HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Edirne Cezaevi'ndeki Selahattin Demirtaş'la HDP yönetimi arasında fikir ayrılıkları olduğu yönündeki tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sancar, "Aslında fikir farklılıkları normaldir, olabilir ancak kamuoyunda varsayıldığı gibi bir farklılık yok. Daha doğrusu farklılıklar olduğu yönündeki bazı tartışmaların da dönem dönem iletişim aksamalarından yani bizimle Demirtaş arkadaşımız arasındaki iletişim aksamalarından kaynaklandığını bilinmesini isteriz" sözleriyle yanıt verdi.

BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın sorularını yanıtlayan Sancar, AK Parti ve MHP’nin “ailenin korunması” ve başörtüsü serbestisini anayasal güvence altına almayı öngören anayasa değişikliği teklifini,  “seçim hamlesi” olarak yorumladı.

Sancar,  "Özgürlüklerle ilgili bir konunun referanduma götürülmesine çok açık ve kesin biçimde karşıyız. Bu konuda en ufak tereddüdümüz yok. İkincisi seçime dönük hesaplar bağlamında referandumu gündemde tutacak girişimleri de son derece sakıncalı ve riskli buluyoruz. Hem ilkesel tutumumuz hem de somut tartışmalar bağlamında yaklaşımımız açıkça referanduma karşı çıkmaktır. Seçimlere dönük olsun olmasın, önemli konularda muhalefet partilerini birbirleriyle istişare etmeleri ve mümkünse ortak tutum belirlemelerini ilkesel olarak savunduk, savunuyoruz. Bu teklif bağlamında da aynı yaklaşımı sürdürüyoruz" ifadesini kullandı.

'DEMİRTAŞ'A İZİN VERMEDİĞİMİZ İDDİASININ ASLI ASTARI YOK'

Bir ortak aday üzerinde uzlaşılmaması halinde kendilerinin belirleyeceği cumhurbaşkanı adayının ismi üzerinde iki ayaklı bir çalışma yürüttüklerini belirten Sancar, "Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan’la görüşmek için başvuruda bulundu. Sizin de eş genel başkanlar olarak başvurunuz vardı. Demirtaş’ın daha önceki başvurusuna genel merkez olarak izin vermediğiniz yönünde haberler yansıdı kamuoyuna. Ne söylemek istersiniz bu konuda?" sorusuna ise şu yanıtı erdi:

Birincisi şunu söyleyeyim, evet biz Öcalan’la görüşmek için başvuruda bulunduk. Nedeni de söyleyeyim, savaş politikalarının bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde çatışmanın sonlanması, barışın ve çözümün önünün açılması konusunda Öcalan’ın bir rol oynayabileceğini herkes biliyor.

Diğer nedeni iktidarın sürekli İmralı üzerinden manipülasyon hevesinde olduğunu görüyoruz. Çeşitli söylentiler, tevatürler yayılıyor. Biz bu manipülasyonların önüne geçmenin en etkili yolunun kendisiyle doğrudan görüşmek olduğunu söylüyoruz.

Üçüncüsü, iktidarın başvurduğu bu manipülasyonlar başka çevrelerde de biraz önce söylediğiniz türden spekülasyonlara yol açıyor.

Dördüncüsü de kendisiyle, telefon görüşmesi ve aile görüşmesine izin verilmemesi, ağır bir tecrit ve hukuksuzluktur. Buna da tekrar dikkat çekmek. Selahattin Demirtaş arkadaşımızın görüşmek için başvurusuna bizim izin vermediğimiz şeklindeki bütün o söylentilerin de aslı yoktur.

Daha sonra başvurması da partinin bilgisi dahilindedir. Bizim parti olarak kendisine bunu yapma şunu yapma deme gibi bir yaklaşımımız yok ama zaten iletişim halindeyiz ve istişare ederek, ortak hareket etme gibi bir amaçla davranıyoruz. Son başvurusu parti yönetiminin bilgisi dahilindedir.

'EN ÇOK DEMİRTAŞ İLE İSTİŞARE YAPIYORUZ'

Son dönemde Demirtaş’la parti yönetimi arasında görüş ayrılıkları yaşandığı da çok konuşuluyor…

Kendisiyle belli konularda fikir farklılıkları olduğu yönünde yorumlar yapılıyor. Aslında fikir farklılıkları normaldir, olabilir ancak kamuoyunda varsayıldığı gibi bir farklılık yok. Daha doğrusu farklılıklar olduğu yönündeki bazı tartışmaların da dönem dönem iletişim aksamalarından yani bizimle Demirtaş arkadaşımız arasındaki iletişim aksamalarından kaynaklandığını bilinmesini isteriz.

Kendisiyle ve şu anda içeride siyasi rehine olarak tutulan, geçmiş dönem eş başkanlarımızla istişarelerimiz devam ediyor. En çok da Selahattin Demirtaş arkadaşımızla yürüyor bu süreç. Şartların elverdiği ölçüde düzenli bir iletişim içindeyiz.

Böyle baktığımızda aramızda politikalarımızın esasına ilişkin fikir farklılıkları yok. Ayrılık da yok. Kendisinin esas amacının da parti politikalarına, partinin kurumsal politikalarına destek vermek olduğunu biliyoruz. Ve iletişimimiz de bu çerçevede devam ediyor.

‘HAZIRLIKLAR EN KÖTÜ SENARYOYA GÖRE’

HDP’ye yönelik kapatma davasını değerlendiren Sancar, “Biz davanın normal sürede yürüdüğünü söyledik. Doğrusu hazırlıklarımızı en olumsuz senaryolara göre yapmak zorunluluğumuz olduğu da ortada. Yani karar ne zaman çıkar, nasıl bir karar olur, bu soruların cevabı, sadece hukukla verilemez. Siyasi şartlar ve iktidarın buradaki müdahalelerinin önemli rol oynayacağını, Türkiye gerçekliğini bilen herkes bilir. Biz de hazırlıklarımız muhtemel senaryoların hepsini dikkate alarak yürüttük. Seçeneklerimizi de bu senaryolara göre oluşturduk. Daha açık söyleyeyim, parlamento seçiminde tarihsel rolümüzü ve rolümüzü hayata geçirmeyi sağlayacak seçeneklerin hepsini hazırladık, çalışmalarımızı da bu çerçevede yürütüyoruz” dedi.