HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder CNN Türk'te Şirin Payzın'ın sorularını yanıtlıyor.

Çözüm sürecine ve Lice'de kaldırılan Mahsum Korkmaz heykelinin kaldırılmasına dair soruları yanıtlayan Önder, " Lice'deki olaylar beni çok etkiledi. Gerek Mehdi'nin ölümü gerekse askerin ölümü.. Kabul edemiyor insan. Biz bu çocukları ateşin içine atmayabalirdik" dedi.

Lice'deki Mahsum Korkmaz heykelinin kaldırılması için bazı medya organlarının kışkırtıcı tavrına dikkat çeken Önder, "Lice'deki heykeli biliyorum ki KCK'nin yaptırmak gibi bir tavrı yok. Öyleyse kim dikti soruları ortaya çıkar. Lice'ye o heykeli dikmek lüzumsuzdu ama onu indirmek için kimi basın odaklarının kopardığı kıyamet de öyle. Ben yıkılmaya çalışılan Atatürk heykelinin önünde de dururum" dedi.

Hükümetin yaşanan her olayda 'yıkın dökün' tavrından vazgeçip serin kanlı davranmaya çağıran Önder, şunları söyledi:

"Biz çok cenazaler gördük. Irkçı tayfa nefretle dolmuş. Biz orada insanları gördük. Gerilla, asker yakını... Lice'deki olaylar beni çok etkiledi. Gerek Mehdi'nin ölümü gerekse askerin ölümü.. Kabul edemiyor insan. Biz bu çocukları ateşin içine atmayabalirdik.. Gün herkesin seferber olma günüdür. Ben İmralı'dan biliyorum ki bu mesele daha ciddi bir boyuta gelmiştir. Artık Öcalan bir barış önderi noktasına gelmiş. Orada nakış nakış barışı ören bir insan var, bu tarafta hoyratça harcayan birileri... Çözüm sürecini bir gencemizin daha burnu kanamadan sonlandırmak istiyoruz. Hükümet yaşanan her olayda yıkın dökün dememeli, serin kanlı olmalı...

Hepimiz daha fazla inisiyatif kullanabilirdik. Hükümet yaptı, PKK yaptı derdinde değilim. Gün hepimizin seferber olma zamanıdır. Bir gencimizin daha burnunu kanatmadan meseleyi çözmeliyiz. Bu güne kadar başka bir Önderlik kavramıyla anlıyordu Öcalan, artık başka bir noktaya gelmiş. Tüm gelişmeler karşısındaki önerme zenginliğinden anlıyorum bunu ben. Kendisiyle saatlerce konuştuk. Bu meseleyi bu kadar savruk yaklaşan diğer kesimler var. Onun için, 'hayır iş uzarsa,şerre döner' sözünü hatırlamak lazım.

BU SAVAŞ 11 HÜKÜMET ESKİTTİ

Her ırkçı hezeyanda endazeyi şaşırmak iyi bir yaklaşım değil. Bunu daha önce denediniz, faturasını bütün ülke ödedi. 11 hükümet eskitti bu savaş. Bu sürece hakettiği serinkanlılığı vermek lazım.

Çözüm sürecinin şafağına en yakın yerde duruyoruz. Yine kendimize yönelik bir eleştiri yapayım. Yapılan işler çok kıymetsizleştiriliyor. Az buz bir mesafe katedilmedi. Hem devlet açısından, hem KCK açısından söylüyorum. İki tarafında yapmaya muktedir olup, yapmadıkları var. Birazda bu tarafından bakmak lazım.

Beşir Bey'in de Efkan Bey'in de bu konudakı çalışmaları çok kıymetli çalışmalar. Bunun hakkını teslim etmek lazım.

Ben insanlara yalan söylemem. Siyaseten bu meselede, orada bütün Türkiye'nin demokratikleşmesi için kafa yoran biri var. CHP'nin kadrolarından, MHP'nin kadrolarının, bizim partimizin kadrolarından fazla, 24 saat, nasıl bir barışa gidebiliriz, Türk Kürt kardeşliğini, Türk Kürt güçbirliğine çeviririzi düşünen biri var. Her gittiğimizde yeni bir pencere açan, yeni bir düzlem koyan, bizleri eleştiren, daha zorlayıcı olmalısınız diyen, bizim farketmediğimiz bozucu işlere, Ortadoğu'da olacakları bir yıl önce öngören, dikkatleri çekmeye çalışan bir insan var orada. Sövebilirsiniz, ama bu gerçeği değiştirmez. 24 saat bu ülkeyi düşünüyor. Ben inanıyorum bütün kalbimle.

Karşısındaki güçler, Öcalan'ı sürecinin içine katacak imkanı vermemiş. Dünyanın geleceğini, ekosistemini çürüten tahribatlar yapılıyor bölgede. Baraj deyince insanın refahını artıracak şeyler algılamayın. Bölgeyi insansızlaştırmak, yabancı sermayeyi oralara nüfuz ettirmek. İçinde iki milli şirket bulamazsınız. Özellikle Dersim de, Aleviliğin inanç merkezlerini yok etmek. Oraları alabildiğine talan eden bir yaklaşım var.

BAKALIM SAVAŞ İSTEYEN 20 İNSAN ÇIKACAK MI?

Süheyl Batum, çerçeve yasa iptali için çabası, kaç kişi olduklarını ortaya çıkaracak. Şimdi arıyorlar, 100 imzacı yok mu? Meclis'te 550 kişi var, bakalım savaşı isteyen 20 insan çıkacak mı?

Ben Kılıçdaroğlu'nun Türk siyaseti içni bir şans olduğunu düşünüyorum. Kemal Bey, siyaseten daha geniş bir alan bulursa, bu CHP tabanını dönüşmesi anlamında, ya da rahatlaması anlamında önemli bir işlev görecektir. Sadece Selahattin Bey'in aldığı oy oranı bile CHP'ye doğrunun nerede olduğunu gösteriyor. Ben Kemal Bey'in bunun farkında olduğunu düşünüyorum. Ben tabanda yer bulmayan, ama parti yönetimine çöreklenen insanların buna engel olduğunu düşünüyorum. Kemal Bey'in özenle korunması gerektiğini düşünüyorum.

'CEMİL BAYIK'IN SÖZLERİ BENİ YARALADI'

Biz bunu seçim kampayamıza güçbirliğiyle girdiğimizde, herkes, HDP bu marjinallerden kurtulmalı diye söylüyordu. Bugün eline tuzluk alıp, bu meseleye tuz dökmeye çalışan herkesin bu tezi işlediğini gördük. Şimdi, seçim sonuçları çıktı ki, bu marjinallerden kurtulmaya gerek yokmuş, partiyi ikiye katlamış. Onların dili ağızlarına kaçtı. Birinden de özür diliyoruz demesini bekledim. Lal oldu diller.
Bayık'ın sözleri beni yaraladı.

20 yıllık Cihangirliyim ben. Beni kastettiğini düşünüyorum. İnşallah beni kastetmiştir. Ben marjinalliğe değil, kurtulmak kelimesine katıldım. Bizim literatürümüzde 'kurtulmak' sözü bileşenlerimiz için kullandığımız bir kelime değil. Hükümet cephesine bakıyorsun, bu konuda yazmayan kalmadı. Herkes sevinç çığlıkları atıyor. Onun kastetmediğ tüm yapıları, çirkin bir dille, onun içine katmaya çaba gösterdiler. Neden böyle yapıyorlar. HDP'nin başarısını gölgelemek istiyorlar. İktidarda bir fetret devri yaşanıyor. Bizdeki bu marjinal lafı ne ki, iktidarda birbirlerini Şaron olmakla suçluyorlar. Birileri, öbürüne yeniyetme diyor, diğeri zevzek diyor. Dönüp oraya tek bir laf edemiyorlar. HDP'de böyle bir şey gördüler, büyük bir şehvetle bunu yazıyorlar.

Üzerime borç olan bir şey söyleyeylim. Ben bu partinin ilk 4 kurucusundan biriyim. Herkesin gülerek geçtiği, burun kıvırdığı zaman, buna inanan insanlardan birisiyim. Bütün bileşenleri bu siyasi çatı altına çağırma girişimlerinin hepsinde bulunan birisiyim. Emeğimi var, çürütmem. Bütün marjinal kardeşlerime diyorum ki, biz bu yola birlikte çıktı, sonuna kadar da birlikte gideceğiz."