Gökhan Gençay / Halk Bank Kültür Sanat

'Evde', seyircileri tanımadığı, yabancısı olduğu hayatların içine girmeye çağıran bir film. Film izleme deneyiminin doğasına içkin röntgenciliğe, mahremiyet sınırlarının aşımına temas ediyor François Ozon ve bunları doğrudan doğruya yaşamın içine taşıyor. Herkesin içini kıpır kıpır edecek bir şeyi, roman karakterlerini istediğiniz gibi yönlendirme fantezisini gündeme getiriyor.

François Ozon, filmografisi boyunca pek çok farklı janra el atmış olsa da, filmlerinin hemen hemen hepsinde gerçeklikle kurgu arasındaki bağı sorgulamış, hayal gücünün ürünleriyle gerçekliğin birbirinin içinde kaybolduğu bir atmosfer inşa etmeye özen göstermiştir. Çekirdek aile modelini hedef tahtasına koymuş, toplumsal normlar uyarınca kurulan mutlu, orta sınıf aile yuvalarının içinde büyüyen karanlığı, bireylerin oynamak zorunda kaldıkları rollerin ağırlığı altında nasıl ezilip paramparça olduklarını ustalıkla beyaz perdeye yansıtmıştır. Kendine has kara mizah anlayışıyla, hangi hikâyeyi anlatırsa anlatsın, her seferinde soğukkanlı bir mesafeyle aile kurumunun arkeolojisine girişmekten geri durmamıştır.

Ona San Sebastian Film Festivali’nde Altın İstiridye ödülü kazandıran, 2012 yapımı “Evde”de de aynı tematik duyarlılığını sürdürüyor. Yazar ve okur arasındaki gizemli, kaotik ilişkiye eğilen bir film olan “Evde”de aileyi odağına alıyor ve mutlu aile diye bir şeyin olamayacağının bir kez daha altını çiziyor. Derinlikli, çok katmanlı olduğu kadar sürükleyici ve heyecanlı; gerilimle kara mizahın iç içe geçtiği, hikâye anlatmanın bizzat kendisine odaklanan bir film “Evde”. Ozon, zekice metaforların eşlik ettiği ilginç bir öykü anlatıyor ve seyircileri yaratıcı zihinsel faaliyetlerin tümünün altında yatan saikler üzerine düşünmek için kışkırtıyor.

“Evde”, İspanyol yazar Juan Mayorga’nın oyunundan sinemaya uyarlanmış. Mayorga, kaleme aldığı oyunda bir öğretmenle öğrencisi arasında vuku bulan tuhaf yakınlık üzerinden, okumanın ve yazmanın içerdiği zengin anlam dünyasına uzanmayı arzulamış. Mayorga’nın oyunu François Ozon’un elinde sinemaya taşınırken muazzam bir fikri altyapı kazanıyor. Ozon, hikâye anlatmanın veya hikâye okumanın / dinlemenin hangi ihtiyaçlara hizmet ettiğini, potansiyel olarak ne tür vaatleri içinde barındırdığını konu ediniyor. Sinema sanatının pek çok başyapıtına referanslar vererek hikâye anlatan / hikâye dinleyen insanları nesnel bir analize tabi tutuyor.

“Evde”nin başkarakterleri, 16 yaşındaki zeki ve yoksul bir gençle, vasat öğrencilerle muhatap olmaktan bıkmış orta yaşlı bir edebiyat öğretmeni. Zamanında kaleme aldığı roman pek beğenilmediği için edebiyat dünyasına giriş yapamamış, gönülsüzce de olsa öğretmenlik mesleğini sürdüren Germain (Fabrice Luchini), aradığı cevheri bir öğrencisinde buluyor. Bir kompozisyon sınavının kâğıtlarını kontrol ederken, Claude (Ernst Umhauer) adındaki öğrencisinin yazdığı metinle karşılaşıyor. Claude, yazdığı kompozisyonda sınıf arkadaşı Rapha’nın evine yaptığı kısa bir ziyareti konu ediniyor ve vasat bir zekâya sahip Rapha’nın orta sınıfa has özelliklerle donatılmış evine, güzel annesine nasıl hayranlık duyduğunu ifade ediyor. Rapha’yla samimiyeti ilerletip bu ziyaretleri sıklaştıracağını, yani hikâyenin devam edeceğini belirterek kompozisyonuna son veriyor Claude. Germain, öğrencisinin hikâyesinden ve hikâyeyi anlatma tarzından fazlasıyla etkileniyor ve Claude’a okul çıkışlarında özel edebiyat dersleri vermeye başlıyor. Claude da bir yandan öğretmeninin ders sonunda ona verdiği klasik romanları okuyup yazı teknikleri derslerine iştirak ederken, bir yandan da periyodik aralıklarla Germain’e Rapha ve ailesiyle başından geçenleri anlattığı kısa hikâyeler yazıyor.

Germain, sanat galerisi işleten karısı Jeanne (Kristin Scott Thomas) ile birlikte, Claude’un hikâyelerini heyecanla okuyor ve bir aşamadan sonra hikâyenin yeni bölümlerinin nasıl gelişmesi gerektiği hususunda öğrencisine öğüt vermeye başlıyor. Germain ve Jeanne, Claude’un Rapha’nın evine girme, ailesine dâhil olma girişimlerini gazete tefrikası okurmuş gibi takip ediyorlar. Söz konusu ilişki, öğretmen-öğrenci ilişkisinden çıkıp yazar-editör ilişkisine dönüşüyor. Germain, Claude özelinde, gerçekle fantezinin sınırlarının bulanıklaştığı koşullarda okuduklarını nasıl değerlendirmesi gerektiğini kara kara düşünmeye başlıyor. Öğrencisini yazmaya motive etmek için geliştirdiği ilişki, okuduğu hikâyenin yapısını, gidişatını belirleme gücüyle donatıyor onu. Kaçınılmaz olarak; Claude, Rapha ve Rapha’nın ebeveynlerinin kaderi bu paylaşımlar üzerinden şekillenir hâle geliyor. Dolayısıyla, bu karışıklığın içinden sıyrılmak hiçbiri açısından kolay olmuyor.

“Evde” seyircileri tanımadığı, yabancısı olduğu hayatların içine girmeye çağıran bir film. Film izleme deneyiminin doğasına içkin röntgenciliğe, mahremiyet sınırlarının aşımına temas ediyor Ozon ve bunları doğrudan doğruya yaşamın içine taşıyor. Herkesin içini kıpır kıpır edecek bir şeyi, roman karakterlerini istediğiniz gibi yönlendirme fantezisini gündeme getiriyor, bu pratik ekseninde yaşanması muhtemel olayları sıralıyor. François Ozon, hikâye anlatmanın kendisinin bir mesele hâline getirilmesini amaçlıyor. Bu doğrultuda hikâye anlatmanın içinde barındırdığı anlam dünyasına odaklanıyor.

Anlatıcı konumundaki genç öğrencinin kaleme aldığı öykü uyarınca çevresindeki herkesin yaşamı farklılaşıyor. Anlatan ve anlatılan, yapan ve yaptıran rolleri arasındaki geçişkenlik, değişen dengeler gözler önüne seriliyor. Claude’un bölümler hâlinde yazdığı hikâye kapsamında, sanatçının deneyim aktarımı süreci üzerinden var ettiği sanatının sanatseverlerin görme, duyma, izleme arzularından beslendiği vurgulanıyor. Mevcut gerçekliğin sıkıntı veren karamsarlığından kaçmak için kurguya nasıl ihtiyaç duyduğumuzun altını çiziyor Ozon.

“Evde”de gerilim ve komedi türüne has öğeler yerli yerinde kullanılıyor. Ozon, her zaman yaptığı gibi, seyircide yabancılaştırma efekti etkisi yaratmak amacıyla oyuncuları abartılı bir teatralliğe sürüklemekten bu sefer imtina etmeyi tercih ettiği için, oyuncular da sorunsuz ve doğal kompozisyonlar çiziyorlar. Ozon, bir yandan gerilim ihtiva eden bir hikâyeyi beyaz perdeye dengeli biçimde taşırken, bir yandan da ,fırsat bulduğu oranda, orta sınıfa has ahlak anlayışıyla, aile kurumuyla, aydınlarla dalgasını geçiyor. Kısacası, “Evde”, heyecan verici, çarpıcı bir film ve Ozon’un filmografisinin en başarılı halkalarından biri.

Film Adı

:

Evde

Yönetmen

:

François Ozon

Oyuncular

:

Fabrice Luchini, Ernst Umhauer, Kristin Scott Thomas

Senaryo

:

François Ozon

Ülke

:

Fransa

Yapım Tarihi

:

2012