Cumhurbaşkanlığı seçimini birinci turda tamamladık, şimdi bol bol sonuçları değerlendireceğiz.

Elbette bir kez daha seçim kazanan Recep Tayyip Erdoğan bu seçimde en büyük başarıyı elde eden kişi oldu.

Erdoğan’ın birinci turda kazanacağını ilan eden, ancak oy oranını % 58’e kadar çıkaran anket firmaları ise seçimin kaybedeni oldular.

Çünkü Erdoğan ancak % 51,7 oy alabildi.

Erdoğan’ı % 58’lerde gösteren anket sonuçları insanların seçime ilgisini azalttı, sandığa gitme oranını olumsuz yönde etkiledi.

BOYKOTÇULAR KAYBETTİ

Seçimin bir diğer kaybedeni Tayyip Erdoğan'a çok karşı olmalarına rağmen çeşitli gerekçelerle seçime katılmayanlar, boykot yapanlar ve geçersiz oy kullananlar oldu. Çünkü Erdoğan çok az bir oyla % 50’yi geçebildi.

Seçimlerden önce seçime katılma oranının düşük olmasının, özellikle Tayyip Erdoğan'a karşı olanların protesto amacıyla sandığa gitmemesinin Erdoğan’a yarayacağı söylenmişti, ancak 2 milyon kişi buna rağmen sandığa gitmedi.

Seçime katılma oranı bir önceki yerel seçime göre % 15 düştü.

Elbette sandığa gitmeyenler içinde Ak Parti seçmenleri de vardı, ancak bu oranın diğer seçmenlerden çok düşük olduğunu düşünüyorum. Kendi oy kullandığım ve daha sonra müşahitlik yaptığım iki okuldan ve diğer yerlerdeki bilgileri paylaşan arkadaşların aktardıklarından çıkardığım sonuca göre Ak Parti seçmenlerinin yoğun olduğu bölgelerde sandıklarda kuyruk oluşurken, Ak Parti’nin zayıf olduğu yerlerde sandık başları boştu.

Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’nun tanınmaması ve çatıyı destekleyen parti tabanlarında benimsenmemesi bu seçmenlerin seçime katılımını olumsuz yönde etkiledi.

Ayrıca, seçim sonuçlarına bakılınca MHP oylarının önemli bir bölümünün Tayyip Erdoğan’a kaydığı görüldü.

Tayyip Erdoğan MHP’den kaydırdığı oylar ve seçime düşük katılım sayesinde % 51,7’ye ulaşmayı başardı.

ÇATI ÇÖKTÜ

Seçimin bir diğer kaybedeni de çatı aday formülü oldu. Toplamda % 45 oy potansiyeli olan çatı partileri ancak % 38,5’e ulaşabildi.

MHP ve CHP kendi adaylarını çıkarmış olsaydı MHP’den Ak Parti’ye bu oranda kayma yaşanmayabilir, Erdoğan ilk turda % 50’yi geçemeyebilirdi.

MHP ve CHP liderleri bir riske girip birinci turda ortaklaşılacak bir aday çıkarıp ikinci tura iddialı girmeyi ve Ak Parti tabanından da oy almayı denediler. Hatta Ak Parti tabanından oy almayı başarabilseler ilk turda da seçimi kazanabilirlerdi.

Ancak bu deneme büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı. Ekmeleddin İhsanoğlu, Ak Parti tabanından oy alamadığı gibi tersine MHP tabanından Erdoğan’a büyük bir kayma oldu. Özellikle İç Anadolu’daki muhafazakar MHP seçmeninin CHP alerjisi nüksetti. Başbakan’ın son günlerde ısrarla Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini vurgulamasının boşuna olmadığı görüldü ve bu mezhepçi dil bazı bölgelerde sonuç verdi.

DEMİRTAŞ KAZANDI

Seçimin kazananlarından biri Selahattin Demirtaş idi. HDP öncülü partiler girdikleri tüm seçimlerde en fazla % 6,5 oy oranına ulaşabiliyorken Demirtaş % 9,8 oranına ulaştı.

30 Mart yerel seçimlerinde HDP-BDP 2 milyon 895 bin oy almıştı, Demirtaş bu seçimde 4 milyon oy aldı.

Katılım oranının % 15 düştüğü bir seçimde oy oranını % 50 arttırmayı başaran Selahattin Demirtaş’ın başarısı dikkat çekici oldu.

Demirtaş’ın Kürt illerinde az bir miktar Ak Parti oyunu kendine çekmeyi başardığı, en çok oy artışını ise büyük şehirlerde ve batı illerinde sağladığı görüldü.

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığına itiraz eden CHP’li seçmenlerden bazılarının Selahattin Demirtaş’a destek vermesi dikkat çekti.

Çok sayıda aydın, yazar, sanatçı Selahattin Demirtaş’a destek vereceklerini açıklamışlardı. Demirtaş, aydınların yanında Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, sosyalistler, sosyal demokratlar, demokratlar, liberaller, LGBTİ’ler ve toplumun çeşitli mağdur kesimlerinden de destek almayı başardı.

Erdoğan’ın kazanacağı öngörülen, heyecanı kalmayan ve katılımın dibe vurduğu bu seçimde belki de en çarpıcı sonuç Demirtaş’ın % 9,8’lik oy oranına ulaşması oldu. HDP’ye cesaret ve umut veren, genel seçimlerde % 10’luk barajı geçme ihtimalini güçlendiren bu oran Türkiye’de siyasal dengelerin değişmesinin başlangıcı olabilir.