Hayır!

Size hukuktan, insan haklarından bahsetmeyeceğim. Önemsiz şeyler bunlar. Tarihte önemsiz… Bu meselede Roma Hukuku ne der mühim değil. Dreyfus Olayı, Kafka’nın Davası, Hegel’in Hukuk Felsefesi Eleştirisi, içtihatlar, usuller, alt, üst mahkemeler, Avrupalı İnsan hakları mahkemeleri, anayasalar, etik normları, şu bu hepsi boş beleş şeyler.

Sise Bingöl, 78 yaşında diyen var, 80 yaşında diyen var. Muş'un Varto ilçesine bağlı Badan Köyü'ne Nisan 2016'da köye yapılan bir baskında üç kişi ile birlikte "Örgüt Üyeliği" iddiasıyla tutuklanmış. Serbest bırakılmış, sonra tekrar tutuklanmış. Birçok sağlık sorunu var. Raporlar felan hepsi bir kağıt parçası…

Sonra tutukluluğu kadar trajik başka konu bu Tarsus’a sevk edilmiş. Üç gün sürmüş yolculuk!

Ey hüküm sahipleri, nenemin deyişi ile Sultan ve vezirleri, ey erk sahipleri…

Ey Adalet bakanı, Antep Nizip’li Aldülhamit Gül. Saliha anneden doğma, başı secdeye değen Allahın kulu Gül, senin adalet bakanlığın döneminde bir kadın var. 78 yaşında Tarsus cezaevinde tutuluyor.

Yani, deki Saliha annen yaşında… Az küçük az büyük. Varto Tarsus arası 822 kilometre. Evinden, dilinden uzakta mahpushanede bir kadın, bir anne, bir nine, bir yaşlı yatıyor…

Hayır hayır…

Politize edilmiş bir yazı değil bu. Hz. Ömer’in adaletini, Hz.Ali’nin adaletini, sünneti, İslam hukukunu ve fıkıh’ı konuşmayacağız.

Herkes annesinin yüzene bakacak, annesi ölmüşler ise resimlere bakacak ve Sise Bingöl meselesinde öyle karar verecek.

İyi değiliz. Bir kadın 78 yaşında Tarsus cezaevinde tutuklu.

Bu mesele bir vicdan meselesi, bir insanlık meselesi.

Hiçbir kaidenin buna hükmü yoktur. Bu her şeyden öncelikli bir durumdur. Acıdır. Derttir.

Derman olunmalı…