31 Mart yerel seçimleri toplumun geniş kesimleri için iyimser geçti. Buna benzer bir sonucu, Anadolu halklarının ruh halini ve sosyolojisini az da olsa tanıdığım ve bu halka dair hiçbir zaman ümidimi yitirmediğim için bekliyordum.

Bu Seçimde Kesin Kaybeden 3 Adam

Bu seçimde AKP kaybetti diyemiyorum. Çünkü günümüz AKP’si bir parti değildir. Bu organizasyon tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile varlığını sürdürmektedir. Daha dertli olan Erdoğan ve organizasyonu, şirketi ya da mülkiyeti adına ne denirse densin, AKP kendini devlet yerine de ikame etme denemeleri yapmaktadır. Sonuçta organizasyon bunu hedefliyor. Gücün doruk noktası bu. Bürokraside ciddi bir mesafe alınmıştır. Hukuk keza tamamen ele geçirilmiş durumda.

Bu seçimde birinci kaybeden Erdoğan’dır. Baskıcı, tek adamcı, ötekileştirici, kavgacı Erdoğan siyasetidir.

İkinci kaybeden damat bakandır. Ekonomide yaşanan gerçekçi krizin, ne beka söylemi ile, ne de tanzim manav propagandası ile üstü örtülmüştür. Ki kim icat ettiyse bu fikri, iyi etti. Zira bu tanzim kuyrukları yaşanan ekonomik krizin göstergesi oldu. Bu icraat iktidarın ekonomik krizini teşhir etmeye yaradı.

Üçüncü kaybeden çok bağıran bakandır. Kendisinin herkese terörist diyerek, tehdit ve şantajla iş tutamayacağını anlamış olması gerekir. Lakin ortada öyle bir dert yok. Bu siyaset tarzı bir seçim stratejisiydi. Görevi de buydu. Geldi geçti. Kısa gelecekte bu iki bakan değiştirilecek, göreceksiniz.

Bu organizasyonda diğerlerinin pek bir önemi yok. Zaten seçim sürecinde öyle bir şeylerini de duymadık. Bir memur rutinliği ile günlük işe gidip geldiler. İmzalarını attılar, önlerine konulan metinleri okudular, ara sıra kendi üslupları ile Twitter’dan bir şeyler yazdılar o kadar.

Bahçeli’nin Erdoğan’a İpotek Olması

Devlet Bahçeli ve bugünkü MHP siyasal geleceğini Erdoğan’a ipotek etti. Devlet Bahçeli ve bugünkü MHP kadrolarının varlığı Erdoğan’a bağlı. Erdoğan’ın bu partiye duyacağı ihtiyaç süresince varlıkları devam edecektir. Sonra elbette MHP var olacaktır. Fakat bu kadro olmayacaktır. MHP’yi orta vadede benim görüşüm bugünkü İyi Parti İstanbul milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun yöneteceği yönündedir. İzleyip göreceğiz.

CHP Bir Şey Değil

CHP önemli bir parti değildir, aslında. Varlığını seçim barajına bağlayan ve sosyal demokrasi alanındaki boşlukla sürdüren çok ortaklı bir partidir. Birçok kesimin, bir ilke ile değil, mecburen bir arada durduğu, iktidarın dışındaki partidir. Ülkenin bunca kötü yönetilmesine rağmen, ciddi bir muhalefet yapamamış, sürekli savunmada ve kendini esas muktedire ispatla geçirmiştir vaktini. Bunca adamın hepsi ve artı iki adama (İsimlerini yazmaya ne gerek var ki şimdi burada, Yılmaz Erdoğan’ın Vizontele filmindeki güvercin muhabbeti aklınıza gelsin) rağmen bir Levent Gültekin kadar söylem oluşturamadılar.

İktidara karşı olanların toplanacağı bir adres dışında, politika, söylem, ilke, irade, gelecek tasarımı ortaya koyamamıştır.

Selahattin Demirtaş’ı özlüyoruz

HDP için 31 Mart yerel seçimi başarısızlıkla geçti. Kürt illerinde kayyumlara rağmen önceki seçimlerin gerisine düşmesi güçlü bir izah istiyor.

Metropol kentlerde Kürt oyları olmadan elbette muhalefet cephesi seçim kazanamazdı. Bunu herkes biliyor. Anlaşılması gereken mesele kayyumlara rağmen belediyelerin alınamaması.

HDP yetkilileri bunu devletin baskısına, taşıma oya ve benzeri şeylere bağladılar. Bu açıklama son derece zayıf. Bu açıklamayı yapanlar bana Kürt halkını tanımıyor gibi geldi. Kürt halkı örgütlü, bilinçli bir halktır. Daha ötesi kurşunların, tankların gölgesinde iradesine sahip çıkmış bir halktır. Bir örneği hatırlatacağım. Bu halkın okuma yazma bilmeyen anneleri babaları, yaşlıları, bağımsız adayları bir iple ölçerek meclise, belediye başkanlığına göndermiştir. 1990’lı yılları yaşamış bu halk.

Sözüm şu ki; Selahattin Demirtaş’ı özlüyoruz.

Dersim’de TKP Kazanmadı

Dersim’de TKP kazanmadı. Dersim’de Fatih Mehmet Maçoğlu’nun Ovacık pratiği ve onun yoldaşları olan İbrahim Kaypakkaya’ın tarihsel mirası ve de kurdukları ittifak kazanmıştır. Doğru cümle sanırım budur. Zira TKP bunlarsız 100 oy alamaz.

Halkçı yerel yönetim açısından iyi şeyler bekliyoruz. Beklentimiz yüksek. Burada HDP ittifakı olsaydı daha iyi olurdu. Gelecek seçimde artık bunu yeniden dileriz.

Bir Toplum Sözleşmesine İhtiyaç Var

Bu seçimde gördük ki, Kürtler, solcular, sosyal demokratlar, sosyal adaletçi Müslümanların önderliğinde bir toplum sözleşmesine ihtiyaç vardır. Demokrasi güçleri diye niteleyebileceğimiz bu unsurların kuracağı parti, demokrasi, hukuk ve halkın alın terini korumakla birlikte, Kürt sorunu başta olmak üzere ülkedeki tüm sorunları cesurca çözebilir.

Sandık bunu işaret etti.

Tüm bunlar bir yana, tüm gerici grupların ittifakına rağmen, Kürtlerin ve tüm demokrasi güçlerinin en keyifli seçim kazandığı tek yer Kars’tır. Birleşirsek kazanırız. İşte Kars örneği. Adam ve Kadın kazandı diyebileceğim en güzel yer Kars’tır.