Cavit Temürtürkan / Demokrat Haber İsviçre Basel

İsviçre’nin Basel kantonunda Sosyal Demokrat Parti (SP) milletvekili olan Sarah Wyss 18 Ekim ulusal parlamento seçimlerinde de milletvekili adayı. Sarah Wyss ile başta mülteci sorunları hakkında olmak üzere görüşlerini konuştuk…

-Politikayı tercih etmenizde sizi en çok etkileyen olay veya anı nasıl tarif edersiniz? Ve buna bağlı olarak politikada durduğunuz yeri, çizginizi ve önemsediğiniz konuları paylaşır mısınız?

Henüz 13 yaşımdayken Irak Savaşı’na karşı gerçekleştirilen öğrenci eylemlerine katılıyordum. Amerika’nın Irak’ı işgaline karşı Barfüsserplatz’da 10 binin üzerinde öğrenci sokaklara çıktı. Bu eylemler benim daha küçük yaşlarda adalet duygusuyla tanışmama vesile oldu. Bu olaylar beni çok etkilemişti. Devam eden yıllarda yardım kuruluşlarında ve sendikalarda görev aldım. Sonuç olarak da 2007’de JUSO ve Sosyal Demokrat Parti (SP)’ye katıldım. 2012’den bu yana çalışmalarımı Basel Şehir Kantonu Büyük Kurulunda sürdürüyorum.

13 yıldır politikanın içindeyim. Etkileyici ve dayanışmacı bir İsviçre’nin açık bir politika yürütmek zorunda olduğunu düşünüyorum. Halkla fikir alışverişinde bulunmak çok önemli. Bu temas sayesinde genç yaşta ciddi bir politik deneyime sahip oldum. Politikaya başladığımdan bu yana dış politika, ekonomi politikaları ve sosyal güvenlik alanında yoğunlaşmaya çalışıyorum.

İsviçre bir ada ülkesi değil. Onun dış politikasının sadece diğer ülkeler için değil kendisi için de doğurduğu ciddi sonuçları var. Benim içinse dayanışmacı bir dış politika sadece yürütme alanında değil, merkezde yer almalı. Temel insan hakları tartışılamaz ve birlikte gelişme çalışması güçlendirilmek zorunda. 6 yıldır ilticacı yardım kuruluşu olan SAH’ta çalışıyorum ve her gün ilticacılarla ilişki içindeyim. Bu bakış açısı bana gerçekçi ve gelişen bir mülteci politikası sürdürme olanağı sağlıyor ve var olan yasa maddelerinin arkasına sığınmadan politika yapma imkanı tanıyor.

Politikada ikinci ağırlık noktası ise ekonomi politikaları. Bu alan burjuvalara bırakılamayacak kadar önemli. Sosyal Demokrat fikirler sürekliliği olan, gelişen, sosyal ve adaletli bir ekonomi sağlıyor. Ben özellikle devletin harcamalarını kısıtlayan tasarruf önlemlerinin karşısında duruyorum. Eğitime, fırsat eşitliğine ve erken teşvike daha fazla yatırım yapılmak zorunda.

Benim için üçüncü ağırlık noktası ise Sosyal Güvenlik. Bana göre Sosyal Güvenlik garanti edilmek zorundadır. Bunun mümkün olabilmesi için hem dayanışmacı ve gelişen bir ekonomi politikasına hem de iyi genel şartlara ihtiyacımız var. Eğitime engelsiz erişim, ödenebilir kiralar ve sosyal çalışma alanları da buna aittir.

-Peki göçmenler neden SP’yi tercih etmeli?

Genç modern bir kadın ve iki vatandaşlığa sahip biri olarak 10 yıldır açık ve dayanışmacı bir toplum için mücadele ediyorum. Tüm nüfusu temsil etmek istiyorum. Bu nüfusun önemli bir kesimini de göçmen kimlikliler oluşturuyor.

-Son günlerde Zürih ve Bern’de protesto eylemleri nedeniyle meydana gelen olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Protesto hakkı temel bir haktır ve polis müdahalesini hiçbir şekilde onaylamıyorum.

-Eğer 18 Ekim’de seçilirseniz politikanızdaki ağırlık noktalarını Ulusal Parlamento’da nasıl hayata geçireceksiniz? İsviçre mülteci politikasını nasıl tasvir ediyorsunuz?

İsviçre erken teşvikten yaşlı bakımına kadar uzanan dayanışmacı bir entegre politikası takip etmek zorunda. İsviçre Federal Devleti daha iyi genel şartlar sunmak zorunda.

İsviçre devleti insanların buradan kaçmasını engelleyip ilticacıları kucaklayan, sahip çıkan onlara gelecek hazırlayan dayanışmacı bir politika izlemeli. İnsan haklarına uymayan ülkelere savaş araç gereçlerinin ihracatı ve işgalcilere verilen dolaylı destek gibi kararlar bozulmak zorundadır.

-İsviçre akut mülteci durumu ve de Türk hükümetinin Kürtlere karşı şiddet kullanması karşısında nasıl davranmalı?

İsviçre bugünkü gerginleşen ortamda çatışmayı uzun vadede yatıştırmak için diplomatik barış görüşmeleri sunmalı. Halklara karşı devlet şiddetini çok derinden mahkum ediyorum ve bunu İsviçre’nin de mahkum etmesi taraftarıyım.

İsviçre insancıl bir şekilde mülteciler almak zorunda. Gaddar kaçakçı çeteleriyle mücadele etmek için de İsviçre, yerinde direkt yardımın yanı sıra sınıra yakın alanlardaki insanları uçakla veya gemiyle İsviçre’ye getirmeli ve onları koruma sorumluluğunu üstlenmeli.