Duyduk ki Kadıköy Bahariye’deki eski Cinema Moda binasından bir süredir inşaat sesleri eksik olmuyormuş. Gün geçtikçe de hem çalışan kişi sayısı hem meraklı bakışlar artıyormuş. Biz de merak ettik, kalktık gittik. Bir de ne görelim... Yıllardır tiyatro, sinema ve dizi sektöründe isimlerini duyduğumuz sanat emekçilerini yine bir emek işinin başında, taş, kum taşırken “çok kültürlü” bir merkezi inşa ederken bulduk.

Pınar KARAHAN / Hürriyet

Haluk Bilginer’in kurduğu Oyun Atölyesi’nden ayrılan Kemal Aydoğan, Mert Fırat, Onur Ünsal, Timur Acar, İnan Ulaş Torun, Selçuk Aydoğan, İrfan Varlı, Bengi Günay, Erdal Çiftçi, Barış Yaman, Orhan Tozkoporan ve onlarla aynı amaçta buluşan İlksen Başarır kolektif bir çalışmayla büyük bir işe girişmişler. İçinde sinemateki, stüdyo sahnesi, konser ve tiyatro salonu olan ve kapısı herkese açık olan çok kültürlü Moda Sahnesi’ni Ekim ayına yetiştirmenin telaşındalar. Herkes işin bir ucundan tutmuş. Kemal Aydoğan ve Onur Ünsal kum torbalarını taşırken, ışıkçı İrfan Varlı tulumu üzerinde üstü başı toz içinde çıkıyor karşımıza.

UZUN ZAMANDIR AKLIMIZDAYDI

Onur Ünsal /Oyuncu: “Oyun Atölyesi’nde hala devam eden oyunlarımız var. Tam ayrılık yeni dönemde olacak. Moda Sahnesi aramızda konuştuğumuz, uzun zamandır aklımızda olan bir yerdi. Ayrılıktan hemen sonra anlaşma yaparak -şimdilik 10 yıllığına- kiraladık burayı. Önceden sinema salonuydu. Konser ve tiyatro salonu da ekliyoruz. İnşaat sürüyor. Kolay değil bitirmek, aşağısı çok büyük. Eskisi yıkılıp tamamen yenisi yapılıyor. Tiyatro, konser salonu, sinematek, resim atölyeleri, workshoplar gibi birçok faaliyeti burada gerçekleştireceğiz.”

PATRONUMUZ YOK

Kemal Aydoğan /Yönetmen: “Sanatla ilgilenmenin doğasında dert çekmek, başkasının derdini anlamak ve bunu başkasına anlatma isteği var. Bireysel olarak kendimizi kurtarabiliriz ama toplum refahı daha önemli. 12 insanın kollektif bir akılda, hiyerarşi olmaksızın bir mekanı işletmek ve kültür sanat hayatına kazandırmak istemesiyle başladı bu çalışma. Patronumuz yok. Kendi emeğimiz ve cebimizdeki az miktardaki parayla yola çıktık. Devletin bu konuda doğrudan nakit para gibi bir teşviği yok. Sanatla ilgili yeni bir yer açıyorsan sigorta, vergi, doğalgaz, elektrik ve su faturalarında indirim teşvikleri var sadece.”

ÖĞRENCİ ÇALIŞMALARIYLA İLGİLENİYORUM

İlksen Başarır/Yönetmen: “Türkiye’de tiyatrolar kapatılırken böyle bir oluşum başladı. Ben de gelip, ‘Bana da küçük bir yer verirseniz film gösterimleri yaparız’ dedim. Maalesef sinemada izlemek istediğimiz filmleri izleyemiyoruz. 70 kişilik bir salonumuz var. Sinemayla yeni tanışan insanlara iyi filmleri bilgisayar ekranından, korsan DVD’den değil perdeden göstermeyi amaçlıyoruz. Söyleşiler, etkinlikler düzenleyeceğiz. Kısaca film izlenebilecek, sinema konuşulabilecek bir yer olacak. Öğrencilerin çektikleri kısa filmlerin çoğunu biliyorum, ilgileniyorum. Zamanla neler yapabiliriz göreceğiz.”

HAYAT İNŞA EDİYORUZ

Mert Fırat/Oyuncu: “Maddi ve manevi her şeyimizi ortaya koyduk bu proje için. Herkes hissederek çalışıyor. Burada birlikte bir hayat inşa ediyoruz. Birinin diğerine üstünlük kurup, baskı kuramayacağı bir sistem kuruyoruz. 7 yılı birlikte geçirdik. Yeri gelecek kavga da edeceğiz. Zaten kavga edemeyeceğimiz biriyle çalışmak istemeyiz. Herkes birbirinin koşullarını biliyor. Birbirimizi incitmek, acıtmak üzerine bir yer kurmuyoruz. Aslında hep böyleydi. Bizi birleştiren de bu.”

3 SALON VAR

Moda Sahnesi’nde 3 salon var. Salonlardan biri sinematek ve bağımsız sinema örneklerinin gösterildiği yer olarak işlev görecek. Stüdyo sahnesi drama, müzik, dans atölyeleri, söyleşiler tiyatro gruplarının oyunlarını sahneleyecekleri yer olacak. Büyük salon ise. koltuklu 300, ayakta 500-600 kişiyi alacak bir şekilde konser ve tiyatro salonu olarak kullanılacak.

MODA SAHNESİ’NDE KİM NE YAPIYOR?

Kemal Aydoğan yönetmen, Selçuk Aydoğan mekanı işletmecisi, Barış Yaman gişeden sorumlu, Orhan Tozkoparan cafe ve bar işletmecisi, İrfan Varlı ışıkçı, Erdal Çiftçi sahne amiri, Onur Ünsal, Mert Fırat, Timur Acar, İnan Ulaş Torun oyuncu, Bengi Günay kostüm ve dekorlardan sorumlu olacak. İlksen Başarır sinema kısmıyla ilgilenecek.

Kemal Aydoğan: “Bir takım gönüllülükler oluyor ve yan yana geliyoruz. Fakat sanat herkesin bireysel yolculuğu. Biz kimseye bir şey yapamayız. Hayat da öyle. Kapımız herkese açık ama herkesle çalışabileceğimiz anlamına gelmiyor bu.”

Mert Fırat: “Yeni dönemde Athol Fugard’ın “Domuz Ahırı” oyunu, Shakespeare’ın oyunlarından biri ya da bizim yazdığımız, yazacağımız oyunlardan biriyle açılış yapabiliriz. Bize ulaşmak isteyenler yapılacak internet sitemizden bizi takip edip e-mail atabilir. Olumlu olumsuz fikirlerini paylaşabilirler.”