Ş. Murat Özten / Demokrat Haber İsviçre

Selahattin Demirtaş cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının Avrupa ayağında İsviçre’nin Zürih kentindeki ziyaretlerinden sonra Basel’de Claramatte Parkı’nda düzenlenen mitingte konuştu.

Binlerce Türkiyeli göçmenin katıldığı miting Şükran Sincar’ın konuşmasıyla başladı. Sincar “Mazlumlar, ezilmişler, ötekileştirilmişler olarak irademizi ortaya koyma günüdür“ diyerek Selahattin Demirtaş’ı kürsüye davet etti.

Demirtaş konuşmasında ağırlıklı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP’yi açık bir dille hedef göstermesini eleştirerek AKP hükümetine meydan okudu.

“Bunca adaletsizliğe rağmen biz kazanabiliriz. Biz bunların kurdukları bu saltanat düzenini yıkabilecek güce sahibiz. Madem ki cumhurbaşkanını halk kendi oyuyla belirliyor, o zaman bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor“ diyen Demirtaş bütün yurtdışında yaşayan Türkiyeli seçmenleri oy vermeye ve HDP’nin seçim kampanyasına destek vermeye çağırdı.

“AKP’YE OY VERMEYENLERİ ÜLKEDEN KOVACAKLAR”

AKP yanlısı köşe yazarlarını da konuşmasında sert bir dille eleştiren Demirtaş şunları söyledi:

“Buradan AKP yanlısı köşe yazarlarına sesleniyorum. Birkaç gündür şunu yazıyorlar. Cumhurbaşkanı adayı olabilmemiz bile AKP’nin sayesindeymiş. Sözde AKP’nin demokrasiyi getirdiği nokta sayesinde biz aday olabilmişiz. Yatıp kalkıp ona, yani padişaha dua etmeliymişiz. Yalaka köşe yazarlarına buradan cevap veriyorum. Bakın efendiniz şimdi ne diyor. HDP’nin bırakın Çankaya’da Parlamentoda bile yeri yok diyor. Ellerinden gelse AKP’ye oy vermeyenleri ülkeden kovacaklar. Ama korkunun ecele faydası yok. İşte gümbür gümbür geliyoruz... Bizden şükran bekliyorlar. Biz buraya halkın verdiği özgürlük mücadelesi sayesinde geldik...“

“ALEVİNİN HAKKINI SÜNNİ SAVUNACAK”

“Birbirimize sahip çıkacağız. Alevinin hakkını Sünni savunacak. Kürdün hakkını Türk savunacak. Mühür bizim elimizdeyse doğru yere basacağız. Mesele asla Demirtaş’ı Çankaya’ya çıkarma meselesi değildir. Biz sadece Çankaya için bu mücadeleyi sürdürmüyoruz, bizim bir idealimiz var, Gürcüsüyle, Romanıyla, Yezidisiyle... “

“İkisi de devleti ele geçirmeye çalışıyor, tek istedikleri bu. Bizse o devleti halkın eline vermeye çalışıyoruz.”

“Biz barışı bunların elinde rehin olmaktan kurtaracağız. Denemesi bedava. Elinizdeki mührü ortaya basın, görün barış daha çabuk oluyor mu, olmuyor mu? Geldiğimiz noktada Türkiye’nin ana muhalefet partisiyiz. Ama ileride Türkiye’nin en büyük partisi olacağız.”

“Şimdi paçaları tutuşmuş. HDP’yi parlamentoya sokmamak lazımmış. Çünkü HDP onların bütün pisliklerini, bütün çirkinliklerini teşhir ediyor. Ama biz hiçbir zaman rakiplerimizin kişiliklerine hakaret etmedik. Bir de başbakanın diline bakın. Yarın öbür gün HDP binalarına saldırılar düzenlenirse, HDP binaları yakılırsa sorumlusu onlardır. HDP’nin parlamentoda yeri yok demek ne demektir“.

TESLİM TÖRE VE MAHİR SAYIN DA MİTİNGDEYDİ

68 kuşağının tanınmış simaları Teslim Töre ve Mahir Sayın da miting alanındaydı. Teslim Töre, Selahattin Demirtaş’ın adaylığı konusunda sorduğumuz soruya, Demirtaş’ın sadece Türkiye’deki halkları değil, Ortadoğu’daki halkları da temsil edebilecek kapasiteye sahip olduğunu belirterek, sandığa gitmeme ve oy kullanmama çağrısı yapan guruplar için, bu türden çağrıların seçmenlerde hiçbir yankı bulmayacağını, karşılıksız kalacağını belirtti.

Mahir Sayın da Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için isabetli bir isim olduğunu belirttikten sonra, “Selahattin Demirtaş demokrasi cephesinin taleplerini layıkıyla dilendiren ve bunu sükunet içinde yapmayı becerebilen tek adaydır. Sandığa gitmeyelim diyenlerin argümanlarını da okudum, ama ben bunları tutarlı bulmuyorum. Selahattin Demirtaş’ı desteklemek toplumdaki demokratik tepkinin boyutunun açığa çıkmasını sağlayacak önemli bir yoldur. Ayrıca bu seçimin sonucundan çok ortaya konulan talepler, bu taleplerin dillendirilmesi ve bu taleplerin arkasında ne kadar insanın olduğu çok daha önemlidir. Türkiye’de saflaşmanın ne boyutta olduğunu Demirtaş dışındaki iki adaya bakınca görüyoruz. Sağcıların büyük bir ağırlığı var. Erdoğan ya da Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçilmesi değişimi değil muhafazakarlığı gösterecektir. Önemli olan bunun karşısında olanların topluma kendi mesajlarını iletebilmeleridir. Seçimleri bir düzen değişikliği olarak görmediğimiz takdirde oradan bekleyeceğimiz siyasal gerçeklerin açıklanması, toplumda demokrasi talepleri etrafında biraraya gelinmesinin sağlanmasıdır. Seçimlerin bunlar için bir araç olmaktan öte başka bir anlamı yoktur“ dedi.

MİTİNGTEN NOTLAR

Miting meydanını İsviçre için hayli kalabalık bir kitle doldurmuştu.

Kürsü önü tamamiyle kadın destekçiler tarafından kaplanmıştı. Miting alanının genelinde de kadınlar ağırlıktaydı.

Zürih programından sonra Basel’a gelen ve mitingten sonra İsviçre’deki Türkiyeli esnaflarla gerçekleştirilecek bir toplantıya katılıp Paris’e geçecek olan Selahattin Demirtaş’ın yoğun programı nedeniyle yorgun olduğu gözlemlendi.

Demirtaş daha konuşmasının başında alana indi ve konuşmasının büyük bölümünü kitlenin arasında yaptı.

Kısa ama coşkulu bir konuşma yapan Demirtaş’ın yorgunluğuna rağmen hayli güçlü bir retoriğe sahip olduğu, bu noktadaki yetkinliğiyle bilinen Tayyip Erdoğan’a bu açıdan da rakip olduğu dikkatlerden kaçmadı.

Binlerce kişinin katıldığı mitinge basının ilgisi de hayli yoğundu. Sadece basın kartı taşıyan gazeteciler miting kürsüsüne yaklaştırıldı.

Demirtaş’ın Başbakan Erdoğan’ın HDP’yi hedef gösterdiği yönündeki sözlerinden sonra alanda “Faşist Erdoğan“ sloganları yükseldi.

Demirtaş miting bitiminde aracına izdiham nedeniyle güçlükle ilerleyebildi. Pek çok kişi Demirtaş’la tokalaşabilmek ve ona sarılabilmek için birbiriyle yarıştı.