrasiye inanan sizlere görev düşüyor. 

Adalet Yürüyüşü oldu. Her gün bölücülerle kol kola diye haber yapılıyor. Buna cevap bile verilmedi. Bir bütün olarak bunu büyütmek gerekiyor. Demokrasi, haklarımız için ortak değerler çevresinde buluşmamız gerek.

Bu hukuksuzluğa karşı sesimizi çıkarmadan oturmamızı kimse beklemesin. Bizi anlamakta sanki biraz güçlük çekiyorsunuz. CHP’ye çağrımız şu, biz CHP’ye değil demokrasiye destek verdik. Başka türlü durduramayız"