HDP Sözcüsü Osman Baydemir, bugün 2019 seçimlerini konuşmak yerine hangi ortak paydalar etrafında birleşmenin konuşulması gerektiğini söyledi. Baydemir, ortak paydada buluşulması durumunda yüzde 49 ‘Hayır’ın yüzde Hayır’a dönüşmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir, 16 Nisan referandumun sonuçlarına, referandumun ardından oluşan siyasi atmosfere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı'ya konuşan Baydemir, bugün 2019 seçimlerini konuşmak yerine hangi ortak paydalar etrafında buluşulabileceğinin konuşulması gerektiğini söyledi.

Baydemir ortak paydaları ise şöyle özetledi: “Savaşa hayır demek hepimizin ortak paydası olabilir. Savaşa, OHAL’e, KHK’lere hayır demenin herkesin ortak paydası olabileceğine inanıyorum. Bu ortak paydalarda herkesin kendi kulvarında; hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, insan haklarına odaklanmış bir mücadele hattı oluşturulabileceğine inanıyorum.”

Baydemir’in açıklamalarından satırbaşları şöyle: "16 Nisan referandum sonucunda çıkan siyasi irade haritasına bıraktığımızda, çok büyük okumalarla dolu olduğunu ifade etmek isterim. Kürt coğrafyasında, Kürt halkı zulme, savaşa, OHAL’e ‘hayır’ dedi. 6 milyon seçmenin iradesiyle seçilen HDP Eş Genel Başkanlarının cezaevine konmasına ‘hayır’ dedi. Vekillerin tutuklanmasına, belediyelerin kayyım uygulamasıyla darbelenmesine ‘hayır’ dedi. Kürtler teslim olmayacağını ifade etti.

Kürt halkı müzakere masasının devrilmesine ‘hayır’ dedi. Bütün bu hayırlar hem hükümet açısından hem de Türkiye demokrasi güçleri açısından yeni bir okumayı zorunlu kılıyor. Bu okuma olacak mı? Onu yakın tarih bize gösterecek.

Bu paket içeriği itibarıyla demokratik değerlerle çatışmasından kaynaklı meşruiyet krizi yaşayacaktı. Bu ülkenin tekçilik dayatması sorunu var. Kürtler, Ermeniler, Araplar, Süryaniler, farklı inançlar… Bütün bu çoğulculuk, tekçilikle ve iç kutuplaşma krizini bünyesinde barındırıyor. Yüzde 49 ‘Hayır’ın yüzde 60, yüzde 70 ‘Hayır’a dönüşmesi mümkündür.

Bu paketin Türkiye halklarına, demokrasisine, ekonomisine sunabileceği bir özelliği yoktur. Bu paket anayasaların olması gereken maya işlevi yerine daha çok ayrıştırıcıdır. Hayırların tamamı aynı gerekçelerle verilen hayırlar değildir. Herkesin kendine münhasır haklı hayırları vardı. Bütün bu hayırlar birleşince büyük bir umutla geleceğe bakmamıza yol açtı. Bugün yapacağımız husus 2019 seçimlerini konuşmak değildir.

2019 seçimlerini konuşmak, cebir dayatmasına boyun eğmektir, hileye de rıza göstermektir. Olması gereken; hangi ortak paydalar etrafında buluşacağız sorusunu sorabilmektir. O ortak paydalar herkesin ortak paydası haline dönüştürülebilirse; ben ülkenin geleceğinin aydınlık olacağına inanıyorum. Ama ben senin acını görmezsem, sen benim özlemimi görmezsen; gelecek hiçbirimiz açısından dikensiz gül bahçesi olmayacaktır.

SAVAŞA HAYIR DEMEK HEPİMİZİN ORTAK PAYDASI OLABİLİR

Hükümet cephesinden bakıldığında parlamento tamamen işlevsizleştirilecek gibi görünüyor. 21. yüzyıldayız, KHK’lerle yönetiliyoruz. 21. yüzyılda 21. kararname çıktı. Bu ülke büyük bir karanlığa doğru sürükleniyor. Hükümetin elinde toplumu manipüle eden en büyük araç medya.

Topluma daha fazla ulaşmanın yol ve yöntemlerini bulmamız lazım. Hayır cephesinin daha da büyümesi için toplumun hakikate ulaşabilmesi, toplumun sorgulayabilmesi için çatışmasızlık zeminine ihtiyaç var. Savaşa hayır demek hepimizin ortak paydası olabilir. Savaşa, OHAL’e, KHK’lere hayır demenin herkesin ortak paydası olabileceğine inanıyorum.

Bu ortak paydalarda herkesin kendi kulvarında; hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, insan haklarına odaklanmış bir mücadele hattı oluşturulabileceğine inanıyorum. HDP olarak bir çağrımız var: Bu ülkenin bir demokrasi sorunu var. Kürt halkının eşitlik, özgürlük, adalet talebi var. Bu talep zorla, baskıyla ortadan kaldırılamayacak bir taleptir.

Bütün Türkiye insanlarına çağrımız: Kürt coğrafyasında kardeşleriniz bu son iki yılda neleri yaşadı? Sizleri soframıza davet ediyoruz. Bir tabak da sizler için açmaya hazırız. Kaşık yoksa elimizdeki kaşığı paylaşırız. Gelin birbirimizin önce acılarını görelim."