Avrupa Parlamentosu’nun, Türkiye’de insan hakları ve hukuk devleti alanlarında yaşanan olumsuz gelişmelere dikkat çekerek üyelik müzakerelerinin “geçici olarak dondurulması” çağrısını içeren tavsiye kararının ardından Avrupa Birliği dışişleri bakanları önemli bir toplantıda bir araya geliyor.

Avrupa Birliği’ne üye 28 ülkenin dışişleri bakanlarını bir araya getirecek Genel İşler Konseyi’nde, bir yandan Türkiye’deki gelişmeler masaya yatırılırken diğer yandan da ilişkilerin geleceği konusunda ortak pozisyon arayışına girilecek.

Toplantıya ilişkin olarak hazırlanan taslak sonuç bildirisinde sert eleştiri ve olumsuz tespitler yer alsa da Türkiye’yle müzakerelerin “askıya alınması” ya da “geçici olarak dondurulması” yönünde bir ifadeye yer verilmedi. Müzakerelerin devamı konusunda özellikle Avusturya ve Hollanda olumsuz tavır içinde.
 
Avusturya, Türkiye’de son aylarda hiçbir olumsuz gelişme olmamış gibi müzakerelerin devam ettirilmesinin doğru olmayacağı görüşünde. Bu bağlamda da müzakerelerin dondurulmasını istiyor. Hollanda’nın tutumu ise daha esnek.
 
Viyana, şu ana kadar yoğun destek arayışı içine giriş olsa da müzakereleri askıya alalım çağrısına destek bulamadı. Avrupa Birliği kurumlarının liderlerinin yanı sıra Avrupa Birliği’nin büyük ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda ülke müzakerelerin devamından yana. Böyle bir ortamda Avusturya’nın pozisyonunda ne kadar direnebileceği merak konusu olmayı sürdürüyor.
 
Sonuç bildirisinin son halinde askı vurgusu yapılmasa da Avusturya ve Hollanda’nın itirazlarını dikkate alan bazı unsurlara yer verilme ihtimali bulunuyor.
 
Sonuç bildirisi taslağında Türkiye’deki gelişmelere oldukça geniş yer ayıran Avrupa Birliği, demokratik, kapsayıcı ve istikrarlı bir Türkiye’yle ortak sınamalara karşı birlikte çalışma taahhüdüne bağlı olduğunun altını çizerek Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin siyasi ve ekonomik reformlar için çapa olarak kalması gerektiği vurgusuna yer veriyor.

Derhal ve güçlü şekilde kınanan 15 Temmuz darbe girişimini Türkiye’de demokrasiye karşı doğrudan saldırı olarak niteleyen Avrupa Birliği, darbe girişiminden bu yana alınan önlemlerin çapının genişliği, kolektif niteliği ve temel haklar ile hukukun üstünlüğüne ilişkin kötüleşmenin ciddi endişeye neden olduğu tespitinde bulunuyor.
 
Bir aday ülke olarak Türkiye’nin demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel özgürlüklere saygı alanında en yüksek standartlara saygı duymasını beklemeyi sürdüren Avrupa Birliği, yargının bağımsızlığı ile işleyişindeki ve ifade özgürlüğü alanındaki gerilemeden endişe duyduğunu da metne yansıttı.
 
Avrupa Birliği’nin ifade özgürlüğü bağlamındaki tespitleri ise şöyle: “Yazarları, gazetecileri, akademisyenleri, insan hakları savunucularını hedef alan kısıtlama ve önlemler ile medya siteleri ve sosyal medyaya yönelik sık ve orantısız yasaklar özel endişe kaynağı. Diğer önlem ve eylemlerle birlikte son derece endişe verici bu gelişmeler, hukukun üstünlüğünü, insan hakları ve temel özgürlüklere saygıyı zayıflatıyor ve Türkiye’deki parlamenter demokrasiden ödün verilmesine neden oluyor.”
 
İdam cezasının açık şekilde reddinin, Birlik müktesebatının ve Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerinin temel unsurlarından olduğunu hatırlatan Avrupa Birliği, Türkiye’deki tüm terör saldırılarını kınıyor ve terörle mücadelesinde Türkiye’nin yanında olduğu mesajını veriyor. Metinde, “Avrupa Birliği ve üye ülkelerinin terör örgütü olarak gördüğü PKK’ya yönelik eylemler meşrudur” ifadesine de yer veriliyor.

(Kaynak: Amerika'nın Sesi)