11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni parti kuracağı iddiaları, AB ile yaşanan gerginlik, OHAL, idam tartışmaları ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gül, parti kuracağı iddialarına değinerek, “Ben siyaset yapacak olursam Batı'dan, Avrupa'dan, başka yerden destek almam. Kendi halkımdan destek alırım. Ben cumhurbaşkanlığı görevimi büyük bir onur ve şerefle bıraktım, yol arkadaşıma devettikten sonra belki 40 kez soruldu ve açıkladım 'aktif siyaseti bıraktım' diye. Art niyetli çevreler bunu ortaya atıyorlar. Parti nasıl kurulur çok iyi bilirim” ifadelerini kullandı.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Kayseri'de 'Abdullah Gül Müzesi'nde Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı.
 
Dünya ve Türkiye meselelerini değerlendiren Gül, 'Batı, Abdullah Gül'ü yeniden siyasete hazırlıyor' iddialarına Gül'ün verdiği yanıt şöyle:
 
TONY BLAİR İLE GÖRÜŞME İDDİASI
 
Beni tanıyanlar şunu bilmesi gerekir ki ben yerli bir insanım. Kendi değerlerimize inanan bir insanım. Demokrasiyi, hukuğu ve tüm batı dünyasını iyi bilirim. Onlarla beraber olmanın Türkiye'ye güç kattığını bilirim. Ama ben siyaset yapacak olursam Batı'dan, Avrupa'dan, başka yerden destek almam. Kendi halkımdan destek alırım. Ben cumhurbaşkanlığı görevimi büyük bir onur ve şerefle bıraktım, yol arkadaşıma devrettikten sonra belki 40 kez soruldu ve açıkladım 'aktif siyaseti bıraktım' diye.  
 
Art niyetli çevreler bunu ortaya atıyorlar. Parti nasıl kurulur çok iyi bilirim. Fazilet Partisi'nde kongre mücadelesinde başkanlık yarışına girme cesaretini kimsenin ortaya çıkamadığı bir dönemde bunu yapmış bir insanım.
 
Ondan sonra o zaten AK Parti doğdu. Böyle bir niyetim yok ama tabi ki düşüncelerimi fikirlerimi, zaman zaman arkadaşlarımızla sayın başbakanla, sayın cumhurbaşkanıyla bir araya gelip onlara aktarma fırsatı olur, kamuoyuyla düşüncelerimi paylaşmak gibi görevimiz de şüphesiz vardır.
 
Bu tip söylentiler biraz art niyetli ve asılsız. Ayrıca Tony Blair'le görüşmenin siyasi parti kurmamla ne alakası olur? Saçma şeyler. Ürdün'e güvenlik konferansına gittim beni baş konuşmacı olarak davet ettiler.
 
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
 
Çok büyük bir üzüntüdür. O teşebbüs ne partimize, ne hükümetimize, Türkiye'ye vurulmuş büyük bir darbe. Asla affedilemez. Türkiye'ye öyle büyük bir travma geçirtmiştir ki hiç bir şekilde affedilemez. Türk halkının kim var denildiğinde ben varım diyerek sağa sola bakmadan sokağa çıktığı bir gündür. Bunu hemen atlatmak lazım.
Türkiye'yi geleceğe taşımak gerekir. Suçlu suçsuz ayrımları çok önemli bu konularda çok dikkatli olmak gerekir. Bir an önce Türkiye'nin bu ortamdan çıkıp geleceğe tekrar bunu arkasında çok kötü bir kabus gibi arkasında bırakmasını arzu ederim. Latin Amerika'da bile olmuyor artık. Dünyanın gündeminden çıkıyor böyle şeyler.
 
İDAM TARTIŞMALARI
 
İdam cezaları eğer suç işleyenlere uygulanmak düşünülüyorsa geçmişe dönük kanun olmaz. Dolayısıyla geçmişteki bütün suçlarla ilgili uygulanması mümkün değil. Çok tartışmalı bir mevzu. Türkiye bu konuları aslında aştı. Tekrar idamı getirmenin Türkiye'ye büyük bir yük olacağı kanaatindeyim. Olacağını zannetmiyorum.
 
OHAL
 
Türkiye'nin bir an önce normalleşmesi ve olağan döneme geçmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum.
 
AB İLE İLİŞKİLER:SÜRECİ ÖLDÜRMEMEK LAZIM
 
Avrupa Birliği'ne sadece biz değil bizden öncekiler de gayret sarf etti. Ama bizim hükümetimiz tam üyelik müzakerelerini başlatmak için çok yönlü reformlar yaptı. Bütün bu reformlar Türkiye'yi güçlendirdi.
 
Bu süreç Türkiye'nin işine yaramıştır. Avrupa zaten gelişmiş bir demokrasi bloğu. Avrupa'nın şimdi çok büyük problemleri var o problemlerle uğraşırken siyasi yapılar değişiyor bizim bunlarla çok fazla ilgilenmemiz gerekir. Kendimize bakmamız gerekir.
 
Ne kadar çok faydalanırız buna bakmak lazım. Gerginlikler yaşıyoruz bunlar kapılar arkasında diplomasiyle halledilse daha iyi olur. Bu süreci öldürmemek lazım. Bu süreç Avrupa'ya taviz verme değil Avrupa'dan faydalanma süreci. Türkiye'nin en hızlı kalkınma dönemine bakarsak Avrupa ile çok yakın diyalog içinde olduğumuz dönemi kapsıyor. Onlara ne kadar kızsak da bizim kendi işimize bakmamız lazım.
 
ABD'DE TRUMP’IN BAŞKAN SEÇİLMESİ
 
Doğrusu hayret ettim. O seçildikten sonra doları alacak, brifingler alacak. Daha dikkatli daha realist politikalar uygulamaya başlayacak. İki yıllık söylemi neticesinde Amerika'da oluşturduğu taban değişmeyecek ki. Öyle bir hat oluştu. Bu tehlikeli, dünya için tehlikeli. En gelişmiş demokrasilerde bunun oluyor olması çok üzücü.