TBMM İdare Amiri Sırrı Sakık, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, cezaevlerinde sürdürülen açlık grevleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 

Sakık, cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerinin 38. günü doldurduğunu ve konu ile ilgili kamuoyunun, parlamentonun ve basının duyarlılık göstermediğini ifade etti.

 

Cezaevlerinde 12 Eylül dönemindeki insanlık dışı uygulamaların bugün bütün cezaevlerinde uygulandığını iddia eden Sakık, "Hitler Almanya'sındaki toplama kampları ne ise bugünki Türkiye cezaevleri de Hitler Almanya'sındaki toplama kampları gibidir" şeklinde konuştu.

 

Cezaevlerinde sürdürülen açlık grevleri ile ilgili herkesin duyarlı olmasını istediklerini ifade eden Sakık," Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm siyasi partilerin temsilcileri bu cezaevlerine komisyon göndermelidir" diye konuştu.

 

Sakık, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu açlık grevi sadece yüzlerce arkadaşımızın başlattığı bir açlık grevi değil, binin üzerine varan insan açlık grevine katılmıştır. Bunların içerisinde BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Van Belediye Başkanı Bekir Kaya da var. Bu açlık grevi dalga dalga yayılıyor. Bu konuda vicdan sahibi olan herkesin bir an önce bu soruna karşı duyarlı olması gerekiyor. Parlamentonun bu konuya derhal el atması gerektiğini düşünüyorum"

 

Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Sakık, bir gazetecinin BDP'lilerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile gerçekleşen görüşmesinin ardından yeni bir müzakere sürecinin söz konusu olup olmadığını sorması üzerine, "Dün kamuoyuna yansıyan görüşmeler tamamen partimizin bilgisi dahilinde ve parti tarafından alınan randevular sonucu gerçekleştirilmiştir" diye konuştu.

 

Sakık, Cumhurbaşkanı Gül'den gelen açıklamalara destek verdi, "Sorumluluklarını yerine getiriyor. Hepimiz uygun duruşu sergilemeliyiz" dedi.

 

'GEREKİRSE İMRALI'YLA GÖRÜŞÜRÜZ' SÖZÜ UMUTLANDIRIYOR

Sakık, şöyle devam etti:

"Bu sorunun çözümü için yetkili kurullarla görüşüyoruz. Ama Sayın Başbakanın iki gün önceki açıklamalarından şunu çıkarıyoruz; yani bu görüşmeler sonucu bazı görüşmelerin hayata geçtiğini ve 'gerekirse İmralı'yla görüşürüz' sözü doğrusu bizi umutlandırıyor. Yapılması gereken de budur zaten. Biz ilk günden beri bunu söylediğimizde zaman zaman yok hükmünde sayıldı. Ama biz gerçeği söylüyorduk, gerçek yolu gösteriyorduk. Siz bizimle oturup, Anayasa'yı, yasaları, siyasi partiler yasasını, seçim kanunu, özgürlükleri konuşabilirsiniz. Ama silahları susturacaksanız, kanı durduracaksanız elinde silah olanlarla görüşmelisiniz."

 

"Oslo sürecini askıya alıp, bir 1 yılı aşkın süredir bizi kan ve gözyaşıyla karşı karşıya getirdiniz" diyen Sakık, "Dokunulmazlık için geldiler" diyen AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal'a ise tepki gösterdi, "Bizim merhamet sofrasından karın doyurmak gibi bir derdimiz yok. Bizim için dokunulmazlıklar, milletvekilliklerinin düşürülmesi, partimizin kapatılması... Bunlar kandan ve gözyaşından daha önemli değil" şeklinde konuştu.

 

Sırrı Sakık, temel meselelerinin kanın durması olduğunu söyleyerek, "Bizim temel meselemiz dokunulmazlıklar falan değil, temel meselemiz iç barışımızın sağlanmasıdır, bu açlık grevinde olan arkadaşlarımızın taleplerinin biran önce hayata geçirilmesidir ve İmralı'daki tecridin kırılmasıdır, kanın durmasıdır" diye konuştu.

 

"Bu süreçte yeni Anayasa tamamlanabilecek mi" sorusu üzerine Sakık, "Anayasayla ilgili bazı kuşkularımız, korkularımız var" diyerek kendilerinin herkesi kucaklayacak bir Anayasa yapılana kadar süreci sonuna kadar zorlayacaklarına vurgu yaptı.

 

Kendilerinin daha önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve AK Parti grubundan randevu talep ettiklerini belirten Sakık, Başbakan Erdoğan'ın ise her konuşmasından önce BDP'yi yok sayarak, hakaret ederek konuşmaya başladığını kaydetti. Sakık, "İlk önce BDP'ye saygılı olmasını öğrenmelidirler. Bu tepeden bakan anlayıştan vazgeçmelidirler" diye konuştu.