Seçimden sonra Türkiye siyaseti stabil hale geldi diye düşünenler olabilir. Var olan tablonun fazla değişemeyeceği sanılabilir. Ancak, bugün böyle görünen siyasi durum hiç de böyle gitmeyecek, siyaset kazanı kaynayıp birilerini çok fena haşlayacak gibi görünüyor. Neden mi?

 

Son günlerde bazı kamuoyu araştırmaları dolanmaya başladı. Herkes bu araştırmalara “halkımız ne demiş?”, “vatandaş ne düşünüyor?” diye bakıyor. Elbette bu da önemli. Ancak, kamuoyu araştırmalarına bir de “vatandaşa ne sorulmuş?” diye bakmak lazım. Çünkü, araştırmayı yaptıranların bir öngörüsü, beklentisi vardır, doğru pozisyon almak, hazırlıklı olmak, müdahale etmek için bunları yaptırırlar ve hedefledikleri sorulara yanıt ararlar.

 

Son anketlerden birinde “Erdoğan giderse kim gelsin?” diye soruluyor, diğerinde “CHP genel başkanı kim olsun?” diye. Herhalde bu kadarı bile önümüzdeki süreçte nasıl bir siyasi kapışma ve alt üst oluş yaşayacağımızı anlamaya yeter.

 

“CHP genel başkanı kim olsun?” diye anket yapılması hiç kimseye şaşırtıcı gelmemiştir. Bunlar zaten epeydir yapılıyor. Kılıçdaroğlu operasyonundan umdukları başarıyı sağlayamayanların bu arayışı hiç bitmedi. Ayrıca, CHP’nin geleneksel statükocu çizgisi Kılıçdaroğlu’nun ürkek ve sınırlı değişim arayışına bile katlanacak durumda değil.

 

ÖNDER SAV YİNE SAHNEDE

 

Birkaç gün önce, CHP'nin eski Genel Sekreteri Önder Sav, 52 kişinin katıldığı özel bir toplantıda partililerle ‘görüş alışverişinde’ bulundu. Burada Deniz Baykal'ın kongrede aday olma ihtimali bile konuşuldu.

 

Baykal’a yakın isimlerin de olduğu toplantıda Önder Sav, "Partimiz iyi gitmiyor" dedi. Deniz Baykal'la ilgili soruları da yanıtlayan Sav, "Benim 53 yıllık dostumdur. Aramızda kanlı - bıçaklı bir kavga yok” diye ekledi. Birçok partilinin Deniz Baykal'la yeniden görüşmesi ve bir araya gelmesi için baskı yaptığını da ifade eden Sav, sözlerine şöyle devam etti: "Benim Deniz Bey'le bir sorunum yok. Bu konuda örgütün ne diyeceği önemli. Örgütü dinlemek gerekir. Örgüt ne isterse o olur. Örgüt Deniz Bey'in aday olmasını isterse buna da bakılır. Örgüt, ‘Ortak bir aday bulun’ derse bu da değerlendirilir”

 

SARIGÜL YILLARDIR KENARDA ISINIYOR

 

Son dönemde birkaç ankette birden ”CHP Genel Başkanı kim olsun?” sorusunda hep birinci sırada çıkan Mustafa Sarıgül Akşam’dan Nebahat Koç’a şunları söyledi: “AK Parti yıllardır iktidarda, artık değişim zamanı geldi diyorum. O değişimi kim yapacaksa, kimse o, o gün anketler kimi gösteriyorsa ona destek vermek lazım. Türkiye bir genel başkan kesinlikle aramıyor. Türkiye başbakan adayı arıyor. O yolculuğa çıktım, başarılı da olacaktım, Kılıçdaroğlu rüzgarı olunca bölen, parçalayan olmadım.”

 

KILIÇDAROĞLU’NUN İŞİ ZOR

 

Avrasya Kamu Araştırma Şirketi'nin anketinde CHP'li seçmenlerin yüzde 78'i Kılıçdaroğlu'nun başarısız olduğunu ve gitmesi gerektiğini düşünüyor. CHP tabanı Dersim tartışmasında fitili ateşleyen Aygün'ün cezalandırılmasını istiyor.

 

Araştırmaya katılan seçmenlerin yüzde 48.7'si CHP'de lider değişikliğini savunuyor. Lider değişikliğine ihtiyaç olmadığını düşünenlerin oranı yüzde 21.4'te kalırken, kalan yüzde 29.9'luk kesim kararsızlık ifade etti.

 

CHP seçmeni lider konusunda ise yüzde 75.8'lik büyük çoğunlukla ilk oyunu Deniz Baykal'dan yana kullanarak anket şirketini bile şaşırtmış. Baykal'ı yüzde 56.4 ile Mustafa Sarıgül, yüzde 51.2 ile Muharrem İnce, yüzde 44.2 ile Gürsel Tekin izliyor.

 

ERDOĞAN GİDERSE KİM GELSİN?

 

Yabancı bir kuruluş anketle, 'Erdoğan giderse AKP'ye oy verir misiniz?' ve "Erdoğan'ın yerine AKP'nin lideri kim olsun?" sorularına cevap aradı.


"Tam da Başbakan Erdoğan’ın sağlık sorunlarının ciddiyetinin sorgulandığı şu dönemde çarpıcı bir kamuoyu araştırmasının sonuçları elime geçti" diyen Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, 12 Haziran seçimlerinden sonra, yabancı bir kuruluşun talebiyle İstanbul’da bir araştırma şirketi tarafından yürütülen anket çalışmasının sonuncusunda sorulan "Erdoğan'ın yerine kim gelsin" sorusuna verilen sonuçları yayınladı.

 

Anketleri yaptıran yabancı kuruluşun ve anketi gerçekleştiren firmanın adını vermeyen yazarın aktardığı bilgilere göre, araştırmada, Türkiye’nin 14 şehrinde 2 bin kişi ile yüz yüze anketler yapılmış. Son bir sene içinde benzer üç çalışma daha yapılmış ve katılanlara yüzün üzerinde soru yöneltilmiş.

 

Son ankete, öncekilerden farklı olarak kritik bir ekleme yapılmış ve “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yerine AKP’nin yeni lideri olarak kimi görmek istersiniz” sorusu yöneltilmiş.

 

DAVUTOĞLU ÖNDE

 

Anketler yapıldığı dönemde Başbakan’ın sağlık durumunun iyi olduğu dikkate alınırsa, bu soru, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması olasılığı düşünülerek hazırlanmış gözüküyor. Ayrıca son dönemde Başbakan’ın rahatsızlığının çok basit olmadığı, iyileşebileceği gibi tehlikeli sonuçlar da çıkabileceği yazılıyor.

 

Bu ankette ucu açık bırakılan, yani katılımcıya seçenek sunulmayan soruya, 2013 denekten 1381’i “Bilmiyorum” ya da “Cevap yok” karşılığını vermiş. Yani çoğunluğun kafasında böyle bir olasılık yok denebilir.

 

Yanıt veren 630 kişinin gönüllerinden geçen “AKP Genel Başkanı ve Başbakan” adayları ise şöyle sıralanmış:

 

- Ahmet Davutoğlu: 119 (Yanıt verenlerin yüzde 18.8’ü )

 

- Abdullah Gül: 116 (Yanıt verenlerin yüzde 18.4’ü )

 

- Bülent Arınç: 107 (Yanıt verenlerin yüzde 16.9’u)

 

- Ali Babacan: 86 (Yanıt verenlerin yüzde 13.6’sı)

 

“GİDERSE AKP’YE VERMEM”

 

Çalışmaya “Erdoğan’dan başka biri AKP’ye liderlik ederse bu partiye oy verir misiniz?” sorusu da eklenmiş. Sunulan seçenekler arasında “kesinlikle oy veririm (yüzde 17.9)” ve “muhtemelen veririm (yüzde 17.9)” şıklarını işaretleyenlerin oranı toplamda yüzde 35.8’e ulaşıyor.

 

Karşı tarafta ise “Kesinlikle vermem (yüzde 32.4)” ve “Muhtemelen vermem (yüzde 14.2)” diyenler yer almış. Toplamları ise sürpriz bir rakama ulaşıyor: Yüzde 46.8. Soruya “Bilmiyorum” ya da “Yanıt yok” diyenlerin oranı ise yüzde 17.6.

 

DİĞER FAKTÖRLER DE CABASI

 

Görüldüğü gibi siyaset sahnesinin iki büyük takımı içinde büyük fırtınalar kopacak. Bu ortamı MHP nasıl değerlendirecek? BDP yoluna nasıl devam edecek? Ya da edebilecek mi? BDP’nin de içinde yer aldığı ve çok sayıda örgütün katılımıyla oluşan Halkların Demokratik Kongresi farklı bir çıkış yaratabilecek mi? Yeni kanallar açabilecek mi? Has Parti gibi yeni arayışlar güç toplayabilecek mi? Hep birlikte göreceğiz…