CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Meclis TV’nin yayınlarının sınırlandırılmasına ilişkin olarak, "Meclis TV’yi kapatmak ciddi bir sansür olur. Bu konuda biz CHP olarak, Sayın Meclis başkanını
uyarıyoruz ve inanıyoruz ki bu yanlışlarından dönecekler. Aksi takdirde hukuksal olarak mücadele ederiz. 11 milyon 500 bin seçmenin bunların kendilerinin ödemiş oldukları paralarla sen sansür uygulayamazsın" dedi.

Tekin, basın mensuplarıyla kahvaltıda biraraya gelerek gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Meclis TV’nin yayınlarını sınırlandırılmasına ilişkin soru üzerine Tekin, Meclis TV’nin vatandaşla siyasetçi arasında bir köprü niteliği taşıdığını ve yayınlarının sınırlandırılmasının yanlış olduğunu söyledi.

Tekin, "Şu anda vatandaşla siyasetçi arasında iletişim sağlayan sadece TRT-3 var. Onu da sansürlemek vatandaşa ve siyasetçiye yapılabilecek en büyük sansürdür. İnanıyorum ki Sayın Meclis Başkanı bunu fark edecektir. Bundan mutlaka dönülmesi gerekiyor. Siyasi partilerin bu saatten sonra grup toplantısı
yapmasının bir anlamı kalmayacak. Nerede kendimizi ifade edeceğiz" dedi.

İktidarın basına sansür uyguladığını ileri süren Tekin, TRT’nin vatandaşın vergileriyle yayın yapan bir kuruluş olduğunu, bu nedenle vatandaşın bilgi edinme hakkının böyle bir kurum üzerinden kısıtlanmasından vazgeçilmesini istedi. Tekin, bu konuyu Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında
görüşeceklerini ve gerekirse grup başkanvekilleri düzeyinde girişimde bulunabileceklerini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Meclisten yapılan yayınlarda özel kanalların devreye girmesi konusundaki sözlerini de eleştiren Tekin, baskı altında tutulan özel kanalların böyle bir yayına kalkışamayacağını iddia etti.

Tekin, şunları kaydetti:
"TRT’de hak sahibi olduğumuz için söylüyoruz. Parasını ödüyoruz. Aksi takdirde eylemsel olarak 11 milyon 500 bin CHP’li dava açar ’para ödemem’ der. Meclis TV’yi kapatmak ciddi bir sansür olur. Bu konuda biz CHP olarak, Sayın Meclis başkanını uyarıyoruz ve inanıyoruz ki bu yanlışlarından dönecekler. Aksi takdirde hukuksal olarak mücadele ederiz. 11 milyon 500 bin seçmenin bunların
kendilerinin ödemiş oldukları paralarla sen sansür uygulayamazsın."

Tekin, bir başka soruyu yanıtlarken de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cami planlarında yapılan değişikliklere ilişkin yolsuzluk belgeleri açıkladığını, kendisinin de İstanbul İl Başkanlığı görevini yürüttüğü dönemde de bu konuyu gündemde tutmaya çalıştığını belirterek, iktidarın plan
tadilleriyle rant elde edilmesine tepkisiz kaldığını söyledi. Tekin, bu konuyu soru önergesi ile TBMM gündemine de taşıdığını ve yanıt beklediğini ifade etti.

-TANRIKULU’NA SANSÜR İDDİASI-

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun  yaptığı yazılı açıklamanın CHP’nin internet sitesinde yer aldıktan kısa süre sonra kaldırıldığı şeklindeki iddiaları da yanıtlayan Tekin, kendisinin olaya ilişkin ayrıntılı bilgisi olmadığını söyledi.

Tekin, "Arkadaşımızın açıklaması bütün internet sitelerinde yayımlanmış. Öyle ’sansür uygulanmış’ diye bir şey söz konusu değil" dedi.

Tekin, bir başka soru üzerine CHP’nin anayasa değişikliğine ilişkin taslağını hazırladığını, ancak anayasa değişikliğinden bahseden iktidarın bu konuya ilişkin çalışmasının ne olduğunun kimse tarafından bilinmediğini belirtti.

Benzer bir konunun terörle mücadele konusunda da söz konusu olduğunu ifade eden Tekin, şöyle konuştu:

"Bir açılım paketi vardı. Sayın Cumhurbaşkanı ’tarihi bir fırsattır. Bu fırsatın değerlendirilmesi gerekiyor’ demişti. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanına sormak lazım, tarihi bir fırsatken niçin bu noktaya geldi? Bu açılım paketiniz de neler var? Kimlerle görüşüyorsunuz? Türkiye’nin ana muhalefetiyle bilgi bile paylaşmıyorsunuz. Devletlerde bir gelenek vardır. Önemli sorunlar ana muhalefet
ve muhalefetle paylaşılır. Bugüne kadar CHP’ye herhangi bir bilgi gelmiş değil. Gazete sayfalarından siz ne kadar biliyorsanız biz de o kadar biliyoruz. Bu mantıkla biz soruna katkı sunabilir miyiz? Bütün bunları iktidara sormanız gerek."

"Demokratik özerklik konusunda Emine Ayna’nın ’artık talep etmiyoruz, yapıyoruz’ şeklinde açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Tekin, "Bunlar bugün söylenmiş değildir. Uzun süredir söyleniyor. Sayın Başbakan bunlarla meşgul değil, cevap vermiyor. Sayın Başbakan bizimle meşgul. Ne oluyor, ne bitiyor, kimlerle görüşme oluyor. Muhalefet partisi ’İmralı ile görüşme yapılıyor mu?’ diye sordu Sayın Başbakana, Sayın Başbakan çıktı cevap
verdi, ’Siz de yapıyormuşsunuz’... Bu cevap değil" dedi.

İSA GÖK BİREYSEL

Tekin, bir başka soru üzerine CHP milletvekili İsa Gök’ün TBMM’de yemin etmemesini de değerlendirdi. Bunun Gök’ün bireysel tavrı olduğunu, ancak Meclis açılışında yemin edeceğini umduğunu kaydetti.

Tekin, Gök’ün tavrını sürdürmesi halinde disiplin kurallarının işletilip işletilmeyeceğine ilişkin soru üzerine "O tavrını sürdürmez. Elbette CHP’de disiplin de olacak sadece bunla ilgili değil. Bundan sonraki süreçte de yeni bir tüzükle Türkiye’de hiçbir siyasi partinin bugüne kadar uygulayamadığı parti içi demokrasiyi işleteceğiz ve aynı zamanda da parti içerisinde sevgi, hoşgörü ve disiplini de uygulayacağız" dedi.

-"FENERBAHÇE İLE DENİZ FENERİ OPERASYONUNU NİYE AYNI GÜN YAPIYORSUNUZ?"-

Futbolda şike iddialarına ilişkin sorulara cevap veren Tekin, olayın ortaya çıkarılmasına ilişkin zamanlamayı eleştirdi.

Tekin, uzun süredir izlendiği söylenen şike iddialarının, "Deniz Feneri e.V." bağlantılı soruşturma ile eş zamanlı olarak gündeme getirilmesine dikkati çeken Tekin, "Gün torbaya mı girmişti. Niye biri 10 gün önce 10 gün sonra değil de ikisi eş zamanlı? Ey emniyet Fenerbahçe ile Deniz Feneri operasyonunu niye aynı gün yapıyorsunuz? Beş yıl beklediniz de gün torbaya mı girdi de ikisini aynı gün yapıyorsunuz? Bunlar ayıp işlerdir. Sonra iktidar, ’Bırakın hukuk işlesin’ diyor. Sizin talimatınız olmadan bu olur mu? Kimi kandırıyorsunuz. Çok mu acildi Deniz Feneri? Acil ise üç yıl önce yapsaydınız. Deniz Feneri, Fenerbahçe..." şeklinde konuştu.

VATAN