TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki eski Pazar Yeri’nde yaptığı açıklamada, Erdoğan'a yönelik, "O, oturduğu Saray’da yalnız. İktidar koltuğunu kaybettiği gün etrafında hiç kimse kalmayacak. Biz ise her zaman, her yerde hep beraberiz" dedi. Açıklamanın ardından sosyal medya hesabı üzerinden Erkan Baş'a cevap veren AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise şunları söyledi, "TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın, Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik sözleri Avrupa’daki faşistlerin Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı dilin aynısıdır. Bu, Avrupa faşistlerine “tercümanlık” yapmaktan ibarettir. Avrupa faşistlerinin söylemlerini kes-kopyala-yapıştır yöntemi ile kullanmak, siyasi açıdan tam bir düzeysizliktir. Demokratik seçimlerle ve milli iradenin açık desteğiyle defalarca seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamını bu ifadelerle faşistçe hedef almak, demokrasi ve halk düşmanlığının ta kendisidir. Avrupa faşistlerinin partilerine “halkçı” adı koyup, demokrasi düşmanlığı yapmasına özenmiş bir açıklamadır. Bu söylenen sözlere Avrupa faşistlerine verdiğimiz cevabın aynısını veriyoruz!"
AKP Sözcüsü Ömer Çelik'e TİP Milletvekili Sera Kadıgil'den yanıt geldi. Kadıgil sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelerde bulundu: "Saray Sözcülerinin Genel Başkanımız Erkan Baş’a yönelik sözleri dünyanın her yerindeki faşistlerin başvurduğu, “zeytinyağı gibi üste çıkmak” yönteminin aynısıdır. Bu, Saray Rejiminin bizzat ve isteyerek darmadağın ettiği meşru zeminini boş çıkışlarla tamir etmeye çalışmasından ibarettir. Yurdu NATO’nun güvenli karakolu, Kürecik ve İncirlik işgal üslerinin hamisi yapan İsrail’in ticaret ortaklarının ancak kendilerine yakışacak sıfatları bu ülkenin tam bağımsızlığını savunanlara tahvil etmeye kalkmaları, siyasi açıdan tam bir düzeysizliktir. “Demokratik seçimlerle” ve "milli irade"nin desteğiyle seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamının, yine aynı İRADEYLE SEÇİLMİŞ Hatay Milletvekili Can Atalay’ı ESİR TUTABİLMEK uğruna, değiştirmek için yeterli çoğunluğu bulamadığı Anayasa’yı fiilen askıya almış olması, kendi meşruiyetini de ortadan kaldıran apaçık bir darbedir. Anayasa'yı ayaklar altına alanlar, Ağzını açan kim varsa hapse tıkanlar, Halk açlıkla mücadele ederken saray üstüne saray yapanlar, Memleketin toprağını, deresini, ormanını, kıyılarını satanlar, "Yerli ve milli” halkını uluslararası sermayeye ucuz işgücü olarak pazarlayanlar, Kadın, çocuk, yaşlı demeden insan öğüttükleri yetmezmiş gibi hayvanlarımızın da canına kast edenler iyi bilsin ki; Avrupa’dan Asya’ya dünyanın dört yanındaki faşistler bizim düşmanımızken sizinse ancak çırağınız çıkabilir."