Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP’nin kapatılması için hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne sundu. 27 yıl önce Demokrasi Partisi’ni kapatan, vekilleri tutuklayanların şu an parlamentoda olmadığına dikkat çeken Sırrı Sakık, "MHP, yüzde 6-7’lik oy oranı ile Türkiye’deki yüzde 93-94’leri esir almış durumda" dedi. Tuncer Bakırhan ise, “Dün olduğu gibi bugün de varız, yarın da demokratik yollarla var olmaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı. 

Eski HDP eş genel başkanlarının tutuklanmasından belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasına, milletvekilliklerinin düşürülmesinden her gün yaşanan gözaltı ve tutuklamalara parti kapatma davası da eklendi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması talebiyle hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) sundu. 

Kürt siyasi hareketinin ilk partisi olarak kabul edilen Halkın Emek Partisi’nin (HEP) 1993 yılında kapatılmasından bugüne sürece yakından tanıklık eden, 1994'te dokunulmazlığı kaldırılıp tutuklanan HDP eski Milletvekili Sırrı Sakık ve daha önce hakkında açılan davalar nedeniyle feshedilen DEHAP’ın Genel Başkanlığını da yapan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan son gelişmeleri Gazete Duvar'dan Müzeyyen Yüce'ye değerlendirdi.

'İKTİDARIN TEK KOZU HDP ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK'

Türkiye’nin 27 yıldır değişmediğini; değişimin, dönüşümün önünde ciddi şekilde direnen bir anlayışın var olduğunu vurgulayan Sırrı Sakık, iktidarın elindeki tek kozun HDP üzerinden siyaset yapmak olduğunu söyledi. “Bizim üzerimizden siyaset dizayn ediliyorsa, dönüp bir geçmişe bakmak gerekiyor” diyen Sakık şöyle devam etti:

“1993 yılında kapatılan Halkın Emek Partisi’nin (HEP) izdüşümünden bu güne gelen süreci mercek altına alırlarsa her kapatılan partiden, dokunulmazlıkların kaldırılmasından ve cezalandırmalardan sonra halkın desteğinin artığı bir süreci yaşadığımızı görürler. Bundan 27 yıl önce 1994 yılında Demokrasi Partisi (DEP) kapatıldı ve dokunulmazlıklarımız kaldırıldı, sonra da tutuklandık. Aradan 27 geçtikten sonra böylesi bir süreci yeniden başlatıyorlar. Bu durumun Türkiye demokrasisine ne yararı, katkısı olacak anlam veremiyoruz. Türkiye değişmiyor; değişimin, dönüşümün önünde ciddi şekilde direnen bir anlayış var.” 

'HÜKÜMET, İKTİDAR UĞRUNA MHP’NİN, VATAN PARTİSİ’NİN GELENEĞİNE TESLİM OLMUŞ' 

1994 yılında Demokrasi Partisi’ni (DEP) kapatan, vekilleri tutuklayan anlayışın şu an parlamentoda olmadığına dikkat çeken Sakık, "O günkü hukuksuzluğu 2004 yılında ortadan kaldıran AK Parti’nin 1994’deki o ilahların emrettiği noktaya gelmesinin ise düşündürücü olduğunu" kaydetti. “Parti kapatma çözüm olsaydı mevcut siyasi iktidar da olmayacaktı” ifadelerini kullanan Sakık, şunları söyledi: “O günkü hukuksuzluğu ortadan kaldıran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları nı hayata geçiren de bugünkü iktidar partisidir. 2004 yılında AİHM kararları doğrultusunda yasal düzenleme yapıp, cezaevlerindeki arkadaşlarımızın tahliyesini sağlayan da mevcut iktidardır. Ben o günlerin tanığıyım. Mevcut iktidar benimle görüşme yaptıktan sonra yasal düzenleme yaptı. O gün iktidar çok ciddi adımlar atarken, bugün yeniden dönüp 1994’deki o ilahların emrettiği noktaya gelmesi çok düşündürücüdür. Bizim halimizden en çok anlaması gereken mevcut hükümet, iktidar uğruna MHP’nin, Vatan Partisi’nin, Büyük Birlik Partisi’nin geleneğine teslim olmuş. Parti kapatma çözüm olsaydı mevcut siyasi iktidar da olmayacaktı. Çünkü Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi de kapatıldı; ancak yine de bu döneme geldiler ve 19 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar.

'MHP, YÜZDE 6-7’LİK OY ORANI İLE TÜRKİYE’DEKİ YÜZDE 93-94’LERİ ESİR ALMIŞ' 

Cumhur İttifakı'nın küçük ortağı MHP, HDP’yi hedef tahtasına oturtup, milliyetçi duyguları kullanarak siyaseti dizen eden bir anlayışı yükseltmek istiyor. MHP, yüzde 6-7’lik oy oranı ile Türkiye’deki yüzde 93-94’leri esir almış durumda. Biz onlara göre her zaman vatan hainiyiz ve ortadan kaldırılması gereken bir siyasi partiyiz. Bizi rakip bir siyasi parti olarak görmüyor. Aslında sadece bize de değil, CHP’ye, İYİ Parti’ye de aynı tavrı sergiliyorlar.”   

'ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ÖNÜNDE İKİ ŞIK VAR' 

Anayasa Mahkemesi’nin adil karar vereceğine dair bir umudu olmadığını ifade eden Sakık, AYM’nin önündeki iki seçeneği ise şu şekilde anlattı:  “AYM’nin Enis Berberoğlu’yla ilgili verdiği karar olumluydu; ancak Enis Berberoğlu ile birlikte vekillikleri düşürülen Leyla Güven ve Musa Farisoğulları ile ilgili farklı bir karar verdi.  Siyasetin ruhu o gün neyi emrederse büyük ihtimal o yönde bir karar verecekler. Anayasa Mahkemesi’nin önünde iki şık var: Ya partiyi tümüyle kapatıp 687 arkadaşımız ile ilgili siyasi yasak kararı verecek ya da partiyi kapatmadan bu arkadaşları siyasetin dışına itecek. AK Parti de bizim gibi dayak yiyerek bu günlere geldi. HDP’nin kapatılmasının çözüm olmadığını en çok onlar biliyor. Önümüzdeki günler tabloyu daha çok belirleyecek. 

'KÜRTLER DEMOKRATİK SİYASETTE ISRAR EDİYORSA BU TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR KAZANIMDIR' 

Parti kapatmak çözüm olsaydı biz yüzde 3’lerden gelip bugün Türkiye’nin en büyük üçüncü partisi olamazdık. Mesela kapatma davasının açıldığı şu iki günde dahi HDP’nin oylarında yüzde 2-3’lük bir artış vardır. Herkes şunu iyi bilsin: HDP seçmeni, Kürtler demokratik siyasette ısrar ediyorsa bu Türkiye açısından büyük bir kazanımdır. Yönetenler sürekli ezberi tekrarlamamalı, sorunlarımızı demokratik yollarla çözmek istediğimizi anlamalıdır. 30 yıllık bir geçmişi olan siyasi geleneğin yeni bir parti kurması zor değil. Bugün Türkiye’nin yapması gereken tek şey vardır: Yeni bir süreç başlatarak sorunlarımızı çözmek ve diyalog ile müzakerenin bütün kanallarını açmaktır.”   

BAKIRHAN: 10 PARTİMİZ KAPATILDI, BU DA KAPANIRSA YENİSİNİ AÇARIZ 

 Uzun yıllardır Kürt siyasi hareketi içinde yer alan Tuncer Bakırhan da parti kapatma davalarına yabancı olmadıklarını belirtti, “Dün olduğu gibi bugün de varız, yarın da demokratik yollarla var olmaya devam edeceğiz” dedi.  HDP’nin Kürt siyasi hareketinden gelen 11. parti olduğuna dikkat çeken Bakırhan “Bunlar bildik, önlemleri alınan, aşılan, bizim için sorun, engel olmayan durumlardır. Parti kapatılsa dahi 12. 13. 14. parti kurulur. Parti kapatmak ile hakikat kapatılamıyor. Hükümet, parti kapatmak ile Türkiye’deki bu sorunlardan kurtulamaz. Bir parti, tabelasından ve adından ibaret değildir, ona oy veren bir halkın bileşkesidir” ifadelerini kullandı.  

'ASLINDA TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE AÇILMIŞ BİR DAVA' 

"Sağlam bir gelenek, hakikat dolu bir fikriyat ve milyonlarla ifade edilen bir tabana sahip olan partinin tabelası indirildiği için mücadelesinin sonlandırılamayacağına" vurgu yapan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Bakırhan şunları söyledi: "HDP’ye açılan kapatma davası aslında Türkiye demokrasisine açılmış bir davadır. Bizimle birlikte demokrasi zeminini, kadın hareketini, İstanbul Sözleşmesi’ni, hak, hukuk, adalet arayan yüz binlerce insanın talebini kapatmak, sindirmek istiyorlar. Bu sürecin de bizi büyütüp, güçlendireceğine inanıyoruz. Biz demokratik zeminiz. HDP, Türkiye’de toplumsal muhalefetin en temel dinamiklerinden biridir. Dolayısıyla muhalefetin eleştirilerini içselleştiremeyen iktidar bloku, partimizi hedef aldı. Şu an tek gündemimiz demokrasi zemininde sürdüreceğimiz mücadeledir."

'ASIL KAPATMA 687 KİŞİYE DAHA SİYASİ YASAK İSTEMEKTİR' 

İddianamede yer alan “HDP, PKK ile farklı değil” sözlerini ve aralarında Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 687 kişiye 5 yıl süreyle siyasi yasak getirilmesi talebini değerlendiren Bakırhan şöyle devam etti: “PKK, herkesin bildiği gibi silahlı bir örgüttür; ancak biz HDP olarak demokratik zeminde siyaset yürüten bir siyasi partiyiz. Biz hangi silahlı eyleme karışmışız? Türkiye yargısı, işine geldiği gibi hakka, hukuka dayanmadan bir siyasi partiyi silahlı örgütle eş görmeye çalışıyor. Bu gerçek değil, doğru değil. Bizi zaten eş başkalarımızı, belediye başkanlarımızı tutuklayarak fiili olarak kapattılar; şimdi de kökten kapatmaya çalışıyorlar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame bomboştur. O iddianamede hakkında siyasi yasak istenen arkadaşlarımızın yüzde 95’inin mahkûmiyet kararı bulunmamaktadır. Bu kapatma davasının Anayasa Mahkemesi’nden döneceğini düşünüyorum. HDP’de siyaset yapan binlerce kişinin zaten tutuklu olduğu, kiminin de siyaseten ekarte edildiği bir dönemde 687 kişiye daha siyasi yasak istemek HDP’ye 'siyaset yapmayın' demek anlamına geliyor ki, asıl kapatma da bu zaten.”