ABD Dışişleri Bakanlığı’na CIA Direktörü Mike Pompeo’nun getirilmesinin Türk-Amerikan ilişkilerine olası yansımalarını yorumlayan uzmanlar, bakan değişikliğiyle iki ülke ilişkilerinde köklü değişiklikler yaşanmasının beklenmemesi gerektiğini ancak Rex Tillerson ile Mike Pompeo arasındaki ‘ton farklılığının’ ilişkilere yansıyacağını belirtti.

Hüseyin Hayatsever'in Sputnik'te yer alan haberine göre ODTÜ Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Tillerson’ın yerine gelen Pompeo’nun daha ‘şahin’ görüşlere sahip olduğunu ifade ederek “Türkiye olarak işimiz zor, yeni bir uzlaşmaya gerek duyulacak. Tillerson’un ayrılması aslında sadece Türkiye ile olan ilişkileri değil Kuzey Kore, Avrupa ülkeleri ve Rusya ile olan ilişkileri de başka bir noktaya taşıyacak. Çünkü bir iş adamından bir bürokrata geçmek durumu değiştiriyor” dedi.

Pompeo’nun gelmesiyle ABD’nin Suriye’de PYD’yi destekleme politikasında bir değişiklik olmayacağını ifade eden Bağcı, “ABD ile varılan mutabakat; Kürtler’in ABD koruması altına alınması ve Türkiye’ye yönelik bir terör saldırısında bulunmamasını kapsıyor, Amerikalılar bunu yaparlar, kontrol ederler. Ama Suriye’nin şimdi ve gelecekteki yapılanmasında ABD’nin Ortadoğu’da kalmanın yasal yönü, bu coğrafyada askeri üsler kurması ve Kürtlerle işbirliğine devam etmesidir. Tabii burada bizi de aşan bir şey var, ABD ile Rusya arasındaki ilişkiler belirleyici olacak” diye konuştu.

Bağcı, “Aynı hamam aynı tas, görüş ayrılıkları devam edecek, herkes kendi gücü çerçevesinde çıkarlarını maksimize etmeye çalışacak ama ABD’nin bu coğrafyada hele hele bugünden sonra Kürtler’in hamiliğini bırakmasını düşünmek safdillik olur. Bu, nasıl bir sürece götürür ayrı dava ama Kürtleri koruma altına alan bir ABD ile karşı karşıyayız” dedi.

'ABD’NİN TÜRKİYE POLİTİKASINDA BİR DEĞİŞİKLİK OLMAZ'

Dışişleri Bakanı değişikliğiyle ABD’nin Türkiye politikasında bir değişiklik beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Bağcı, “ABD’nin dışişleri bakanının değişmesi, ABD’nin Türkiye politikasında genel hatlarıyla bir değişikliğe yol açmayacak, ama kişiler bazında bakanlığın başına Türkiye’ye yaklaşımı biraz daha olumsuz bir yönetici gelecek. ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin hem NATO boyutu, hem de ikili ilişkiler boyutunu ele aldığımızda ABD’nin küresel politikalarda Türkiye’den vazgeçmesi mümkün değil, ama bölgesel politikalarda Türkiye ile çıkar çatışmasının devam edeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

TON FARKI VAR

Konuyla ilgili Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan ABD siyaseti konusunda çalışmaları bulunan araştırmacı Mehmet Yeğin de ABD’de dışişleri bakanı değişikliğinin ikili ilişkilerde köklü değişikliğe yol açmayacağı ancak Tillerson ile Pompeo arasında ‘ton farklılıkları’ olduğunu ifade etti. Yeğin şöyle konuştu:

“Türkiye-ABD ilişkilerinde özellikle Münbiç üzerindeki sıcak çatışma ile ilgili uzlaşı, Pompeo’nun gelişiyle değişmez. Bu nokta aşıldı bence. Fakat ondan sonrasıyla ilgili Tillerson ile Pompeo’nun ton farklılıkları ikili ilişkilere de mutlaka yansıyacaktır. Tillerson döneminde yapılan son görüşmeler hele hele ABD’nin Türkiye’de büyükelçisinin olmadığı bir dönemde yapılan görüşmeler birçok sorunun çözülmesi açısından önemliydi. Ben burada taşlı bir yol olabileceği düşüncesine kapılıyorum. Çünkü Tillerson ile Pompeo arasında tarz farkları var. Tillerson’ın biraz daha diplomatik yaklaşımı varken Pompeo daha sert. Sorunların çözümü için bu hızda ilerlenemeyebileceğini düşünüyorum. Pompeo görevinin başına geçtiğinde müzakerelerin tekrar zor bir çerçeveye girebileceği bir çerçeveyle karşı karşıya kalabiliriz diye düşünüyorum.”

Pompeo’nun dışişleri bakanlığı döneminde Türkiye ile ABD arasındaki görüşmelerin daha zorlu geçebileceğini de ifade eden Yeğin, “İki ülke arasında kriz çözüldü, ben bunun tekrar krize döneceğini düşünmüyorum ama bu meselelerin çözümü Tillerson ile çok daha kolay olabilecekken Pompeo ile biraz daha sert müzakereler söz konusu olabilir diye düşünüyorum” dedi.

'OLASI ABD-İRAN GERGİLİĞİNİN TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİNE DE YANSIMASI OLUR'

Pompeo’nun gelişiyle birlikte ABD’nin İran politikasında yaşanabilecek olası değişikliğin, Türk-Amerikan ilişkilerine de yansıması olacağını ifade eden Yeğin, “ Ben İran’ın daha sert bir tutumla karşı karşıya kalabileceği düşüncesine kapılıyorum. İran’ın Suriye’deki varlığına ve genel olarak bölgedeki varlığına karşı daha sert bir tutum geliştirilmesi ve ABD ile İran arasındaki gerginliğin tekrar tırmanması söz konusu olabilir. Çünkü Pompeo da nükleer anlaşmaya karşı bir figür olarak karşımıza çıkıyor. ABD’nin, İran ile nükleer anlaşmanın bozulması yönünde somut bir adım atması, meselenin askeri bir boyuta kayabilecek bir zemini beraberinde getirebilir. Böyle olduğu zaman Türkiye’nin bir tavır belirlemesi gerekecek ki ben bunun daha çok ABD’ye yakın bir tutum olabileceğini düşünüyorum. Tabii o tabloda ne olup olmayacağı o zaman belli olur” diye konuştu.

'POMPEO, TRUMP’IN DİNLEDİĞİ BİR FİGÜR'

Türk-Amerikan ilişkilerinde hızlı ve ani değişiklikler beklemediğini ifade eden Yeğin, Pompeo’nun Dışişleri Bakanı olmasının olumlu bir yönü de olabileceğini ifade ederek şunları söyledi:

“Şu açıdan faydalı da olabilir; Pompeo, Trump’ın dinlediği bir figür. Tillerson ile müzakere ediyorsunuz ama bunun ne kadarının uygulanacağının belli olmadığı bir durum vardı. Pompeo ile konuştuğunuz zaman bunun gerçekten uygulanacağını bilerek hareket edersiniz. Dışişleri Bakanlığı’ndaki atamaları da tamamlayabilir Pompeo, Amerikan diplomasisinin gerçek anlamda etkin olabileceği bir tablo oluşabilir. Bu da ikili ilişkiler açısından önemli. Bunun pozitif yansımaları olabilir ama bunlar çok zayıf şeyler, Türk-Amerikan ilişkileri açısından çok büyük değişiklikler değil ama mutlaka bir tesiri olacaktır.”