Cumartesi Anneleri 332. buluşmalarında savcılara seslendi ve "Bu cezasızlık politikasından vazgeçin, gözaltında kayıp olaylarının yaşandığı dönemin asker, polis, sivil sıfatlı bürokratlarını tespit edip yargılayın" dedi.

İSTANBUL- Cumartesi Anneleri'nin 332. buluşmasında Abdulvahap Timurtaş'ın dosyası açıklandı.

Hanım Olcay, 1995 yılında Mardin Dağgeçit Köyünde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan kardeşi Abdullah Olcay'ın kaybedilme sürecini anlattı.

Kardeşinin henüz lise öğrencisiyken kaybedildiğini belirten Olcay, kardeşinin defter kitaplarını hazırlayıp okula gideceği bir sırada jandarma tarafından gözaltına alındığını kaydetti. Olcay, yıllardır tüm aramalarına karşı kardeşinden haber alamadıklarını belirterek Başbakan'a seslendi: "Bizi duyun, bu savaşı durdurun."

Kardeşinin işkencede katledilmesi devlet tarafından kabul edilen Mikail Kırbayır, devletin kardeşinin ölümünü kabil ettiğini ancak yargı mekanizmasını işletmediğini söyledi. Kırbayır, sorumluların bir an önce yargılanmasını istedi.

'KOMİSYON KURULSUN'

Gözaltında kayıpların simge isimlerinden Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak da hükümet ile ordu arasında yaşanan restleşmeleri hatırlattı. AKP'nin kendi çıkarları için bir restleşme yarattığını ama genel sorunları çözmek için adım atmadığını ifade eden Ocak, "Hakkari'den Edirne'ye bu toprakları kan gölüne çeviren kayıplar ve faili meçhuller sorunu çözülmelidir. Bunun için bağımsız komisyon talebimiz yerine getirilmelidir, kayıp yakınlarının da konuşabileceği komisyonlar" dedi.

'BOYNUNUZUN BORCU'

Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç da 17 yıldır Galatasaray Meydanı'nda yürüttükleri mücadeleden söz etti ve Başbakan ile yaptıkları görüşmeyi hatırlattı. Başbakan'a "Kayıplar bizim acımız sizin de boyunuzun borcudur" dediğini hatırlatan Karakoç, Başbakan'ın bu söz karşısında sesiz kaldığını ve şu anda kendilerine verdiği sözleri tutmadığını belirtti.

TİMURTAŞ'I KAYBEDENLER YARGILANSIN

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklamayı okuyan Başak Can, Abdulvahap Timurtaş'ın dosyasını açıkladı.

Timurtaş'ın 1993'te Şırnak'ın Silopi İlçesi Yeniköy yakınlarında jandarma tarafından gözaltına alındığını belirten Can, dönemin jandarma komutanı Hüsam Durmuş'un olayı inkar ettiğini belirtti.

Hikmet Nas ve Sadık Erdoğan adlı kişilerin, Timurtaş'ı gözaltında gördüklerini ve konuştuklarını baba Mehmet Timurtaş'a anlattığını belirten Can, Mehmet Timurtaş'ın yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını, daha sonra davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdığını ifade etti.

AİHM'in davada Türkiye'yi mahkum ettiğini dile getiren Can, "Bizler adı birçok gözaltında kayıp, faili meçhul cinayetlerde geçen dönemin Silopi ilçe jandarma komutanı Hüsam Durmuş'u Abdulvahap Timurtaş'ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutuyor, o dönem jandarma karakolunda görev yapan diğer kolluk güçleri ile birlikte yargılanmasını istiyoruz."

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in, Dışişleri Sakanı Hikmet Çetin'in, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe'nin, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in, Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ın yargılanmasını istediklerini dile getiren Başak Can, savcıların bir an önce harekete geçip sivil ve askeri tüm bürokratların yargılanması için soruşturma başlatmasını istedi. (ETHA)