Kemal Ural

Rusya’nın 2022 24 Şubat’ın da başlattığı Ukrayna harekatının üzerinden 1 yıl geçti. Savaşın yıkıcı gücü dışında  bir çok açıdan dünya için bir dönemin kapanmasına sebep oldu.

Batı bloğu ve Doğu bloğu diye uzun süredir kutuplaşan dünya 1 yıldır sahada bir çarpışmaya başladı. Savaşın bugüne kadar ki durumu ve gelecekte ki durumu bunun büyük bir kutuplaşma dönemi başlattığını ve dünyanın tekrar bir soğuk savaş yaşadığının göstergesi.

Ukrayna ve Donbass cephesinde 2014 de başlayan süreç ve 1 yıldır Rusya’nın açık desteği ile resmi olmasa da bir savaşa dönüşen durum hem yeni mülteci krizleri ve ekonomik açıdan Batı Bloğunu, askeri, diplomatik ve ekonomik meseleler ile Doğu bloğunun önüne yeni çelişkiler ve sorunlar ekliyor.

Dünyada süren ve çözümsüz durağan savaş alanlarında zincirleme çatışma ikliminin ve küresel silahlanmanın önün açıyor. Dünyanın bütün siyasi aktörleri savaşın yıl dönümü yaklaşırken savaşın aktörlerinin açıklamalarına kitlenmiş durumda.

21 Şubat tarihinde Rusya devlet başkanı Putin savaşın birinci yılı ile ilgili konuşmasının büyük bir bölümünü iç kamuoyuna ayırırken dışarıya ve ABD’ye yüksek perdeden uyarılarda bulundu. Savaşın artık yerel ölçekli çatışmaları geride bırakan diplomatik bir hal alması günden güne artıyor. 21 Şubat tarihli açıklama öncesi hem Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski hem de NATO Genel Sekreteri Soltenberg yaptığı açıklamalarında ortak bir konularda konuştular bu konu başlıkları genel itibari ile;

-Ukrayna’nın ihtiyacı olan askeri ekipmanların sağlanması konusunda verilen sözlerin tutulması.

-Rusya ve Putin üzerine daha bütünlüklü yaptırımların çıkarılması.

-Çin Halk Cumhuriyetinin tarafsızlığını sürdürmesi.

Belirli başlıklar altında hem Soltenberg hem de Zelenski bu konuların üzerinde durdular. Bir çok Rusya karşıtı yazılı ve görsel basında Putin’in planladığı konuşmanın çok sert ve tehditler ile dolu olacağı konusu aktarıldı.

Bir çok yayın organı “Katil Putin” manşetleri yerine asıl sorunun “Çin-Rusya” ittifak tehditti olduğu manşetlerini attı.

21 Şubat’ta Putin 1 buçuk saatlik konuşmasında aile, ekonomi, kültürel yapı gibi meseller ile dolduğu diplomatik hamleler pekiştirmişti.

Putin’in konuşması özet ile şöyle konuştu:

Start III ( nükleer silahların denenmesini ve üretilmesini kısıtlayan anlaşma) anlaşmasının askıya alınması.

-Ukrayna’ya ne kadar silah yardımı yapılırsa o kadar Ukrayna’nın geri püskürtüleceği konusunda uyarılar.

-Yeni müttefikler olarak ilan ettiği İran, Pakistan, Hindistan ve Çin ile geliştirilen ortaklıklar

-Rusya ekonomisinde “Karma Ekonominin” güçlendirilmesi

-Yeni güçlendirilmiş krediler ve vergilendirilme ve denetim kanunları

-Nükleer silahlar ile ilgili imzalanan yeni kararname ile karadaki nükleer silahlara hazır olun emri verildiği

-LGBT ve Aile yapısı üzerine batıda gelişen durumla ilgili analizler

- Batı’nın dezenformasyonun yenilgiye uğradığı

-Rusya’ya ihanet edenlerin yargılanacağı ama bir cadı avı başlatmayacağı

-Sovyetlerin son dönemlerindeki hataya düşmeyecekleri

-Kiev’de bir Nazi rejimi olduğu ve bunların en başta Ukrayna halkına düşman oldukları

-Rusya’nın Ukrayna halkı ile savaşmadığı sadece Batılı efendilerin kuklası olan Naziler ile savaştığı

Putin’in bu başlıklar altındaki açıklamaları oldukça sakin bir konuşma olarak görüldü. Klasik anlamda agresif ve sert yorumun dışında kalan bir metin içinde uyarılar bulunan açıklama ABD’de yankı uyandırdı.

 Bu açıklamanın hemen ardından NATO Sekreteri Soltenberg “Start III anlaşmasından çekilmesinden dolayı üzüntü duyuyorum” ,  "Silahların daha fazla, silah kontrolünün daha az olduğu bir durum, dünyayı daha tehlikeli bir yer yapar" açıklamasında bulundu.

 Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev Twitter hesabından bu durumu değerlendirdi.

Medvedev ; “ eski tas eski hamam anlayışı ile Rusya ile savaşamazsınız bunu hak ettiniz” açıklamasında bulundu.

Aynı gün hem Kiev’i hem Varşova’yı ziyaret eden ABD Başkanı Joe Biden buralarda önemli açıklamalar yaptı.

Biden özet ile;

“-Rusya bu savaşı asla kazanamayacak.

-ABD’nin Ukrayna’ya yardımları artarak devam edecek.

-NATO’nun 5.maddesine olan bağlılıklarının çok sağlam olduğu

-ABD’nin Doğu Avrupa’ya ek görev gücü göndereceğini” açıkladı.

ÇİN, TARAFSIZ MI, MÜTTEFİK Mİ?

Hem Rusya hem Ukrayna ve ABD’nin açıklamaları arkasındaki derinlikli güç olan “ÇİN” 1 yıldır süren savaş ile ilgili açık bir tutum beyanında bulunmadı. Savaşın ilk günlerinden beri Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygılı olunması gerektiğini söyleyen Devlet Başkanı Xi Jinping Nisan-Mayıs tarihleri arası Moskova’ya ziyarete bulunacağını açıkladı.

21 Şubat günü Devlet Konseyi Üyesi Wang Yi Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanlığında Putin ile görüşmeler yaptı.

Wang Yi’nin ziyareti sırasında konuşan ABD Dışişleri Bakanı Antony Bliken, “herkes Pekin’in Moskova’ya vereceği ölümcül desteğe hazırlıklı olmalı” açıklamasında bulundu.

 Bunlara cevap için konuşan Wang Yi,

“-Çin bu savaşın bir an önce bitmesini umut ediyor.

-ABD yönetimi Ukrayna- Rusya savaşındaki ateşe odun atıyor.

-Ukrayna’ya silah göndermek ateşle oynamaktır.

-İki ülke Rusya ve Çin arasındaki ilişkilere ABD kalın gözlükler ile bakıyor.

-Çin ve Rusya ilişkileri hızla gelişmeye devam edecek” dedi.

Çin’in savaş boyunca süren sağ duyu politikası sertleşen iklimde ne kadar başarılı olacağı merak konusu.

RUSYA, EKONOMİ , MÜLTECİLER

Savaş 1.yılını doldururken Almanya’nın en köklü ekonomik araştırma enstitüsü  Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) bir yıllık savaş bilançosunun dünyaya 1.6 trilyon ABD doları olduğunu ve böyle bir koşulda sürdürülebilir ekonominin olmasının zorluğuna dikkat çekti. Orta sınıf erimesinin ve enflasyonun tutunabilir bir düzeyde olmadığını söyleyen IW çatışmanın yükselmesi Avrupa’da  kritik sonuçlar yaratır analizi yaptı.

Savaş başında Rusya ekonomisinin %6 küçüleceğini tahmininde bulunan IMF’ye karşılık Rusya ekonomisi %2,7 küçüldü. Çin, Hindistan ve kısmen Türkiye üzerinde ticaret pazarları kurmayı başaran Rusya savaş ekonomisini iyi düzenlediği görüşü hakim. Rusya kendi ekonomik çıkmazını kontrol altına almış görünüyor. Ama küresel ticaret ve ekonomi özellikle tahıl ve enerji krizini aşamıyor.

 Rusya- Ukrayna çatışması bir enerji açlığı yaşanmasına sebep oluyor. Avrupa için hayati önemi olan Kuzey Akım boru hattının bombalanması meselesi soruşturması sonucu çıkacak sonuç tüm kıtada büyük bir etki uyandıracağa benziyor. Polonyalı bazı gözlemcilerin ABD tarafından yapıldığını iddia etmesi ikinci bir kriz yaratabilir.

Avrupa’nın önemli can damarlarından biri mülteci meselesi. Ukraynalı milyonlarca mülteci Almanya ve Polonya başta olmak üzere her yere yayıldı. Şimdi çatışmanın Moldova veya Polonya’ya sıçraması durumu gibi bir korku senaryosu doğabilir. Yükselen aşırı sağ Büyük Avrupa devlerinde siyasi güç olmaya ve ağırlık kazanmaya  devam ediyor.

 SAVAŞLA GEÇEN 1 YIL

 Bu savaşın en ağır yaralarını şüphesiz Ukrayna’da yaşayan halklar aldı. Ukrayna çok ciddi bir alt yapı krizi yaşıyor. Ülkede elektrik çok az kullanılabiliyor. Enerji dışında ülkede bir üretim gücüde kalmış değil.

Ukrayna ordusu son 3 aydır Herson ve Harkov güney bölgesinden Luhansk’a ilerlesede çok ciddi kayıplar veriyor. Profesyonel birlikleri çok azalmış durumda. Seferberlik birlikleri ise uzun süredir çatışma alanında olduğu için son derece yorgun bir halde. Uzun zamana yayılan ağır bombardıman psikolojik olarak orduyu zayıflatan bir diğer durum.

 Rusya Herson merkezinden çekilişinden sonra cephede yeni bir strateji izlemeye başladı. Savaşın ilk yılında SSCB amblemleri ile ve Sovyet sembolleri kullanan ordu yerine Wagner gibi paralı şirketler gelmiş durumda. Toplu saldırı yerine belirli alanlara hücum eden Rusya Soledar’ı ele geçirdikten sonra Bakhmut’u kuşatma altına almış durumda. Sınırlı alan taarruzu deneyen Rus ordusu şuan için hedefine ulaşıyor gibi gözüküyor. Ama bu durum Rus halkında yönetime tepki duyulmasını sağlıyor. Prigozhin üzerinden Wagner propagandasına dönen bu askeri taktik ordunun başarısızlığı gibi bir algıya sebep oluyor.

 Son Olarak...

 Savaşın gösterdiği durum yakın dönemde etkin bir barış görüşmesinin taraflar arasında başlamayacağı yönünde. Tarafların kış koşullarına rağmen askeri açıdan zor bir coğrafyada uzun süreli çatışmaları psikolojik olarak kırılmalara sebep olabilir.

 Ukrayna’ya yapılan silah sevkiyatı artıkça Rusya’nın askeri harekatta kullandığı ekipman ve mühimmat ’ta ağırlaşıyor kanaatti hakim.

 Bir diğer önemli durum ise savaşın yeni cephelere sıçraması sonucu yaratılabilir. Biden’in Varşova’da vurguladığı 5. Madde vurgusu üzerinden Polonya’nın savaş alanına çekilmesi düşük bir ihtimalde olsa dillendiriliyor. Polonya bölgede Anti-Rusçuluğun en yüksek olduğu ülke. Özellikle Kaliningrad ve etrafında bir çok provakatif girişim olsa da Rusya’nın bir NATO üyesi ülkeye saldırmasını kimse beklemiyor. Öte taraftan özellikle Belarus üzerinde ağır bir baskının oluşması ve Ukrayna ordusunun sık sık Belarus sınırını taciz etmesi bölgede başka bir gerginlik. Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko Ukrayna’yı sık sık bu konuda uyaran konuşmalar yapıyor.

 Yakın dönemde gündem olan bir diğer konu ise Transdinyester. Transdinyester Moldova ve Ukrayna arasında yer alan de-facto bir cumhuriyet. Sovyetler birliğinin dağılmasından sonra 4 yıllık bir savaş sonucu kurulan Transdinyester Avrupa’nın tek sosyalist ülkesi konumunda. BM’de Moldova toprağı olarak görülen Transdinyester kendi para birimi, bayrağı, meclisi ve ordusuna sahip.

O bölgede sayıları 1500-2000 arası Rus askerinin olması ve SSCB den kalma büyük bir askeri üssü bulunması saldırının Ukrayna tarafından oraya sıçraması riski taşıyor. Moldova Cumhurbaşkanı M. Sandu’nun Rusya karşıtı söylemlerini artırması ve Moldova başkenti Kişinev’de 2 ayına gelecek olan protestoları Rusya üzerinden okuması Moldova’nın Ukrayna’ya askeri müdahale için izin verme ihtimalini artırıyor.

Bu savaşın ekonomik ve diplomatik yoğunluğu dışında küresel krizleri artırması ve başka bölgelere sirayet etme riski her gün artıyor. Ve henüz taraflar arasında müzakereye dönüşebilecek olumlu bir görüşme ortamı bile yaratılmış değil. Ukrayna bir cephaneliğe dönüşüyorken Rusya daha sistemli ve daha ağır bir savaş stratejisi uyguluyor. Potansiyeli ve limitinin sınırlarına dayanan soğuk savaş tehditler ve karmaşık hamleler ile bir satranç oyunun ötesine geçiyor.