İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla 19 Ağustos 2019’da görevinden uzaklaştırılan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın avukatlarının işlemin iptali için Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi’nde açtığı dava duruşması 14 Eylül’de görüldü. Avukatların, Mızraklı hakkında uygulanan görevden uzaklaştırma tedbirinin görevinden kaynaklı olmayan soruşturma ve kovuşturmalara dayandığı gerekçesiyle açtığı dava, mahkemece reddedildi.

‘SORUŞTURMALAR GÖREVİYLE İLGİLİ DEĞİL’

Aydın Atay'ın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre Diyarbakır 1’inci İdare Mahkemesi’nde açılan davada Mızraklı’nın avukatları, müvekkillerinin İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden Anayasa’nın 127’inci maddesinin 4’üncü fıkrası ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 47’nci maddesi uyarınca geçici bir tedbirle uzaklaştırılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu kaydetti. Avukatlar, müvekkillerinin 2019’da seçilmesiyle 4 ay geçmeden görevinden uzaklaştırılmasına dayanak soruşturma ve kovuşturmaların belediye başkanlığı göreviyle ilgili olmadığının altını çizdi. 

Mızraklı’nın belediye başkanlığı göreviyle ilgili hakkında herhangi bir soruşturma ve kovuşturmanın olmadığını belirten avukatlar, görevden uzaklaştırma işleminin masumiyet karinesi ve özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğini kaydederek, kararın iptalini talep etti.

BAKANLIĞIN SAVUNMASI

İçişleri Bakanlığı avukatları ise savunmalarında Mızraklı hakkında "örgüt kurma veya yönetme", "örgüt üyesi olma", "örgüt propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme" suçlarından devam eden soruşturma ve kovuşturmaların görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanabilmesi için yeterli olduğunu ileri sürdü. Mızraklı hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında inceleme başlatıldığını belirten Bakanlık avukatları, Anayasa’nın 127’inci maddesi ve 5393 sayılı kanun gereği geçici bir tedbir olan görevden uzaklaştırma işleminin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddedilmesi istedi.

ÖNCEKİ SORUŞTURMALAR GÖREV SUÇU SAYILDI

Duruşmanın ardından gerekçeli kararını açıklayan mahkeme, Mızraklı’nın DBB Eşbaşkanı iken hakkında “örgüt kurma veya yönetme”, “örgüt propagandası yapma” ve “örgüt üyesi olma” suçlarından 2017, 2018 ve 2019’da açılarak devam eden soruşturma ve kovuşturmaların doğrudan göreviyle ilgili olduğunu savundu. 

Kararda şu değerlendirmeler yer aldı: “Yerel yönetimlerin seçilmiş organları veya bu organların üyeleri hakkında, görevleriyle ilgili bir soruşturma başlatılması halinde geçici bir önlem olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir. Bu konuda merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde açık bir idari vesayet denetimi yetkisi bulunur. Bu yetkinin gerek Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yapılan ceza soruşturmasına, gerekse mahkemece yürütülen kovuşturmaya konu anılan fiillerin niteliği ve ağırlığı, somut nedenlere dayalı olarak, soruşturmanın selameti için ve yapılan görevin niteliği ile bağdaşmayacağı dikkate alınarak kullanıldığı görülmüştür. Kamunun selameti açısından davacının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verildi”

AV. BALYAN: MAHKEME ETKİLİ YARGISAL DENETİMİ SAĞLAMADI

Mahkemenin davada etkili bir yargısal denetim yapmadığını söyleyen Mızraklı’nın avukatı Semra Balyan, İçişleri Bakanlığı’nın görevden uzaklaştırma kararının Diyarbakır Valiliği’nin henüz göreve başlamamış olan belediye başkanının görevi ile ilgili suçlardan hakkında soruşturma ve kovuşturmalar sürdüğüne dair iddiaları içeren yazılarına dayandığını hatırlattı.

‘SORUŞTURMA İZİNLERİ ALINMALIYDI

Görevden uzaklaştırma kararında dayanak alınan kovuşturma ve soruşturmaların Mızraklı’nın seçilme yeterliliğini etkilemediğini, adaylığının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) denetiminden geçtiğini anımsatan Balyan, “Mahkemenin bu davayı reddettiği zamana kadar bile müvekkilimizin görevi ile ilgili tek bir soruşturma ya da kovuşturma açılmadı. Bir kamu görevlisi olan belediye başkanının görevi ile ilgili suç işlediği iddiası varsa, yargılanabilmesi yani hakkında bir soruşturma açılabilmesi için Memurların ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre hakkında soruşturma izninin alınması gerekir. Bu mutlak bir şarttır. Ama karara gerekçe yapılan soruşturma ve kovuşturmaların tek bir tanesinde bile soruşturma izni alınmamıştır. O zaman bu soruşturmaların görev ile ilgili olmadığını kabul etmek gerekir” dedi.

‘MAHKEME TARAFSIZ HAREKET ETMEDİ’

İdare Mahkemesi’nin verdiği kararla tarafsız hareket etmediğini ve etkili bir yargısal denetim yapmadığını ifade eden Balyan, “Selçuk Bey siyasi saiklerle görevden alındı ve kendisine oy veren 490 bin Diyarbakırlı seçmenin iradesi yok sayıldı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Diyarbakır halkının seçme hakkı gasp edilerek bakanlığın bir birimi haline dönüştürüldü. Demokratik rejimlerde seçmenin iradesine saygı esastır. Ama bu seçimlerde bir kez daha buna saygı duyulmadığını, bu hakkın halktan alındığını gördük. Biz bu karara karşı istinaf yoluna başvurup, hukuki süreci sonuna kadar devam ettireceğiz” diye konuştu.