Yeni filmi 'Gerçek Kesit: Manyak' bu hafta vizyona giren yönetmen Onur Ünlü, Türkiye'de 'baskının korkunç durumda' olduğunu, ancak kendisinin bunu hissetmediğini söylüyor. 

“Gerçek Kesit”i yapma sebeplerimden biri de insanlara yapılabildiğini göstermek olduğunu söyleyen Ünlü, "Çok büyük bütçeler değil, bir tane fikir var... Denenebilir, yapılabilir, durmaktansa yap" dedi.

Cumhuriyet'ten Emrah Kolukısa'ya konuşan Ünlü, "İlginç zamanlardan geçiyoruz... Doğan Medya’nın satılışı, RTÜK’ün internete müdahale etme yetkisi gibi yenilikler var hayatımızda. Bu gelişmeler bir alan darlığı yaratıyor mu sizce de?" sorusuna şu yanıtı verdi:

Fizik olarak hissediyorum da, ruhen hissetmiyorum. Bunla ilgilenmiyorum, umurumda değil... Her zaman söylerim, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım, diye düşünürüm. Her koşulda her istediğim filmi iki kere düşünmeden yaptım. “Put Şeylere” filmimde putperest bir komiser sevgilisiyle putun önünde sevişiyor. Ben bunu çekiyorum, kimseye sormuyorum da...

Kimse de bana “Bunu çekemezsin” diyemez... Ben üzerimde öyle bir baskı hissetmiyorum. O baskı var, hiç şüphesiz var, ben hissetmiyorum ama baskı var, korkunç durumda hem de... Ama bu insanları atalete itiyor ve çok güzel meşrulaştırıyorlar kendi ataletlerini. “Yapamıyoruz ağabey”, “Bakanlık para vermiyor ağabey”, “Çektirmiyorlar ağabey”... Bak “Gerçek Kesit”i yapma sebeplerimden biri de insanlara yapılabildiğini göstermek. Çok büyük bütçeler değil, bir tane fikir var... Denenebilir, yapılabilir, durmaktansa yap.

Ünlü, devlet yardımı alıp almadığına yönelik soruya ise "Sadece bir kere ortaklarımın baskısıyla aldım, sonra parayı yedim ve faiziyle geri ödedim. Hayır, devlet yardımı almıyoruz. Devlet yardımı alıp iyi film çekenler olduğu için bir şey de söyleyemiyoruz. Orada ahlaki bir sorun var ama ortaya iyi bir film çıkıyorsa bir şey söylemiyorum. Onun dışında tam bir gayya kuyusu o iş. Araya adam koymaya çalışmalar, 300 bin lira, 500 bin lira para için ben birisine gidip “Ağabey, telefon etsek” falan... Kaç tane mesaj var benim telefonumda, “Şunu tanıyor musun, bunu tanıyor musun?” Hayır tanısam ne olacak, beni ne zannediyorsun ki?" diye cevap verdi.