Kürt sanatçılar, ulusal birliğin sağlanmasına katkıda bulunmak için 23 Şubat pazar günü İsveç’in başkenti Stockholm’de konser düzenlendi. Sanatçılar arasında Şivan Perwer, Mîhamed Taha Akreyi, Nasir Rezzazi, Narin Feqe, Xelil Xemgin, Nejmeddin Xulami, Hesen Şerif, Ayfer Düzdaş, Diyar Dersimi, Kejal Ademi, Hoshyar Hama Farag ve Marîwan Safadin bulunuyordu.

Konsere katılan Şivan Perwer Evrensel’den Murat Kuseyri’ye konuştu. Dünyanın dört bir tarafına serpilmiş Kürt halkının ve partilerinin olduğunu ve son 30 yıl içinde büyük değişim geçirdiğini söyleyen Perwer, “Sovyetler Birliği gibi bir dev dağıldı. Asya’da ve Avrupa’da bir çok yeni devlet kuruldu. Bu süreçte Kürt halkı bu durumda kalmamalıydı” dedi. Bunun nedenlerinin sorgulanması gerektiğini belirten Perwer, “Kürtler yeterince kendilerine hizmet edememiş, yeterince birleşememiş ve birbirleriyle kaynaşamamış. Ne politik alanda ne kültürel alanda ne siyasi alanda ne de sosyal ilişkilerde. Dünyanın her tarafında Kürtlerle karşılaşabiliyorsun, ama Kürtlerin adına genel olarak ulusal ve onların adına konuşacak bir lobi yok” diye konuştu.

Perwer, Kürt halkının sanatsaver bir halk olduğunu ve Kürt kültürünün zengin kültürlerden biri olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Hem tarihsel hem de şu andaki durumuyla Kürt sanatı zengin bir sanattır. Eğer biz böylesi bir zengin sanata sahip isek biz neden en az siyasetler kadar bir araya gelemiyoruz. Gerektiği gibi etkileyemiyoruz. Sanatı geliştirip halkımızın uyanışına daha çok yardımcı olamıyoruz. Ne olursa olsun her şeyden önce Kürt sanatçıların bir araya gelmeleri gerekiyor. Parti ayrımı yapmadan bu gerçekleştirilmeli.”

Sanatın halk için yapılması ve siyasi hareketlerin sanatçılara olumlu yaklaşması gerektiğini söyleyen Perwer,  “Sanatçı halkın malıdır. Onun için biz siyasal durumu gözetmeden hem sanatımızı geliştirir hem de siyasi hareketlerimize yardımcı oluruz. Siyasi hareketlerin de sanatçılara destek olmaları, moral ve umut vermeleri lazım” dedi.

Kürt sanatçıların ulusal birliğin gerçekleşmesine katkıda bulunmak için birlikte hareket etmelerini önemsediğini belirten Perwer, şöyle devam etti: “Ben, her zaman Kürdistan dedim ve Kürt halkının acılarını dile getirdim. Klasikleri de söyledim ama genelde benim sanatım ulusal bir sanattır. Yeni sanatçı arkadaşlarımız da aynı şeyleri yapıyorlar. Her şey yerli yerine oturmalı. Sanatçı kendi şahsiyetini kazanmalı. Kürt sanatı maalesef kendi şahsiyetine henüz kavuşamadı. Sanatçının kendine çok güveni olmalı.Bizlerin çok faal olmamız gerekiyor. Sadece konserlerle yetinmemeli toplantılar yapmalıyız. Yeni şarkılarla ortaya çıkmalıyız. Kürt siyasi parti ve örgütlerine de destek olmalıyız.”

Türkiye’de 30 milyon civarında Kürdün yaşadığını hatırlatan Perwer, ancak insan hakları ve demokrasi anlamında iyi bir yerde olmadığını ifade ederek, “Onun için Kürt halkı birleşmeli ve kaynaşmalı. Kurumsal anlamda çok iyi gelişmeler var. Kürt siyaseti ve sanatçıları yeterli tecrübelere sahip oldukları için bundan sonra halkı için çok iyi öğretmen olmalı. Kürtler arasında feodal ilişkilerden kaynaklanan nifak olmasaydı şimdi durum farklı olurdu.  Ne yazık ki, tarihsel ve toplumsal değerlerinin bilincine ulaşamamıştır.  Ya biz bunu yeterince veremedik ya da imkanlarımız olmadı. Şahsi veya grupsal menfaatlerinden dolayı kendi diline, kültürüne gereken değeri vermemeleri, kendi siyasi hareketlerine sahip çıkmamaları, en kötü şey de korucu olmaları” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Barzani ve İbrahim Tatlıses ile Diyarbakır’da yaptığı bulaşmaya dair de konuşan Perwer, “Aramızda husumetler bitsin, savaş bitsin, ne Türk ne de Kürt ölsün, barış olsun dedik. Ekonomik, kültürel, siyasal ilişkiler gelişsin istedik. Yaptığımdan hiç bir zaman pişman değilim. Bir şey yaptık tutmadı. Seçimlerde afişlerimi kullanmalarına karşı çıktım. Doğru değil dedim” diye konuştu.