Diyarbakır’ın Silvan İlçesi'nde 14 Temmuz 2011 günü 13 askerin hayatını kaybettiği, 7 askerin de yaralandığı PKK’nin saldırısında ihmalleri bulunduğu iddiasıyla 4 subayın yargılanmasına Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde devam edildi.

Silvan 4'üncü Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay M.M.T., 4'üncü Taktik Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı M.Ş., 1'inci Bölük Komutanı Üsteğmen M.E.K. ve 2'nci Bölük Komutanı Üsteğmen N.E.'nin tutuksuz olarak yargılandığı davada, Jandarma Genel Komutanlığı'nda görevli 2 muvazzaf ve 1 emekli albayın tüm dosyayı inceleyerek hazırladıkları bilirkişi raporu okundu. Jandarma Kurmay Albay Mehmet Yılmaz, Jandarma Albay Yusuf Altunbulak ve Emekli Jandarma Albay Murat Başer'in hazırladıkları 17 sayfalık raporda, PKK baskınında komutanlarla askerlerin ihmali olduğu savunuldu.

'ÜST BÖLGESİ SAVUNMA İÇİN UYGUN DEĞİLDİ'


Raporda, birliklerin üs olarak seçtiği bölgenin çatışma sırasında savunma için uygun olmadığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Arazinin seçilmesinin nedeni, bölük komutanlarının erlerin yorgun ve uykusuz olduklarını belirterek tabur komutanına yaptıkları tekliftir. Olayda Tabur Komutanı tarafından, bölük komutanlarının yaptıkları 'Burada kalalım' teklifi, arazi yapısı, bitki örtüsü, görüş imkanları bakımından yeterince incelenmeden kabul edilmiş, komutanlık bilgi ve tecrübesi kullanılmamıştır. Seçilen üs bölgesinin birliğin görevini yerine getirmesini sağlamadığı gibi, taktik açıdan da uygun olmadığı iddia edilen raporda, "Tabur personelinin uygun tertiplenmediği, uyulması gereken kurallara uymadığı, disiplin ve lider zafiyeti bulunması nedeniyle gizlilik kuralının ihlal edildiği, birliğin yerinin kolayca deşifre olduğu, komutanlarınca nezaret ve kontrol görevinin aksatıldığı değerlendirilmiştir…. İkazlara rağmen üs bölgesindeki tertiplenmede değişiklik yapılmamış, istirahat eden unsurlar uyandırılmamış, teröristlerin olası saldırısına karşı tedbir geliştirilmemiştir."

Raporda, sıcak temas çıkmasından 21 dakika sonra üst komutanlıklara durum hakkında bilgi verildiği belirtildi "Bu durum etkin bir irtibat sistemi kurulamadığını, bilgilerin zamanında üst birliğe ulaştırılamadığını, sevk ve idarede zafiyet yaşandığını göstermektedir" ifadeleri yer aldı.

Raporda şüpheli Albay M.M.T.'ın sevk ve idarede sisteme uygun hareket etmediği ifade edilerek, "Ast birliklerin durumuna ilişkin bilgileri üst komutanlıklara ulaştıramadığı değerlendirilmiştir" dendi.

Şüpheli Binbaşı M.Ş. ile ilgili olarak ise şunlar kaydedildi:
"Birliğini planda emredilen bölgeye götüremedi. Kendisine verilen emrin yerine getirilemediğini emri veren komutana iletmedi. Üs bölgesi seçimi esnasında taktik mülahazalara dikkat etmedi. Ast birlik komutanlarının tekliflerinin değerlendirilmesinde komutanlık bilgi, tecrübe ve otoritesini kullanmadı. Üs bölgelerinde alınması gereken tedbirlerin yeterli seviyede uygulanmasını sağlayamadı. Teröristlerin saldırı yapabileceği emareleri ortaya çıkmasına rağmen personelin ikaz edilmesi dışında mevcut tertiplenme ve emniyet tedbirlerinde değişiklik yaptırmadı. Nezaret ve kontrol görevini yeterince yapmadı. Temasla ilgili üst komutanlığa zamanında bilgi vermedi."

Bilirkişi raporunda ayrıca şu tesbitler yapıldı: "Bahse konu olayın, iç güvenlik harekatında sürekli uygulanması gereken taktik mülahazaların yerine getirilmesinde tabur ve bölük komutanlarınca yapılan hatalar sonucunda meydana geldiği, tabur ve bölük komutanlarının asli kusurlu olduğu, Alay Komutanı'nın ihmali bulunduğu değerlendirilmiştir. Küçük birlik komutanları ve tek er bazında gerekli hassasiyetin gösterilmemesi olayın meydana gelmesine katkı sağlamıştır. Somut olayın incelenmesinde olayın meydana gelmesi ve zayiat verilmesinin sebebinin bir veya iki kişinin yapmış olduğu bir eylem sonucu olmayıp, arazide görev yapan tek erden tabur komutanına kadar tüm personelin yapmış oldukları hataların birleşmesi suretiyle meydana geldiği vicdani kanaatine varılmıştır."