Çok acayip insanlar var şu dünyada ama kimseyi eleştirmek bana düşmez çünkü hayatın matematiğinin tanrı olduğuna karar verdim ben. Yani bunu cahil kafasıyla söylüyorum elbet. Ama öyle düşünüyorum. Bir matematik problemi gibi tanrı yaşamın senaryosunu, problemin formülü şeklinde yeryüzüne atmış ya da indirmiş şimdi oturmuş seyrediyor.

O formül işledikçe kendi yeni formüllerini üretiyor.

Hani dünyada olan hiçbir şey sıra dışı değilmiş ya, her şey dünya kaidesine uygun ilerliyor.

ABD’de dünyanın düz olduğuna inanan insanlar bir konferans düzenlemiş. Bazıları bu konuyu duyunca alay ediyor. Belki de düzdür. Yuvarlak diye öğretilmesinin bir sebebi vardır.

Belki de artık dünyanın düz olma bilgisini öğrenme zamanı gelmiştir.

Bana kendi bilgilerinin dışındaki her şeye kuşkuyla bakan değil alay eden tipler hep trajikomik gelmiştir. Arkalarında bir kamyonun geldiğini fark etmeden önce düşene gülen tipler gibi görürüm onları.

Her neyse bir yazı yazmak için oturdum, film eleştirisi yazmaktı niyetim nerelere geldim.

Beyaz Show’da Binnur Kaya’yı seyrettim geçen hafta. O hep sessizdir rollerinin tersine gerçek hayatında. İnsanlar onun bu sessizliği hakkında şapşal yorumlarda bulunuyorlarmış işte acayip dediğim tipler bunlar.

Onun çekingenliğinden konu açıldığında bu sefer hazırlıklı geldiğini daha rahat olacağını söyledi. Onun hakkında söylenenler onu çok etkiliyormuş bundan bahsetti.

Mesela dedi ki, ilk Beyaz Show’a çıktığında daha tutukmuş, bir arkadaşını arkadaşı aramış demiş ki bu Binnur özürlü mü?

İşte o özürlü arkadaşı da Binnur’u arayıp sana böyle dediler demiş.

İnsanlar gözleri mükemmel yaratılmıştır herhalde. Belki tam özelliklerini bilmeye bile henüz bilgimiz yeterli gelmiyordur.

Ama bir de gönül gözümüz var. En önemli olanı da o gönül gözünün açık olması. Sadece o açıklık yeterli olmaz elbet, ne gördüğünün farkında olmak onu değerlendirmek yetisine de sahip olmak gerek.

Tanrı insanı sadece nefes alıp veren kullarından eylemesin diye bir dua vardır herhalde gönül gözüyle görenlerin arasında.

İnsanlar boş konuşur, konuştuklarını da unutur geçerler. Bu hayatın gelir geçerlerinden biridir. Kuralını önce insan koyar sonra uymaya mecbur hisseder. En saçma kuralda bile bu böyledir.

Sıra dışı insanlar düşünürler ve kendilerine ters gelen kaideye uymak istemezler. İşte Binnur Kaya da aman gül geç dediklerinde, a olur mu öyle şey, diyor.

İşte ben onun bu hayatın doğal akışındaki duruşunu sevdiğim için bu hafta başlayan filmine gittim.

Hiç şaşırmadım performansı karşısında. Sadece onu seyrettim. Zaten sadece o oynuyordu. Neyse diğer oyunculara da haksızlık etmeyelim ama onun oyunu yüksekti, diyelim.

“Sen Kiminle Dans Ediyorsun”da filmin ana kahramanı olan evli çocuklu bir kadını canlandırıyor Binnur Kaya. Kocasından daha baskın bir karakter. Her şeyi satmış kendine bir spor salonu açmış kadın. Gündüz dans dersleri veriyor akşam tekvando. Kocası evliliğimizi riske attın bütün paramızı buraya yatırdın diyerek çocuklarını alıp gidiyor.

Kadın ailesini yeniden bir araya getirmek ve para kazanmak için tipik mahalle esnafı modunda her işi yapmaya aday biri.

Acayip küfür ediyor. Dobra dobra konuşan bir tip. Yeni küfürüm, “hay babanın düşmanı şey edeyim”. Habire böyle söylüyor, çat diye bayılıyor ardından yan yan ama olacak o kadar, sonuçta kadın.

“Sen kiminle dans ettiğini biliyor musun, biliyor musun?” diye bir laf vardır. Ya da raks ettiğini.

İşte oradan çıkmış sanırım filmin adı da.

Neşeli bir film. Her zamanki gibi komikliğin dozu zaman geçince yüz ekşitiyor ama o kadar kötü değil.

Ben iyi bir eleştirmen olsaydım, duygusal değil akıllı biri; Burak Aksak gibi bir adamın bazen süper başarılı bazen vasat oluşunu irdelerdim. Buna kafa yoran bir yazı yazardım.

Çünkü filmin senaristi ve yönetmeni Burak Aksak. O bu ülkede dünya dilini kullanan genç bir senarist. Üstelik zeki ve hızlı mizah yapmayı biliyor ama neden her zaman bunu hayata geçiremiyor bilmiyorum.

Belki iyi edebiyatçının her yazdığının edebiyat olmaması gibi bir şeydir.

Sonuçta insan dediğin iyi ve kötüden oluşur.

Güzel günlerde görüşelim ve görüşmelerimiz iyiliklere vesile olsun.