Tanıtım Bülteninden:

Demokrat Haber, Edebiyat Haber ve Oggito gibi sitelerde okumaları üstüne yazdığı yazılarıyla tanıdığımız Sedat Sezgin’den insana ve dinmeyen varoluşsal yarasına dair belleklerde uzun süre iz bırakacak öykülerden oluşan kitapları KDY etiketiyle yayımlandı.  

“Adem ya da Havva” kitabının arka kapak yazısından:

“Tanrı cehennemi yarattığında oturup ağladım.

Binlerce melek de benimle ağladı.

O kadar korkutucuydu ki bir kere bakan bir daha bakamazdı.

Sonra Tanrı insanı yarattı.

Ben ve melekler ağlamayı kesip rahatladık.

Çünkü cehennem bizim için değildi.

Zavallı Âdem!”

“Tanrı, Havva’yı kaburga kemiklerimden yaratarak bana en büyük haksızlığı yaptı.

Bütün hayatım bu eksik parçamı aramakla geçecek…”

“Âdem’in altına yattığım gün bundan sonra hayatım boyunca hiç üstüne çıkamayacağımı düşünemedim. Bilseydim hep altında kalacağımı, ilkinde üstte çıkmakta ısrar ederdim.

‘Yorulma sen,’ dedi bana kibarca, ‘bütün yükü ben taşırım.’

Seven göz kördür.

En basit bir davranışın bile zamanla alışkanlığa dönüşeceğini, karşısındakine acı vereceğini kimse bilemez.”

İnsanın varoluşundan beri süregelen sorunlar; neden varım, kadın erkek ilişkilerindeki paslı çarklar, dinmeyen can sıkıntısı, sömürülen sevgi, vs. Yazar Sedat Sezgin, öykülerinde mizahi bir dille bir türlü kabuk bağlayamayan bu yaraları yeniden deşiyor.

“Kesik Baş” kitabının arka kapak yazısından:

“Çöktüğün yerden kalk bakalım!

Yaşlı ve hasta bir adamınki gibi titreyen ellerinin nedeni ben değilim.

Gücünün tükenmesinin, kemiklerini tutan etlerinin incelmesinin nedeni de hiç olmadım.

Seni burada bir başına terk edenlerle de hiçbir sözüm, yakınlığım olmadığını biliyorsun.

Bu yüzden bana boşuna surat asma.

Ama bu sözlerim taştan duvarlara; duymaz, anlamaz, geçirmez.

Peki, öyle olsun.

Hayır, sana gücenmedim, Tanrı sana gücenmiş bir kere, yetmez mi?”

“Yazmak için yanıp tutuşmuyorum.

Bazıları geceleri, bense gündüzleri de kâbus görüyorum.

Derin bir kuyunun dibinde bir ceset, boynuma geçirdiği ipi gererek beni yanına çekmek istiyor.

Direniyorum, çoğu zaman başarısız oluyorum ama.

Bir öykü burada başlıyor işte!” 

Bazı coğrafyalarda ancak kaya gibi sert öyküler yazılabilir. Yine de unutmamak gerekir ki küçücük su damlaları bile en sağlam kayaları bir gün yıkabilir. Bu nedenle umut saklı olsa da varlığını her zaman korur.

Sedat Sezgin’in sesinde öfke kadar umut da vardır.

Sedat Sezgin kimdir?

1981 Batman doğumlu. Çocukluğunu köyde geçirdi. Lisans eğitimini sağlık alanında tamamladı. Yazın yaşamına öyküyle başladı. Sözcükler, Lacivert, Sincan İstasyonu, Şehir, Ekin Sanat gibi dergilerde öyküleri yayımlandı. Ayrıca Demokrat Haber, Oggito, Edebiyat Haber ve bazı sitelerde yaptığı okumalar üzerine yazıyor.