Linç kültürünün ve toplumsal travmanın arttığı, ırkçılığın hortladığı bir ortamda, delirmiş insanlarla aynı havayı solumak, hem utanç vericidir hem de söylenebilecek her söz yetersiz kalıyor. Çünkü çocukları öldürüp gözyaşlarımızı tüketen ve vicdanları kurutan zihniyetler yüzünden, yaşanan gelişmeler kaygı verici bir hal aldı.

Çünkü Kürd olduğu için lanetlenen, yok sayılan, öldürülüp çırılçıplak bir şekilde sokağa atılan kızın, boğazına ip geçirilip panzer arkasında sürüklenen gencin maruz kaldığı insanlık dışı uygulamalar ve daha nice olay, derin bir nefret kültürünün dışavurumunu yansıtıyor.

Çünkü Kürd, eşittir düşman. Kürd, eşittir terörist. Kürd, eşittir “Ermeni dölü.” Kürd, eşittir aşağılık. Kürd, eşittir ölmeli diyen bir toplumda yaşamak, mide bulandırıyor.

Aklın buharlaştığı ve mantığın devre dışı kaldığı kaos ortamında, Ümit Kıvanç bir soru soruyor. “35 günlük bir bebeğin tabutunu gördüğünde hangi melekelerin köreliyor, hangi bedensel işlevin sekteye uğruyor?”

Boğazına geçirilen iple panzerin arkasından sürüklenen ölmüş genç, sana neyi çağrıştırıyor?

Bozulmasın diye günlerce buzdolabında veya soğuk hava depolarında bekletilen kendi çocuğun, annen ve kardeşin olsaydı, en insani ve en içten duygularınla ne hissederdin?

Oysa bak, görüyor musun? Senin gibi dindar olduklarını iddia edenlerin, camileri doldurup Allah adına tekbir getirenlerin, peygamber için salavat getirenlerin, oruç tutup namaz kılanların ve bin yıllık kardeşiz diyenlerin yaşadığı güçlü Türkiye’de, buzdolabında bekletilen ve panzerin arkasından sürüklenen çocukların cesetleri var.

Anlayabiliyor musun? Senin gibi dindar bir toplumun evladına, ayetlerle cevap vermenin bir manası yok artık. Çünkü senin gibi arınmış bir mümin için bütün kutsal sözcükler ve ayetler, yüce menfaatlerin için ölüdür.

Duyabiliyor musun? Kimden geliyorsa gelsin, dili, dini, düşüncesi, fikri ve zikri ne olursa olsun; öldürmeyi, parçalamayı, linç etmeyi olumlayan ve yapılan kötülükleri alkışlayanların ahlakı, fikri, vicdanı ve insanlığı beş para etmiyor.

Cesedi üç gün boyunca buzdolabında bekletilen çocuğun, soğuk hava deposunda bekletilen kadının, panzerin arkasından sürüklenen gencin ve Türkiye’nin değişik yerlerinde patlayan bombaların sebeplerinden biri de senin gibi kör, sağır, lal ve duygusuz bir mülayimin vurdumduymazlığı yüzündendir.

Konya’da oynanan milli maç sırasında, Ankara’da hayatını kaybedenler için düzenlenen saygı duruşunda, sıradanlaşan vahşete karşı bir mümin olarak katillere değil de ölen insanlara tekbirler eşliğinde tepki gösteriyorsan, artık senin dindarlığının ve insanlığının ne bir hükmü kalmıştır ne de kıymeti... Çünkü senin gibi bir milliyetçinin, senin gibi ahlaktan zerre kadar nasibini alamamış bir muhafazakâr dindarın, ötekilere karşı olan nefretini çok iyi yansıtan bir davranış sergiledin.

Peki, sen ve senin gibi düşünenler, mazlumlara yapılan zulmün ömür boyu süreceğini mi zannediyorsun? Bu sayede insanlığın ve dinin bütün sınırlarını çiğneyen dindarlığınızın cennetle ödüllendirileceğini mi düşünüyorsunuz?

Senin gibi günah kültüründen beslenenlerin cenneti ve insanlığı kaç para ediyor kardeş?

Bu kadar hoyratlık, nefret ve suskunluk yetmiyormuş gibi, en ufak bir olayda eline bayrağı alarak, zikirler ve tekbirler eşliğinde Kürd avına çıkıp, Kürdleri döverek, linç ederek, öldürerek sloganlar atıyorsun. Bu sayede vatanını çok seven milliyetçi bir dindar olduğunu mu ispatlamaya çalışıyorsun?

Bu mudur vatanseverlik, bu mudur dindarlık, bu mudur laiklik, bu mudur demokrasi, bu mudur kardeşlik?

İsmi, rütbesi, fikri, ahlakı, dili, dini ne olursa olsun, insanlar öldüğünde, Kürdlerin de senin gibi sevindiğini mi düşünüyorsun? Herkesin senin gibi zalim ve merhametten yoksun bir paranoyak olduğunu mu zannediyorsun?

Bin yıllık din kardeşim dediğin Kürdün ölüsüne “leş” diyerek, ölmüş birine veya Ankara’da bedeni bombayla parçalanmış onca insana nefret duyacak kadar nasıl alçaldın. Alçaldığın için insanlıktan çıkmışların en önde gideni değil misin? Alçaldığın için vicdansızın ve ahlak fukarasının ta kendisi değil misin?

Bu ülkenin yazarı ve çizeri, dindarı ve dinsizi, köylüsü ve şehirlisi, okumuşu ve okumamışı olarak, insanlar niçin ölüyor diye sormayı neden bir türlü beceremedin?

O muhteşem zekânla, insanlar niçin ölüyor diye sorma cüretinde bulunmayacak mısın? Bu kadar mı işportacı, zalim ve kaba bir ruha sahipsin?

Onca insanların kanını akıtan ve onları paramparça eden senin gibi Yehudaların ve Ebu Leheblerin ahlakının, vicdanının ve insanlığının, kaç para ettiği ayan beyan ortada değil midir güzel kardeşim?

Şimdi mutlu musun ey dindar olan muhafazakâr milliyetçi? Ve sen, kutlu dölün ve kutlu kahramanların yüce yatağı; onurunu, sağduyusunu ve vicdanını yitirmiş insanlarınla mesut musun?