Türkiye edebiyatının önemli isimlerinden yazar Adalet Ağaoğlu, T24'ün kitap eki K24 için Murat Şevki Çoban'a edebiyattan güncel siyasete uzanan bir söyleşi verdi.

BOŞUNA HDP'Lİ OLMADIM

Ağaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı işaret ederek,  "Kendini padişah sanıyor cumhurbaşkanımız. Diyanet İşleri bile onun emrinde," dedi. Diyanet'in 1 milyon TL'lik makam aracı ile ilgili tartışmalar esnasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Araba az bile" sözlerini hatırlatan Ağaoğlu, şunları söyledi: "Ben CHP’ye hep söyledim; 'Ne olur bunu ortaya atın, Diyanet İşleri’nin bütçesi konuşulsun' dedim… 'Farklı bir eleştiri yapın' dedim, hiç ses çıkmadı. Kim yaptı? Ben boşuna HDP’li olmadım. Demirtaş yaptı bunu. Nasıl sevinmem? Partiler içinde ilk defa birisi Diyanet’in aldığı haksız bütçeyi deşmeye başladı. Eskiden gazeteden sorarlardı şimdi kimse bir şey sormuyor. Galiba işlerine gelmiyorum artık."

PKK, HİÇE SAYILAN KÜRTLERİN HAKKINI ARIYOR

Kendisine PKK hakkındaki düşüncelerinin sorulduğunu da söyleyen Ağaoğlu, buna ilişkin de şunları aktardı: "PKK hakkında ne düşünüyorsun diye sordu bir gazeteci. Ben de 'Ha İnce Memed, ha PKK' dedim. Çünkü ikisi de üst kurumların ezdiği insanların mücadelesi. İnce Memed nedir? Annesinin intikamını alacak ağadan, dağa çıkıyor. PKK’nın intikamı ne? Hiçe sayılan Kürtlerin hakkını arıyor. İnsani bir duygu bu. Fakat bu ırki bir şeyin ötesindedir. İşte o yüzden barış diye bağırıyoruz, çünkü infial veya öç almaya kadar, kıyıma kadar götürür bu. Bunu kıyıma götürdüğün zaman insani olmaktan çıkıyor. Hayvanlarda bile sağduyu var; kaplan kaplanın üstüne atlamaz mesela. Kendi cinsini öldüren tek mahluk insan yahu. Şimdi bunu hep söylemek lazım; suçlamak yetmiyor…"

BAHÇELİ'NİN HDP'LİLERE YÖNELİK 'ŞEREFSİZ' SÖZÜ

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin HDP'ye oy veren seçmene yönelik "şerefsiz" sözlerine de sıkça değinen Ağaoğlu, "Demek ki çok acının refleksi gülmek de olabiliyor. Şimdi niye alaya alıyoruz her şeyi? Kaosun içine düştük, her şey söylendi, şimdi sadece kahkaha atıyoruz olup bitenlere. Şuanda çaresiz kaldığımızın işareti bu. Anlatırken gülüyoruz ha bire. 'Şerefsiz' dedi deyip, gülüyoruz. İş buralara kadar geldi… Güldük işte, çaresiz duruma düştük demek ki…" dedi.

ŞEREFSİZLİKSE, O ZAMAN HDP'YE OY VERENLERİN EN ŞEREFSİZİ BENİM

Ağaoğlu, "Seçim sonuçlarından çok umutlu olduğunuzu söylediniz ve hemen ardından, 15 Haziran’da bir grupla birlikte barış çağrısında bulundunuz. Ne oluyor şuanda?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Şimdi durum bizim barış çağrımızı da aşarak 'şerefli miyiz, şerefsiz miyiz'e kadar uzandı. Çünkü MHP Başkanı ve yardımcısı, 'HDP’ye oy verenlerin hepsi şerefsizdir' dedi. O kadar trajikomik bir şey yaşıyoruz ki… Yalnız komik değil, yalnız da acıklı değil… İkisi birarada, sarmal yaşıyoruz. Şerefsizlikse, o zaman HDP’ye oy verenlerin en şerefsizi benim. (Gülüyor) Şimdi bu şerefsizlik meselesi çıktıktan sonra bizim gibi savaşa karşı olanların arasında bir dağılma oldu. Öyle bir şey ki, çeşitli gruplar yan yana gelmeye başladı. Şimdi adlar görüyorum her yerde, benim adım yok, beni çağırmıyorlar. Böyle bir gruplaşmalar baş göstermeye başladı. Nedenini de çözebilmiş değilim. Belki de benim Twitter’ım falan yok, onlara da hak veriyorum, bana hemen ulaşmak her zaman mümkün olamıyor. Belki bundandır. Çünkü son durum ortaya çıkalı beri kimse katılır mısın demiyor. Barış çağrısını söylediler, ona da katılıyorum dedim. Fakat o da Twitter’da kaldı sanıyorum, yayılamadı. Bende olmadığı için fikir de yürütemiyorum doğrusu. Elektroniklere çok yabancı kalan bir ihtiyarım ben!"

KÜRTLERİN MECLİSE GİRMESİ BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM VESİLESİYDİ; ONU YIKTILAR

"Siyasetin seyrini nasıl görüyorsunuz?" sorusuna da yanıt veren Ağaoğlu, şunları söyledi:

"Büyük bir şans gitti. Kürtlerin parti olarak meclise girmesi çok büyük bir dönüşüm vesilesiydi. Onu yıktılar. Onun acısını çekiyorum şahsen doğrusu. Koalisyonu zaten istemedi, inanamadı oylarda düştüğüne bir türlü, yeni seçim deyip durdu, onu da başardı. Yeni seçim olsun diyelim. Az olsa yine başımız belada, çok alsa yine başımız belada. İyi bir ufuk görmüyorum. Çünkü haksızlık, anayasal bir haksızlık aynı zamanda. Meclisten geçirmeden hiçbir şekilde yeni seçim yapamaz. Çünkü muhalefetten çok korktu bu adam. Dördü bir araya gelebilseydi, MHP bunu yapmasaydı, sorular sorulacaktı: Senin cumhurbaşkanlığın bile anayasaya aykırı. Kendi kendine, kendi çıkarın için anayasayı değiştiriyorsun. Yaptığı her değişiklik, yamalı bohça gibi kendi işine nasıl gelirse. Bak Don Kişot niye yazıldı? Dini iktidar yıkıldı, Rönesans oldu. Cervantes’in Don Kişot’unun ortaya çıkışıyla Shakespeare’in Hamlet’i yazdığı aynı tarih. Bu çok ilginç, çünkü artık din baskısı yok, iktidar bitti. Hem Türkiye’de hem de dünyada gelen kuşakların, genç kuşakların dramları görmezden geliniyor. Avrupa’da bazı romancılar yazmıştır bunları. Rusya’da Dostoyevski yazmıştır."

16 YAŞINDA ÇOCUĞU DURUP DURURKEN ÖLDÜRDÜLER

Hali hazırda süren savaşa ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ağaoğlu şunları söyledi: "[...]Bu dönemde savaş meselesi tamamen para dönüşümü, ekonomi meselesi. Teknoloji çağı başladı. Bence bu varolan savaş, kendi yurtları içinden de herkes kaçmaya başladı. Bizde de bunu bu adam çıkardı. IŞİD’le savaşıyoruz aslında biz şimdi. Bu bir afet değil mi Allah aşkına? Yerkürenin içi soğuyor yazmıştım ben. Hâlbuki ısınıyor demek lazımmış. Ben duyarlılık azaldığı için soğuyor demiştim; ölüm, toplu kıyımlar olduğu sürece yerkürenin içi soğuk demektir. Toplu kıyımlar oluyor. Savaş, eski savaşlar da değil. İki kelle uçurmakla bitmiyor bu iş. Şimdi bu savaşa hangi biri, duyarlı olan kim kabul edebilir? Herkes onore olacak sanıyor, işin korkunç tarafı da bu. 16 yaşında çocuğu durup dururken öldürdüler. Olur mu ya? Bunlar yine menfaat, ayakta kalma korkusu. Taraf tutmanın nedeni de bu; ben varım, onlar yok. Küçük insanda olur bu. Köy ağası ahlakı yaşıyoruz diyebiliriz. Irgatını hem çalıştırıyor, hem kırbaçlıyor. Şimdi bu küresel olarak yaşanan bir hale geldi. Şimdi daha güçlü bir şekilde her şeyi görüyoruz. Her şeyi gördüğümüz bir dönemde toplumun hâlâ savaş demesinin çözümünü yapalım… Savaş diyenlere oy vermesi çok düşündürücü. AKP’ye bir şey olmayacak gibi bakıyorlar galiba. Nasıl oluyor, bilmiyorum. Karanlıktayım."

Söyleşinin tamamına gitmek için tıklayınız.